Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Diyalog İşsizliğe çare olarak sunulan öncelikli çözüm önerilerinin başında mesleki eğitim geliyor. Sanki, iş bulunamamasının asıl nedeni, gençlerin herhangi bir mesleğe sahip olmamalarıymış gibi. Oysa tam tersi, kalifiye olmayan elemanlar, çok daha rahat iş bulabiliyorlar.Üzerinde ısrarla durulan ve sihirli formül gibi sunulan çözüm önerilerinden biri de ara insan gücü. Yani meslek liselerinin sayısının artırılarak, gençlerimizin her birinin koluna "altın bilezik" geçirilmesi. Bu konuda da yine rakamlara bakmak gerekir. Onlar da işsiz, meslek yüksekokulu mezunları da. Ama nedense kimse bunu görmek istemiyor.Aslında terörden de, işsizlikten de öte Türkiye'nin en önemli sorunu, yatırımların ve üretimin, artan nüfus artışına ayak uyduramaması. Yani Türkiye'de her yıl bir milyon 300 bin bebek doğarken, ancak 300 bin kişilik istihdam potansiyelinin yaratılması.AKP iktidarı ilk 4.5 yıllık dönemde bu konuda çok başarılı olmadı. 22 Temmuz sonrasında da bu konuda henüz somut adımlar atılabilmiş değil. Ekonomist değilim. Onlara göre, Türkiye'nin ekonomik hacmi giderek büyüyor. Başbakan'a göre de kişi başına düşen dolar her geçen gün artıyor. Ama bunun vatandaşa yansıması, onların çizdiği pembe tabloyla pek örtüşmüyor. İstihdam ve üretim artmadan, ekonomi nasıl büyür sorusuna, ancak Türkiye'deki gibi örneği verilebilir. Çünkü bizdeki büyüme gerçekten bir garip. İşsizlik artıyor, iç ve dış borç katlanıyor, işyerleri bir bir kapanıyor ama ekonomi büyüyor. Bu nasıl oluyorsa!.. Bugün için Türkiye'nin en önemli sorunu terör gibi gözükse de, ondan daha can sıkıcı olanı işsizlik. Türkiye İstatistik Kurumu TÜİK'in açıkladığı rakamlar, yeterince moral bozmaya yetiyor da artıyor. Genel işsizlik oranı 9.2. Gençler arasındaki işsizlik oranı ise 19.2. İki katından daha fazla. Bir de kayıtdışı işsiz gençleri, yıllardır ÖSS'ye hazırlanan gizli işsizleri ve üç kuruş maaşa ücretli çalışanları hesaba katarsanız durumun çok daha vahim olduğunu görürsünüz. Ama daha da felaket boyutuna gelen, okumuş işsizlerin sayısının her geçen gün katlanarak artması. Asıl üzerinde durulması gereken tehlike de bu. Ama nedense bu durum, ne hükümetin gündeminde ne de kamuoyunun... Dünyada şu anda en değerli meta, ne altın ve döviz rezervleri ne de yeraltı madenleri. En paha biçilmezi, en fazla kabul göreni ve çok geri dönüşüm sağlayanı bilgi. Yani bilim ve teknoloji. Bu konu da dünyanın en zenginleri ve en büyük şirketleri listesine bakmak yeterli.Bu da gösteriyor ki gençlerimizi çok daha fazla bilgiyle donatmamız gerekiyor. Onları bilime, bilişime ve teknolojiye daha fazla yöneltmenin yolu da, bu birikimlerini işe, paraya ve refaha dönüştürmek. Yoksa şu anda olduğu gibi onları işsizliğe mahkûm edersek, bir süre sonra, içlerindeki okuma aşkını köreltip sıradanlaştırırız. Bunun da ne onlara, ne de ülkeye bir yararı olur.Diplomalı işsiz sayısındaki artışa dur demenin zamanı geldi de artıyor. Sosyal patlama noktasına gelmeden mutlaka önlemi alınmalıdır... Nitelikli işgücü Eğitim sistemimizin, bir bütünlük içinde, anaokulundan doktoraya kadar, A'dan Z'ye değişmesi gerekiyor. Bu yüzden, ekonomi ve enerjide olduğu gibi, bakanlıklar üstü bir platformun oluşturulması ve konunun orada ele alınması gerekiyor. Yoksa şu andaki gibi çarpık tablo daha da katmerleşebilir. Bir yandan milyonlarca işsiz, öte yandan, günümüz mesleklerine yönelik, yüz binlerce kalifiye eleman ihtiyacı. Bu böyle gitmez.Siyasetçisinden sanayicisine, turizmcisinden YÖK ve MEB yöneticilerine kadar tüm taraflar aynı masa etrafında toplanmalı ve Türkiye'nin önümüzdeki 20 yıllık insan gücü planlaması yapılmalı. Belki yüzlerce okulun, fakültenin kapısına kilit vurulacak. Tepki alacak. Ama neşter atılmalı.Özetin özeti: Mademki en büyük hazinemiz gençlerimiz, o zaman onları hammadde olmaktan kurtarıp en değerli mamul haline getirelim!.. aguclu@milliyet.com.tr Yeniden yapılanma şart