Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Ankara’daki siyasi gerginlik, en fazla üniversiteleri etkiliyor. Partiler ve liderler arasındaki söz düellosu, Meclis’teki atışmalar, anında öğrencilere de sirayet ediyor...
Son aylarda hangi üniversiteye gitsek durum farklı değil...
Hemen hepsi çok gergin...
Bizim öğrenciliğimizde de durum farklı değildi.
Demirel, Ecevit ve Türkeş arasındaki gerginlik yüzünden az çatışma yaşanmadı.
İşte bu yüzden, liderler arasındaki diyalog sorunu bir an önce çözülmelidir...
Onlar belki farkında değiller ama üniversiteler ve öğrenciler, siyasi kavgadan çok etkileniyor...
Ne olur, giderek yükselen siyasi tansiyon, artık düşürülsün...
Yoksa hep birlikte çok üzülürüz.
Daha da önemlisi, macun tüpten bir boşalırsa yeniden doldurmak çok zor olur!..

Kim marjinal?..
Günlerdir, kim daha marjinal tartışmaları yapılıyor.
Kimileri yaşam mücadelesi veren eylemci gençlere marjinal diyor, kimileri de onlara marjinal diyenlere, asıl marjinal sensin yakıştırması yapıyor...
Görünen o ki, bu konuda da ortak bir noktada buluşmamız mümkün değil...
1 Mayıs’ta dikkat çeken unsurların en başında, yararlanan gençlerin içinde bulundukları durum geliyor.
Yaşam mücadelesi veren ve saatlerce komada kalan bu iki gençten birisi atama bekleyen öğretmen, diğeri de daha iyi bir gelecek arayan bir üniversite adayı...
Böylesi durumda hep şu soru gündeme gelir:
Eğer önleri tıkanmasaydı, bu gençler, bu noktaya gelirler miydi?
Örneğin biri öğretmen olarak atansaydı, diğeri de üniversiteye girseydi, yine aynı şekilde davranırlar mıydı?..
Evet diyen de çıkacaktır hayır diyen de...
Ama bu tartışma hiç bitmeyecek...

Gençlik Bakanlığı?..
Genç nüfusun en yoğun olduğu ülkelerden birisiyiz.
Üç, beş çocuk derken daha da artacak gibi.
Peki onlarla yeterince ilgilenebiliyor muyuz?
Örneğin eğitimleriyle, istihdam sorunlarıyla, sosyal hayatlarıyla...
Evet demek çok zor.
Keşke gençlerin her sorunuyla yakından ilgilenen, onlar için çözüm üreten, koordinatör bir bakanlık olsa.
Gençlik ve Spor Bakanlığı, dünden bugüne hep spora yönelik oldu.
Ya da ilgi ve yetki alanı sınırlı kaldı.
Oysa böyle bir bakanlık, gençler adına her türlü yetkiyle donanık ve gençlerin hamisi konusunda olmalı...
Belki, başbakan yardımcılarından birisi, bu koordinatörlüğü üstelenebilir.
Çünkü çoğu zaman, aynı anda, pek çok bakanlığı harekete geçirmek gerekebiliyor...
Günlerdir yollardayım.
Güneydoğu’dan KKTC’ye binlerce kilometre yol yaptık, çok farklı inceleme ve gezilerde bulunduk. Toplantılara katıldık.
Bu arada üniversiteleri de ziyaret ettik.
Şanlıurfa Harran Üniversitesi iyiydi daha iyi olma yolunda emin adımlarla ilerliyor.
Mardin Artuklu Üniversitesi gelişme sürecini hızla tamamlamaya çalışıyor.
KKTC Doğu Akdeniz Üniversitesi ise artık rahatlıkla üniversiteler birinci liginde oynayabilir.
Bu üniversitelerimizi önümüzdeki günlerde farklı yönleriyle daha geniş olarak ele alacağız.
Çünkü anlatacak çok izlenim var...

Kılıçdaroğlu, Güler, Çelik
Gezi boyunca önemli isimlerle bir arada olduk.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, İçişleri Bakanı Muammer Güler, Çalışma ve sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, onlardan sadece birkaçı.
Kılıçdaroğlu, özellikle öğrenci bursları, işsizlik ve öğretmen atamaları konusundaki duyarlılığını dile getirdi.
İktidara gelmeleri halinde bu konularda ciddi anlamda iyileştirmeye gidileceğini vurguladı.
İçişleri Bakanı Muammer Güler’in eğitime yönelik samimi çabaları ve desteği de takdire şayandı.
Valilerle, kaymakamlarla tek tek konuşup, eğitime çok daha fazla önem vermelerini isteyeceğini söyledi.
Çelik’e de, stajyer öğrencilere yönelik sorularımız oldu.
Öğrencilerin, hem staj yapacak yer bulamadıklarını hem de staj yaptıkları sürenin sosyal güvence altına alınmadığını hatırlatıp, bu konuda bir iyileştirme yapılıp yapılmayacağını sorduk.
Sorun varsa üzerine gideriz, ne gerekiyorsa yaparız dedi.
Sevindik ve takipçisi olacağımızı dile getirdik.
Bu konularda, yasalara rağmen sıkıntı çekenler bize yazsın ki, biz de Bakan Bey’e iletelim stajyerlere yönelik eziyet son bulsun...
Onca yıllık gazetecilik deneyimimiz bize şunu öğretti:
Ağlamayan çocuğa meme verilmiyor...
Özetin özeti: Herkesin, herkesi çok daha iyi anlaması gereken bir dönemden geçiyoruz. Başkalarından beklediğiniz hoşgörüyü, önce siz gösterin, gerisi gelecektir. Gelmezse de o artık sizin değil, onun sorunudur...