Eğitim sayfasındaki gençlerimizin başarılarını görüp de gururlanmamak elde değil.
Bırakın ülkemizi, Amerika, Avrupa, Japonya, Çin başta olmak üzere hangi ülkede, hangi zenginliğe ve eğitim seviyesine sahip olursanız olun, çocuklarınız, o üniversitelere kabul edildiğinde, hem de yüzde 100’e varan burslarla kabul edildiğinde, mutlulukların en büyüğünü yaşarsanız...
Pek çok ülke için böylesi başarılar, petrolden ve diğer yeraltı madenlerinden çok daha değerlidir. Onlara destek için her şeyi yaparlar. Ama maalesef bizde yakın çevrenin dışında hiç kimsenin haberi olmaz.
Ne bir şarkıyla, attığı bir golle ya da bir diziyle yıldızı parlayan şöhretler kadar değer görürler ne de medyanın ilgisini çekerler. Oysa ülkeleri ileriye taşıyan hep onlardır!..
Yurtdışı eğitim
Anne babalar her zamankinden çok daha fazla çocuklarının eğitimini düşünmeye başladı. Çünkü onları her zamankinden çok daha zor koşullar bekliyor.
Bu süreçte akla gelen seçeneklerden biri de yurtdışında eğitim.
Olaya bu çerçeveden baktığınızda, dünya mini minnacık bir köye dönüştü. En uzak ülkeler bile komşu kapısı oldu.
100’e yakın ülkede öğrencilerimiz var. 100’e yakın ülkeden de öğrenciler konuk ediyoruz. Dünyaya açılmak isteyenler için yurtdışında eğitim, önemli alternatiflerden biri haline geldi. Ama eğer iyi bir yol haritası çizilmezse maceraya da dönüşebiliyor. Peki, yurtdışına hangi amaçla gidilmeli? Dil öğrenmek için mi, ilk ve orta öğretim için mi yoksa lisans ve yüksek lisans için mi?
Hepsi için gidiliyor. Gidilmeli de. Bu noktada asıl önemli olan yurtdışına gitmekten çok, gidilen kurumların ve gidilen zamanın doğru olup olmadığı!
Neresi ve niye?
Amaca uygun bir şekilde ülke ve öğrenim kurumu doğru olarak seçiliyorsa, ilkokuldan itibaren, yaz okullarından değişim programlarına, mastırdan doktoraya kadar her amaçla yurtdışına gidilebilir.
Bu kısa süreli de olabilir, uzun süreli de. Yeter ki, doğru bir yol haritası çizilebilsin. Kış aylarında ücretlerin çok düştüğünü, lisede bir yıllık değişim programlarının çok yararlı olduğunu, lisans ve yüksek lisans için çok önemli burs olanaklarının bulunduğunu özellikle hatırlatırız.
Seçeceğiniz okullar gibi aracı kurumlarla ilgili olarak da mutlaka güvenilir referanslar bulun, arkadaş gruplarıyla gitmekten kaçının, en önemlisi de en uygun zamanda gidin!..
En uygun zaman, herkes için farklıdır.
Önce çocuğun ya da gencin ona hazır olması gerekir sonra da ailenin.
Ve tabii ki, ekonomik altyapı.
Eğer bütün bunlar dikkate alınmadan yola çıkılırsa, daha iyi bir gelecek hayali maceraya dönüşebilir ve bu da derin izler bırakır...
İşte bu yüzden devletin tıpkı yurtdışından gelen öğrencilere sağladığı tanıtım fonu desteğini yurtdışına gidecek olanlara da sağlaması gerekiyor.
Bakan’dan müjde!
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, ülkenin muhtelif yerlerinde yalnız yaşayan, özel bakıma ihtiyaç duyan yaşlı veya kıdemli emekli öğretmenlere destek verecek yeni yaşam alanları oluşturacaklarını söyledi.
Ve bir kez daha alkışların en büyüğünü hak etti.
Avcı, Mili Eğitim Vakfı (MEV) 34. Olağan Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada “Emekli öğretmenlerimiz, özellikle yalnız yaşayan emekli yaşlı öğretmelerimiz için yaşam evi oluşturacağız. Birlikte zaman geçirebilecekleri ve her türlü sağlık sorunlarını kolaylıkla çözebilecekleri ortamları oluşturmalıyız. Başlangıç olarak Van, Eskişehir, Ankara ve İstanbul’da pilot uygulamalar başlatacağız. Bunları inşallah yurt geneline yaygınlaştıracağız” diye konuştu.
Alkışlanacak hizmetler gerçekleştirmek hiç de o kadar zor değil. Bazen ufak bir talimat ile binlerce, on binlerce, yüz binlerce öğrenci ve öğretmenin kaderi değişebiliyor. Yeter ki istensin, yeter ki takibi yapılsın...
Ve bu arada öğretmenler için ne yapılsa az. Özellikle de emekli öğretmenler için. Umarız devamı da gelir...
Özetin özeti: Güzel şeyler duymaya o kadar hasret kaldık ki, en ufak olumlu bir hizmet duyduğumuzda seviniyoruz. Ama son gerçekleşenler gerçekten de gurur tablosu...