Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Pek çok alanda müjdeli haberler geliyor.

Kimi gerçekleşmek üzere kiminin de eli kulağında.

Her an milyonları sevindirebilirler.

Öğretmenler Günü’ne de sayılı günler kaldı.

Eminiz ki bu konuda da stajyerinden emeklisine tüm öğretmenlerimizi sevindirecek müjdeler olacaktır.

Örneğin, Anayasa Mahkemesi kararı açıklanıncaya kadar uzmanlık sınavı ertelenebilir hatta tamamen kaldırılabilir. Hazır bu konuda yeni bir düzenleme yapılıyorken “mülakat” konusu da bir kez daha gözden geçirilebilir.

Son güne kalmamalı

Haberin Devamı

Onlar mutlu olursa, ülke mutlu olur.

Ne olur bunu asla unutmayalım.

Sadece çocuklarımızın değil, ülkemizin mutluluğu da onların mutluluğuna bağlı. Onların yüzü güldüğünde emin olun hepimizin yüzü gülecektir.

Peki, ne olursa öğretmenler çok mutlu olur?

Kabına sığmayan beklentileri mi var?

Hayır?

Gelin aklımıza gelenleri tek tek sıralayalım, eksik kalan olursa, siz tamamlarsınız. İlk sırada 20-30 bin öğretmeni daha mutlu edecek, ek atama müjdesi var. Şubatta olası bir atama haberi bile yüz binlerce öğretmenimiz için umut ışığı olacaktır. Ama adil bir kontenjan dağılımı olmak koşuluyla.

İşte diğer beklentilerden bazıları:

Ücretli ve sözleşmeli öğretmenlik tarihe karışabilir. Tek tip öğretmenlik müjdesi gelebilir.

Parçalanmış sözleşmeli öğretmen aileleri bir araya getirilebilir.

100. yıla özel, tüm öğretmenlere bir maaş ikramiye verilebilir.

Yatılı yüksek öğretmen okulları ve öğretmen liseleri yeniden açılıyor olabilir.

Maaş ve ek ders ücretlerine zam gelebilir.

Her öğretmene bir yazlık, bir de kışlık elbise çeki verilebilir.

Öğretmenlere meslek güçlüğü zammı düşünülebilir.

Genç öğretmenlere yer açmak için emekliliği teşvik edici kararlar açıklanabilir.

Becayiş kolaylığı sağlanabilir.

3600 ek gösterge hayata geçebilir.

KPSS’nin yerine daha adil bir atanma modeli açıklanabilir.

Sınavsız atama

Öğretmenin kalitesi artmasın mı, elbette artsın ama bunu, onları kırmadan, üzmeden yapmalıyız.

Öğrencilerimiz gibi öğretmenlerimizi de sınav köleleri haline getirmemeliyiz.

Aynı okulda, aynı sınıfta, aynı dersi veren öğretmenlerimizi sınıflandırırsak bu huzur ve kalite değil, huzursuzluk getirir.

Haberin Devamı

Dünü dünde bırakıp geleceğe odaklanalım.

YÖK, ÖSYM ve üniversiteler, ateş topunu MEB’in kucağına atmak yerine, bu konuya daha çok kafa yormalı ve bizi geleceğe en iyi şekilde taşıyacak öğretmenler yetiştirmeliler. İyi bir öğretmen iyi gelecek demektir.

Çocuklarımızın hayatları boyunca yakalayabilecekleri en büyük şanslardan biri de karşısına iyi bir öğretmenin çıkmasıdır. İşte o an tüm dünyası değişecektir.

Bu yüzden sadece bazı öğretmenlerimiz değil, hepsi en iyisi olmak zorundadır. Ne olur artık bunu anlayalım. Öğretmen yetiştirmede sorun varsa, eğitimin genelinde sorun var demektir ve bunu çözmek hepimizin görevidir.

Bu noktada öğretmen okulları modeli yeniden denenebilir.

Nasıl ki köy okulları yeniden açılıyorsa öğretmen okulları da yeniden açılabilir ve çok da iyi olur.

Dayatmayla değil, teşvikle

Öğretmenler eskiden bu kadar sık yer değiştirmezdi. Devamlılık önemliydi. Görev yaptığı yerde herkes onu, o da herkesi tanırdı.

Haberin Devamı

İsteyene ek maaş, isteyene lojman, isteyene hayalini kurduğu bir ev ve bahçe, isteyene hayvancılık yapacaksa minik bir çiftlik, minik bir atölye, isteyene üç yıl ödemesiz sıfır faizli kredi, isteyene bir sonraki tayin döneminde istediği yere atanma, isteyene de sınırları zorlamayacak şekilde her ne istiyorsa onu vererek, zorlamayla değil de gittiği bölgede keyifle kalma avantajları sağlanamaz mı?

Demokrasilerde çare tükenmez derler.

İşte bu yüzden, kangrene dönüşmüş uygulamalarda ısrar etmek yerine yeni çözümler arama zamanı geldi de geçiyor.

Özetin özeti: 24 Kasım’da en güzel armağanlardan biri de kutsal bir uzmanlık mesleği olan öğretmenliğe yeni bir bakış açısı, yeni bir vizyon kazandırmak olabilir.