Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Üniversite adayları zor bir süreç geçirdi. Bugün için sınav maratonu da artık tamamlanmış oluyor. Ama “oh be kurtulduk” diyemeyecekler. Çünkü kendilerini sınav maratonu kadar hatta daha önemli bir başka maraton bekliyor.
Sınav sonuçları muhtemelen 10 gün içerisinde açıklanır. Ama tercihler ne zaman başlayacak henüz belli değil. Bu yüzden adaylar da, veliler de fazlasıyla tedirginler. Çünkü önlerini göremiyorlar.
Yani sınavların bitmesiyle derin bir oh çekemiyorlar ve sınav yoğunluğunu üzerlerinden atamıyorlar.
İsterseniz gelin önce velilerin bu yöndeki tedirginliklerine bir göz atalım ve sonra da neler yapılması gerektiğini hatırlatalım:

Önümüzü göremiyoruz!
“Üniversiteye hazırlanan ve bu yıl sınavlara giren bir öğrencinin velisi olarak içinde bulunduğumuz durumu yetkililere duyurabilmek için sizinle paylaşmak istedim.
Kızım bu yıl yoğun bir şekilde üniversite sınavına hazırlandı.
Bu hazırlığın stresini, zorluklarını ailece birlikte yaşadık.
En az kızım kadar bizler de yorulduk.
LYS’den sonra başta kızım olmak üzere iyi bir tatili hak ettiğimizi düşünüyorum.
Sınavlara hazırlanırken ne hafta sonumuz, ne hafta içimiz kaldı.
Ne misafirimiz geldi ne de biz misafirliğe gittik.
YGS sonrası bir takvime bağlı olmaksızın çok kısa bir sürede sınav sonuçları açıklandı.
Bu durum öğrencilerin lehine gibi görünse de ÖSYM gibi yüzlerce sınavla milyonlarca öğrenciyi sınayan bir kurumun herkesin bildiği bir takvim üzerinden hareket etme gibi bir kuralı olmalı değil midir?
Son günlerde LYS sonuçlarının da en hızlı şekilde açıklanacağı ile ilgili haberler çıkıyor.
Şimdiye kadar sınav stresi yaşarken şimdi de sınav ne zaman açıklanacak, buna bağlı olarak tercihleri ne zaman yapacağız, üniversite kayıtları ne zaman başlayacak belirsizliğinin derdine düştük.
Sınav erken açıklandı diye tercih dönemi ve üniversite kayıtları da erkene mi alınacak?
Biz, yaz tatilini her an her şey olabilir beklentisiyle mi geçireceğiz?
Bu takvim bir an önce açıklansa da biz de huzurlu bir tatil yapabilsek olmaz mı?
ÖSYM’nin sınav sonuçlarını en hızlı açıklama rekoru kırma çabası içinde olmak yerine; kurumsallığa yakışır bir akademik takvim üzerinden hareket etmesi gerekmez mi?..”
Doğru söze ne denir!..

Kayıt takvimi?
ÖSYM, umarız, bugün ya da yarın, önce sınav sonuçlarını ne zaman açıklayacağını duyurur ardından da tercih takvimini açıklar.
YÖK de bu takvime göre, üniversitelerin birinci ve ikinci kayıt takvimini açıklayarak, kafalardaki tüm sorulara cevap getirir...
Yoksa ne mi olur?
İşte onu bir kez daha yaşamak istemiyoruz. Çünkü tam bir acizlik, çaresizlik ve vurdumduymazlık örneği sergileniyor. Hem de yıllardır...
Madem ki puanlar bu kadar erken açıklanabiliyor, tercih ve birinci kayıt dönemi, olabildiğince erken tamamlansın ki, ek yerleştirmeye zaman kalsın, hatta gerekiyorsa üçüncü yerleştirme dönemi gerçekleşsin. Yoksa geçen yıllarda olduğu gibi yine 150 bin civarında kontenjan boş kalmasın.
Hatırlanacağı gibi, geçen yıl da, çok sayıda kontenjan boş kalmış ama Cumhurbaşkanı Gül’ün de devreye girmesine rağmen, zaman yok denilerek her şeye seyirci kalınmıştı.
Bu yıl da aynı senaryoyu yaşamak istemiyoruz...
Hele hele ek yerleştirme ile üniversiteli olan öğrencilerin derslere bir ay geç başlaması, bugünkü koşullarda kabul edilebilir bir durum hiç değil...

Neden açıklanmıyor?
Sınav sonuçları madem ki bu kadar hızlı değerlendirilebiliyor, o halde SBS sonuçları niye açıklanmıyor?
ÖSYM’deki optik okuyucu altyapısı MEB’de yok mu?
Eğer varsa, onlar da kayıt takvimini niye son dakikaya bırakıyor?
Son kez yapıldığı açıklanan bu yılki SBS, Bakan Avcı’nın ilk sınav deneyimi.
Umarız, kendinden önceki bakan gibi onu da yanıltmazlar ve en iyi liselerde yine binlerce kontenjan boş kalmaz.
Tıpkı üniversiteye girişte olduğu gibi kayıt takviminde sıkışıklık yaşanması istenmiyorsa, sınav sonuçlarının açıklanması, tercih ve kayıt takviminin öne çekilmesi, en doğru yol olacaktır...
Özetin özeti: Yıllardır sınav eziyeti çeken öğrenci ve veliler, iyi bir tatili fazlasıyla hak ettiler. Onlara bunu çok görmeyelim...