Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Gençlerimize bir şeyler olduğu kesin. Müthiş bir değişim içindeler. Ama bu değişimin hepsi de maalesef olumlu değil. İşte dünkü gazetelerden iki başlık:
Alman Lisesi'nde intihar. Uçuyorum diye mesaj çekti ve ölüme atladı.
Alman Lisesi'nin dördüncü katından ölüme atlayan Ceylan Konuk, dört Türkiye şampiyonluğu olan başarılı bir sporcuymuş. Şeytana tapan stanistlerle arkadaşlığı var mı, yok mu? Şimdi onlar tartışılıyor. İki yıl önce Ataköy'de intihar eden yine aynı yaşlardaki gençlerle yakın arkadaş olduğu da gazete sayfalarına yansıyan bilgiler arasında...
İkinci haberin başlığı ise hızlı gittiler, genç öldüler şeklinde. Haber şöyle devam ediyor:
Boğaz turu faciayla bitti. Dünyanın en hızlı arabalarından Porsche ile çekiciye çarpan gençlerin ikisi de can verdi.
Mimar Sinan Üniversitesi'nden yeni mezun olan 26 yaşındaki Ömer Aran ile ev arkadaşı Deniz Yolaç, Boğaz'da tur atarken, aşırı sürat nedeniyle direksiyon hakimiyetini kaybedip yaşama veda ettiler. Ne acı bir son. Oysa ne hayalleri vardı kim bilir?..
Gazetelerde her gün benzeri birkaç haberle karşılaşıyoruz. Geçenlerde yine bir üniversite öğrencisi uyuşturucu satarken, bir başkası fuhuş yaparken, bir diğeri de etrafa terör saçarken haber olmuştu...
Sözünü ettiğimiz gençlerin hemen hepsi de okumuş çocuklar. İyi okullarda iyi eğitim almışlar. Hiç öğrenim görmeyen ya da yarım kalanların dunumu ise daha da içler acısı.
Hükümet çok önemli(!) işlerle uğraştığı için nüfusun yarıdan fazlası olan geçlerle ilgilenmeye pek vakit bulamıyor. Demirel'in Türkiye'ye armağan ettiği bir yönetim tarzı var. Ona göre kriz çıkmadan sorun çözmenin bir anlamı yok. Gençlik konusunda da aynı yöntem söz konusu. Terörist olmadan, sokağa düşmeden, hapishaneye girmeden gençlerle ilgilenen yok...
Haydi devleti, Å hükümeti, siyasetçileri anladık. Onların hiçbir zaman böyle bir kaygıları olmadı. Ya anne babalara ne oluyor? Çocuklarından neden bu kadar uzaklaştılar? Yaşanan felaketlerde en çok üzülen, kahrolan onlar. O noktaya gelinceye kadar neredeler? Dahası felakete sürüklenmelerinde onların hiç mi katkıları olmuyor? Bazen çocuklarına iyilik yapıyoruz derken öylesine kötülükler yapıyorlar ki!..
Her istediklerini almakla, her istediklerini yapmalarına olanak sağlamakla, aşırılığa kaçtıklarında frenlememekle, sanıyorlar ki iyilik yapıyorlar. Yanıldıklarını anladıklarında ise artık çok geç oluyor...

Öğretmen atamaları?

Milli Eğitim Bakanlığı adını gençleri devlete küstürme bakanlığı olarak değiştirse çok daha iyi olacak. Çünkü yaptığı yegane iş bu. Öğretmen atamaları için, herhangi bir fakülteyi bitirip formasyon eğitimi alanların başvurularını kabul etti. Sınava soktu. Tayin in ümitlendirdi. Sonuç, sıfır elde var sıfır. İnsanların duygularıyla bu kadar oynanmaz! Ankara'daki üç beş ne yaptığını bilmezin on binlerce insanın gururuyla oynamaya hakkı yok.
YÖK ve MEB, madem ki bu gençleri öğretmen olarak istemiyor, üniversitelerdeki formasyon eğitimini yasaklayıp, sınavlara sokmasın. Tayin için başvurularını almasın. Beceriksizliğin bu kadarına da pes doğrusu!..


Yazara E-Posta: aguclu@milliyet.com.tr