Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Cumhurbaşkanı Gül’ün, dünkü gazetelerde yer alan fotoğrafını görmüşsünüzdür. 70’li yılların İstanbul’unda, İstanbul Üniversitesi’nin önünde çekilmiş. Pos bıyıklı ve külhanbeyler gibi ceket omuzda, elinde de tespih var. Belli ki o dönemde de ağır ağabeymiş. Saçlar sim siyah. Göbek falan da yok. Tabiri caizse filinta gibi delikanlıymış...
Sonra diğer liderlerin ve diğer ünlülerin fotoğraflarına baktım. Onlar da öyle. Tayyip Bey’in çocukluk ve gençlik fotoğraflarının neredeyse tümünde, yüzünde hep gülücük var. Ara ara hatları ve bakışları sertleşse de duruş hep aynı. Kısa pantolonlu bir fotoğrafı var ki, sevimli mi, sevimli. Bu fotoğrafları görmek isterseniz, egitimajansi.com’a göz atmanızda yarar var. Sadece onların çocukluk ve gençlik fotoğrafını görmekle kalmaz, kendi çocukluk ve gençlik yıllarınıza da keyifli bir yolculuk yaparsınız.
Ve yılların, özellikle de siyasetin neleri alıp götürdüğünü, kare kare o fotoğraflara bakarken çok daha iyi anlıyorsunuz...

Öğrenci olmak?..
Kimilerine göre dünyanın en keyifli dönemi öğrencilik yılları. Ekmek elden, su gölden. Hele bir de dersler iyiyse değme keyfine.
Yediğiniz önünüzde, yemediğiniz arkanızda kalır derler. Ama davulun sesi hiç de uzaktan geldiği gibi değil.
Evet, normal dönemlerde, normal koşullarda, öğrencilik dünyanın en keyifli mesleği. İstediğiniz okullarda ve iyi bir üniversitede öğrenim gördüyseniz, cebinizde de paranız varsa, çok iyi anılarınız vardır, o günlere yönelik. Ama bugünün yetişkinleri, hiç de öyle keyifli öğrencilik yılları yaşamadılar.
Üniversiteye girmek, bugünkü kadar olmasa da yine zordu. 70 ve 80’li yılların başında terör acımasızdı. Yurt, yemek ve ulaşım bugünkünden daha büyük bir sorundu. Öğrenciler kamplara ayrılmıştı. Olaysız gün, yok gibiydi...
Bazen üniversite yıllarına ait fotoğrafları arandığınızda bulunmazsınız. Çünkü, fotoğraf çektirecek ortamlar pek olmuyordu. Olsa da bir kaç karenin ötesine geçemiyordu...
Bugün, dün arasındaki fark
Üniversitelerde dünden bugüne ne değişti? Örneğin Cumhurbaşkanı Gül gibi, bugün hala pos bıyıklı, ceket omuzda, elinde tespihle fotoğraf çektiren gençler var mı? Evet demek zor. Şimdi elde tespih değil, cep telefonları var. Aksesuar ya da statü sembolü gibi onu kullanıyorlar. Ve ellerinden hiç düşürmüyorlar.
Bakışlar da, duruşlar da eskisi gibi keskin değil. Eskiler, ayakta poz vermeyi severken, şimdikiler çimlerin üzerine yayılmayı, kızlı erkekli fotoğraf çektirmeyi tercih ediyor.
Eskiler okuyordu, şimdikiler okumuyor. Eskiler boylu, posluydu şimdikiler giderek ufalıyor. Ya da hormonlu gibi uzayıp gidiyorlar. O dönemlerde kot pantolon ya çok azdı ya da çok pahalıydı. Dahası kotla okula gitmek ayıptı. Şimdi ise kumaş pantolon giyene, şaşkınlıkla bakılıyor...

Eğitim de değişiyor
Eskiden hocalara büyük saygı vardı. Hocalar, kelli felliydi ve saygınlık uyandırırdı. İlk ve ortaöğretimde ise dayak vazgeçilmez disiplin kaynağıydı. O dönemlerde öğrenci olup da, öğretmeninden dayak yemeyene rastlamak mümkün değildi. Ne kadar uslu olursan ol, biri bir suç işledi diye tüm sınıf dayaktan geçirilirdi. Çünkü dayak cennetten çıkmaydı, çünkü öğretmenin vurduğu yerde gül biterdi, çünkü anne, babalar çocuklarını öğretmene, eti senin kemiği benim diye teslim ederdi. Ve şimdi kalkıp, aile içi şiddet niye bu noktaya geldi diye kafa yoruyoruz. Oysa, ne ekildiyse o biçiliyor...
Öğretmenler sanki mesleklerini daha bir severek yapıyorlardı. Toplumdan da bir o kadar saygı görüyorlardı. Şimdi ise vurun abalıya misali, öğretmene gelen vuruyor, giden vuruyor. Moral açısından çökmüş durumdalar. Bu da kendi yüzlerine olduğu gibi öğrencilerine de yansıyor. Sokağa çıktığınızda somurtkan, yorgun, kırgın, kızgın suratlar görmemiz biraz da bu yüzden...

En güzel anılar?..
Maziye yolculuk yapıldığında en güzel anılar hangileri? Elbette kişiden kişiye değişir ama öğrencilik ve askerlik bunlardan en çok anlatılanı.
Öğrenim hayatında en derin izleri hangi okullardaki arkadaş ve öğretmenler bırakıyor? Genel kanı, lisedeki öğretmenler ve arkadaşlar olduğu yönünde. Ama ilk öğretmenler hiç unutulmuyor. Tıpkı mezuniyet törenleri gibi.
Yapanlar ve katılanlar da unutmuyor, yapmayan ve katılamayanlar da...
Ama ara eski arkadaşlarla buluşup, geçmişi yaşamak sanki geleceği daha iyi değerlendirme açısından çok iyi oluyor gibi. İnsan nerden nerelere geldiğini ve nereye gittiğini daha iyi kestirebiliyor...
Özetin özeti: Bir fotoğraf bakın hepimizi nerelere götürdü...