Ama nedense ne devlet ne okul yöneticileri ne de veliler çarpık eğitim sistemini sorguluyor.Ders programları hâlâ 40 yıl önceki müfredat programlarına göre yapılıyor. Yine yıllarca önce yazılmış ders kitapları okutuluyor. Oysa günümüz gençleri onların çok ötesinde. Ama biz ne yapıyoruz? Sistemi sorgulayacağımıza, bu çarpık sistemin kurbanı olan çocuklarımıza fatura çıkartıyoruz.Türk eğitim sisteminin en büyük baş ağrısı giriş sınavları. Anadolu liseleri, kolejler, fen liseleri, üniversite derken çocuklarımızın canına okuyoruz. Hedef öğrenmek değil, yüksek not ve yüksek puan. Bir de buna popülaritelerini daha çok artırmak için çocukları yarış atı gibi yarıştıran öğretmen ve okullar eklenince olay iyice çığırıdan çıkıyor.Dün Aslının (takma adı) yazdıkları eğitim sistemindeki çarpıklıkları bir bir ortaya koyuyordu. Yazdıklarını onaylayan, bizim okulda daha beteri var diyen öylesine çok mesaj geldi ki!.. Pek çok velinin de belirttiği gibi ezberci, dayatmacı, çarpık eğitim sistemini sorgulamak için şimdi tam zamanı.Batılı eğitim sistemleriyle Türk eğitim sistemi arasındaki en büyük fark ne biliyor musunuz? Onlar çocukları kazanmak için yöntemler geliştiriyorlar, biz ise harcamak için. En ufak bir hatalarını bulup da sistem dışına itelim diye elimizden geleni yapıyoruz.Fazla uzağa gitmeye gerek yok, son birkaç yıl içerisinde alınan kararlara bakın yeter!Aslının da özellikle vurguladığı gibi lise 2deki alan seçimi tam bir dayatmaca. Üniversiteye girişte, yüz binlerce meslek lisesi mezunu fütursuzca hayata küstürüldü. Ortaöğretim başarı puanı uygulaması ise öğrencilerin çileden çıkması için yetiyor da artıyor... Örnekleri fazlasıyla artırabiliriz. Zaten hiçbiri de uzun ömürlü olmuyor. Ama yarattığı tahribat çok büyük. Ne acı ki fatura da hep öğrencilere çıkıyor!..Günümüz çocuk ve gençlerinin kapasiteleri 40, hatta 20 yıl öncesiyle kıyaslanamayacak derecede üstün. İşte bu yüzden artık lime lime dökülen bugünkü eğitim sistemi onlara cevap veremiyor. Ama bu çarpık sistem oturup kendini yenileyeceğine öğrencileri harcamaya devam ediyor.Önümde bu konuda öğrenci ve velilerden gelen yüzlerce mektup var. Hemen hepsi artık cumhurbaşkanından sokaktaki vatandaşa kadar herkesin şikâyetçi olduğu çarpık eğitim sisteminin değişmesini istiyor Okullardaki intihar konusu bu kez ciddi olarak masaya yatırılıyor. Öğretmenler, öğrenciler, veliler hemen herkes özeleştiri yapıyor. Sessiz kalan sadece Milli Eğitim Bakanlığı. Oysa sorunun kaynağına inildiğinde asıl suçlu olarak hep karşımıza çıkan çarpık eğitim sistemi. İşte gelen mektuplardan bazı çarpıcı örnekler: Eğitim sistemi değişsin Önümde bu konuda öğrenci ve velilerden gelen yüzlerce mektup var. Hemen hepsi artık cumhurbaşkanından sokaktaki vatandaşa kadar herkesin şikayetçi olduğu çarpık eğitim sisteminin değişmesini istiyor İşte gelen mektuplardan bazı çarpıcı örnekler: Günümüz çocuk ve gençlerinin kapasiteleri 40, hatta 20 yıl öncesiyle kıyaslanamayacak derecede üstün. İşte bu yüzden artık lime lime dökülen bugünkü eğitim sistemi onlara cevap veremiyor. Ama bu çarpık sistem oturup kendini yenileyeceğine öğrencileri harcamaya devam ediyor. Okulda başarısızdım ama... 27 yaşındayım. Öğrencilik yıllarımı hatırlamak bile istemiyorum. Öğretmenlerime göre berbat bir öğrenciydim. Şu andaki konumuma bakılacak olursa o başarısız okul hayatıyla asla bu noktaya geleceğim düşünülemezdi. Hiçbir zaman matematik dersim iyi olmadı. Ama şu anda finansçıyım. Her dönem sonunda bir sürü zayıfım olurdu ve ailem karnemi gördüğünde havada terlikler uçuşurdu. Evde ders çalışacağım huzur ortamı hiç olmadı. Çok kötü bir devlet okulunda okudum. Okulumuzda aklınıza