Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

       CUMHURBAŞKANI Demirel, Anadolu Üniversitesi'nin açılış töreninde, pek çok açılışta olduğu gibi 10. Yıl Marşı'nın çalınması üzerine, 75. yıl için yeni bir marş bestelenmesi çağrısını yineleyerek şunları söyledi:
       "10. Yıl Marşı, çok güzel bir marştır. Sanat adamlarımızdan 75. yıl için bir marş istedim ama, 10. Yıl Marşı'nı aşamadık. Herkesi 10. Yıl Marşı'ndan daha güzelini yapmaya davet ediyorum. Bu şudur: 10. yılda hissetiğimiz coşkuyu, 75. yılda hissetmiyor muyuz? Hissetmiyorsak edelim. Her şeyden bezmiş insanlardan müteşekkil bir toplumun gücü olmaz."
       Cumhurbaşkanı'nın tespiti çok doğru. Her şeyden bezmiş insan ve toplumların gücü olmaz. Sadece gücü mü? Morali, çalışma hırsı, beklentisi, saygısı, sevgisi, güveni, hoşgörüsü, hiçbir şeyi kalmaz. Bu listeyi öylesine uzatmak mümkün ki, değil köşeyi, sayfanın tamamını ayırsak bile, bezgin insanların yok olan değerlerini sığdırmak mümkün değil...
       Demirel'in tespitlerinin doğruluğu konusunda hiç kimsenin kuşkusu yok. Öyle sözler ediyor ki, en muhalifler bile altına imza atmaktan çekinmiyor. Ama benim asıl üzerinde durmak istediğim konu başka. Son 40 yıla damgasını vurmakla övünen Demirel'in, Türk insanının böylesine bezgin duruma düşmesinde hiç mi kabahati yok!
       Bu satırları okurken, "her şeyin sorumlusu o" diyenlerin büyük bir çoğunlukta olduğuna adım gibi eminim.
       Siz siyasetçiler ve devlet adamları olarak, hem toplumu yaşamından bezdirecek noktaya getireceksiniz, hem de "bezgin toplumun gücü olmaz" diyeceksiniz. Bu noktada bir çelişki yok mu?..
       Yeri doldurulamayan sadece 10 Yıl Marşı mı? Tüm olanaksızlıklara rağmen hemen her konuda Türkiye ve Türk insanı moral değerleri açısından bugünkünden çok daha güçlü değil miydi?.. Ahlaki ve ulusal değerlerin, devlet adamlarının, politikacıların, öğretmenin, öğrencinin, medeyanın, Meclis'in yeri doludurabildi mi ki, 10. Yıl Marşı'nı yazan Behçet Kemal Çağlar ve Faruk Nafiz Çamlıbel ile bestecisi Cemal Reşit Rey'in yeri doldurulabilsin...
       Türkiye 1930'lu yıllarla kıyaslandığında rakamsal olarak çok büyüdü. Nüfusu, öğrenci ve okul sayısı, ekonomisi, sanayisi, yolları ve kentleriyle Cumhuriyet'in ilk yıllarına göre devasa boyutlara ulaştı. Onlarca üniversitesi, onlarca Güzel Sanatlar Fakültesi ve çok sayıda konservatuvarı var. Taklitleri bir yana, yazar, şair ve sanat adamlarının sayısı da çığ gibi çoğaldı. Ama hala yeni bir 10. Yıl Marşı'nın coşkusunu yaşayamıyoruz. Bunun nedenlerini aramak için de, hiç uzağa gitmeye gerek yok. Eminim, gerekçelerini yine en iyi Demirel bilir.
       75. yıl için treni kaçırdık. Böylesine bezgin bir toplumdan, 10. Yıl Marşı'nın yerini dolduracak yeni marş beklemek zaten hayalcilik olur. Ama 100. yıl için henüz her şey bitmiş değil. Eğer bugünden başlayarak kırılan kalpleri tamir etmez, yitirilen ve unutulan değerleri yeniden kazandıramazsak, aynı şaşkınlığı 2023'te de yaşamamız işten bile değil!..





Yazara E-Posta: A.Guclu@milliyet.com.tr