Doğan Cüceloğlu, müthiş donanımlı bir isim. Yaşam öyküsü de bir o kadar renkli. Mersin Silifke’de 11 çocuklu bir ailenin çocuğu olarak önce lise için Ankara’ya, sonra üniversite için İstanbul’a daha sonra da akademik kariyer için Amerika’ya gitmiş. ABD’nin iyi üniversitelerinde 25 yıl görev yaptıktan sonra tekrar İstanbul’a gelmiş. Uzun yıllardır da İstanbul’da...
Lise yıllarında mühendis olmak istemiş ama öğretmenleri onu sosyal bilimlere ve akademisyenliğe yöneltmiş. İyi de oldu diyor ve ekliyor:
Keşke benim hocalarım gibi tüm öğrencileri doğru yönlendirebilecek hocalar olsa ...
Cüceloğlu, önceki gece, Genç Bakış’ta konuğumuzdu. Çok çarpıcı anekdotlar anlattı, her biri üzerinde saatlerce konuşulabilecek vurucu sözler söyledi. Bunlardan birisi de şuydu:
Öfkenin esiri olmayın, öfkeyi sizi yöneten efendiniz haline getirmeyin, yoksa ensenizden düşmez ve sizi o yönetir hale gelir...
Kimilerine sıradan bir söz gibi gelebilir ama uzun uzadıya düşünün, çevrenize bakın, öfkelilerle öfkesizler arasındaki farkı yakalamaya çalışın yeter...
Sosyal bilimler, özellikle de felsefe, sosyoloji ve psikoloji bizde hiç ciddiye alınmaz. En iyi öğrenciler, liselerde fen ve matematiğe; üniversiteye girişte de tıbba, mühendisliğe yönlendirilir. Sosyal bilimlere ise tabiri caizse gönülsüzler ve “döküntüler” kalır. Oysa, içinde bulunduğumuz dünya, adeta bir sorunlar yumağı ve en önemli gerekçesi de sosyal sorunlar...
Yani en iyilerin bu alanlara çok daha fazla özendirilmeleri gerekiyor. Önemini bilenler ise zaten seçiyor...
Toplum mühendisliği
Dünyanın neresine giderseniz gidin en önemli sorunların kaynağı ne biliyor musunuz?
İç ve dış göçlerin, gelir dağılımının, etnisitenin, kültürel yozlaşmanın yarattığı sorunlar. Yani hemen hepsi de sosyal bilimlerin ilgi alanı. Yani toplum mühendisliği gerektiren konular.
Göçlerin yarattığı sorunlar konusunda dünyanın en iyi üniversitelerinde ciddi araştırmalar yapılıyor. Avrupa ve Amerika’da bu konuda hemen her yıl yüzlerce kitap yayımlanıyor. Çünkü onların da en büyük sorunu göçler.
Bir de kendi açımızdan bakalım. Durum farksız mı? İç göçlerin yarattığı sorunlar yetmiyormuş gibi şimdi bir de dış göçler çıktı. Bölgenin en fazla dış göç alan ülkelerinden birisi haline geldik.
Peki bu konuda yapılan kaç araştırma var?
Çözüm konusunda siyasilere hangi yol haritaları öneriliyor?
Daha da önemlisi, geleceğe yönelik olarak neler öngörülüyor, ne tedbirler alınıyor?..
En zor varlık insan!
İnsana yönelik araştırmalar üniversitelerimizde yok gibi. Olmadığı için de, Gezi Parkı benzeri oluşumlara, dar bir çerçeveden bakıp, inanılmaz yorumlar getiriyoruz.
Umarız, şu günlerde, bazı üniversiteler, bazı akademisyenler bu konuya kafa yoruyordur. Görünen ya da abartılan gerekçelerin ötesinde, doğru olanı arıyordur. Yoksa, böylesi bir canlı laboratuar bir daha zor bulur.
Ha bu arada çok farklı ülkelerden, çok farklı alanlardaki akademisyenlerin Türkiye’de olup bitenleri anlamak için geldiklerini de özellikle hatırlatmak isteriz.
Bu konuda bizden birileri de bir şeyler yapıyorsa, bizi haberdar ederlerse, okurlarımızla paylaşmaktan mutluluk duyarız...
İnsana ve topluma yönelik analizler en zor olanı ama üzerinde en kolay yorum yapılan alanlar da yine bunlar. Çünkü herkes, bildiğini sanıyor!..
Akıl mı yoksa?..
Öfke, aklın önüne geçmemeli ya da aklın önüne hiçbir şey geçmemeli uyarısı hep yapılır. Ama nedense, ilk unutulan de hep bu olur. Çünkü kolayımıza gelir. Oysa faturası en ağır ödenen bedeller, hep aklın ihmal edildiği anlarda olur. Hele bir de aklın yerini öfke aldıysa. Anlık bir öfkenin bedeli bazen yıllar, bazen de bir ömür sürebilir. Bunun o kadar çok örnekleri var ki!
İşte bu yüzden Cüceloğlu’nun “öfkeyi efendiniz haline getirmeyin!” uyarısı önemli hem de çok önemli...
Sakin kafayla, sadece bu cümleyi bir kez daha düşünün ve ne zaman öfkeniz aklınızın önüne geçerse, bugün bu düşündüklerinizi aklınıza getirin. Eminim ki sizi anında sakinleştirecek ve olası birçok hatadan koruyacaktır...
Özetin özeti: Sosyal bilimlerin önemini anladığımızda umarız çok geç olmaz!.
Özay Şendir
Netanyahu için sonun başlangıcı…
18 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Eğitim vezir de eder rezil de!..
18 Mayıs 2025
Zeynep Aktaş
Toparlanmanın devamı gelir mi?
18 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
Hande Subaşı: Modellikten geliyorum, ama modayı hiç takip etmiyorum
18 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
Yunanistan’ı anlamama sendromu
18 Mayıs 2025