gelebilecek her türlü entrika dönerdi (uyuşturucu, bıçak ve tuhaf ilişkiler). Ama hayat her şeye rağmen güzeldi ve geleceğe dair umutlarım vardı. Yoksa... Tehlike çanları çalıyor Anadolu liseleri, kim daha fazla üniversiteye öğrenci sokacak yarışı içine girdi. Bu yüzden çok yükleniyorlar. Ama çocuğum ilkokula başladığından beri bu yarışlar yüzünden mutsuz, umutsuz, yorgun. Artık okumak istemiyorum, dayanamıyorum diye feryat etmeye başladı. Ders çalışmak istemiyor. Kar yağdığında tatil olacak diye bayram ediyor. Öğretmenleri de, okulu da sevmiyor. Anadolu lisesinde okuyan bir kız çocuğu annesiyim. Ben de, eşim de üniversite mezunu insanlarız. Çocuğumuzun iyi bir eğitim almasını her aile gibi biz de arzuluyoruz. Ama üzerimizde öyle bir not baskısı var ki dayanamıyoruz. Aman okulda intihar etmesin Benim de lise 2de okuyan bir çocuğum var. Ortaokulu birincilikle bitirdi. Şu anda ise okulunun başarı sıralamasında belki de son sıralarda. İnanılmaz küskünlük ve hayal kırıklığı yaşıyor. Dolayısıyla bunalımda. Ölüm ve intihar sözlerine adeta alıştık. Yapıp yapamayacağını bilemem ama ağzına hiç yakışmıyor. Okulda daha önce intihara kalkışanlar olmuş. Bu tarz olaylar sürekli gündemde. Hatta "aman okulda intihar etmesin" gibi espriler bile gelişmiş. Dengesiz not sistemi ve ortaöğretim başarı puanı Demoklesin kılıcı gibi başlarının üzerinde sallanıyor. Sizden ricam bu sorunları yetkililere duyurmanız... Alman Lisesi velileri Yaşanmış olan olayların yüreklerde derin acılar bıraktığı kesindir. Ancak bunların genellenerek İstanbul Alman Lisesini, idaresini, öğrencilerini ve mezunlarını zan altında bırakacak nitelikteki yayınlar, orada halen öğrenim görmekte olan genç yüreklerde ne denli yaralar açabilecekleri, onların morallerini ve yarınlara taşımak istedikleri umutlarını ne denli köreltebilecekleri göz ardı edilmektedir... İntihar olayları nedeniyle üzerinde en çok konuşulan okullardan birisi de Alman Lisesi. Veliler ve mezunlar dün bir ortak açıklama yaptılar. İşte bir bölümü: Yanlış üzerine yanlış Yabancı bir kolejde lise 1i bitirdikten sonra ailemle beraber 11 yıl yurtdışında yaşadım ve okudum. Şimdi İstanbulda çalışıyorum. Aslıyı okurken liseli arkadaşların neler hissettiklerini ve yaşadıklarını çok iyi anlıyorum. Onlara katılıyorum ve destekliyorum. O dönemlerde benim de aynı şeyleri hissettiğim aklıma geldi ve onlar için çok üzüldüm. Yurtdışında 6 yıl eğitim gördüğüm için aradaki farkı çok iyi görebiliyor ve anlayabiliyorum. Gençlerimizin daha sağlıklı yetişmeleri için eğitim sisteminde gerçekten ciddi değişiklikler yapmak gerekiyor... Ne olur biraz sabır aguclu@milliyet.com.tr Lise 1inci sınıftayım. Kimse bizi anlamıyor. Ailelerimiz hep bizi başkalarıyla kıyaslıyor ve bundan nefret ediyorum. Bana göre de intiharlar, oyunlar ve müzikle alakasız. Ben de metal dinliyorum ve çok anlamlı sözleri var. Okulda sık sık problemler yaşıyorum. Velim sürekli okula çağrılıyor. Sürekli okuldan atılma baskısı var. Ben de intiharı düşündüm. Benim vazgeçmemi çok sevdiğim arkadaşlarım sağladı. Ailem benim mutlu olmamdan çok başarımla ilgileniyor. Ben de istiyorum ama he deyince olmuyor. Derslerimi yeni yeni topluyorum. Çünkü birçok şeyin yeni farkına vardım. Ne olur biraz sabırlı olsalar...
Özay Şendir
Netanyahu için sonun başlangıcı…
18 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Eğitim vezir de eder rezil de!..
18 Mayıs 2025
Zeynep Aktaş
Toparlanmanın devamı gelir mi?
18 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
Hande Subaşı: Modellikten geliyorum, ama modayı hiç takip etmiyorum
18 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
Yunanistan’ı anlamama sendromu
18 Mayıs 2025