Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Özal Çankaya’da sıkıldı Erdoğan da sıkılır

Milli Eğitim ve eski devlet bakanlarından Hasan Celal Güzel, önceki gece, Karabük Üniversitesi’nde Genç Bakış’ın konuğuydu.
İktidarı hem destekledi hem de eleştirdi. Görev yaptığı Özal dönemine yönelik ilginç tespitlerde bulundu. Başkanlık sistemini neden desteklediğini, neden karşı çıktığını anlattı. Başbakan Erdoğan‘ın neden başkanlık sisteminde ısrarcı olduğuna vurgu yaptı.
İşte programdan satır başları:

Ulus devlet!
- ‘Ulus devletler demode oldu, küreselleşme geldi’ diye bir söylem var. Dünyada 200 civarı devlet var. Bunların hepsi ulus devlettir. Üniter devlet yok diyorlar. Ama bu 200 devletin 194’ü üniter devlet, 6 tanesi federatif sistem. Bilen bilmeyen konuşuyor.
- Akil insanlara Heyeti Nasiha benzetmesi yapmak Başbakan’a ve akil adamların bir kısmına da haksızlık olur. Ama bir kısmına olmaz. Bana akil insanlar heyeti için teklif gelse katiyen kabul etmezdim.

Terörle mücadele
- Sayın Başbakan bu 30 yıllık dönemde terörle güvenlik mücadelesini en iyi veren kişidir. Son 1.5 yıl içerisinde teröristlerin yüzde 92’si etkisiz hale getirilmiş, binin altına indirilmiştir. Güvenlik mücadelesi 2 ay daha devam etseydi şu an PKK tamamen dağılmış, silahlarını bırakmış ve yok olmuş olacaktı.
- Fakat Sayın Başbakan; PKK’yı tutan az bir kesim var PKK biterse bu kesim yenilgi hissine kapılır diye düşündü. O yüzden mücadeleyi kesti. Tamamen timleri çekmedi ama durdurdu. Karşı tarafta zaten dize geldi.
- Başbakan teröristin üstüne giderken, Kürt kardeşlerimizi kucakladı ve onların hemen hemen her isteğini de yerine getirdi.

Yanlış yaptı!
- Başbakan birkaç konuda yanlış yaptı. Yüzde 91’in gururunu kırdı. Apo’yu Mandela vaziyetine düşürdü. Muhatap aldı. Dünyada ETA ve İRA dahil hiçbir terör örgütü ile silah bırakmadan görüşmeye geçilmemiştir. İlk defa bizde geçiliyor. Bu yanlıştır. Silahlarını bırakacaklardı, sonra görüşülecekti.
- Köşe yazarları, aydın geçinenler, akil ve akile olanların önemli bir kısmı -Türk nedir? Millet nedir? Vatan nedir? Türk bayrağı yok ki zaten, gelin buna devletin bayrağı diyelim- gibi laflar etmeye başlarlarsa, ben buna ırkçı manada değil vatansever manada bir Türk milliyetçisi olarak elbette kızarım.
- Başbakan’ın Türk milliyetçiliğini de Kürt milliyetçiliğini de ayaklarımın altında eziyorum demesinin sebebi veda hutbesinde Hz. Muhammed’in cahiliye adetlerini ayağımın altında eziyorum demesiyle ilgilidir. Ama hatalı bir deyiştir. Irkçılığı ayağımın altında eziyorum demesi lazımdı.

Başbakan sıkılır
- Özal aksiyon adamıydı. Cumhurbaşkanı olduğunda sıkılmış, bırakıp siyasete dönmek istemişti. Tayyip Bey de cumhurbaşkanı olursa sıkılır. Sıkılmasın diye başkanlık sistemini getirmeye çalışıyor herhalde.
- Rahmetli Özal’ın kafasındaki sistem direk ABD tam başkanlık sistemiydi.
- Tayyip Bey’in başkanlık sistemi isteği sırf kendi ihtirasından da değil. Biz küresel bir güç olarak, diplomasi oyuncusu olduk. Ve neticede böyle bir emperyal gücün, başkanlık sistemi ile dış politikada gerçekten daha hızlı karar alması mümkündür. İkinci avantajı, siyasi istikrarı temin etmesidir. Üçüncü avantajı kuvvetler ayrılığını en iyi sağlayan sistem olmasıdır. Dördüncü avantajı ise başkanlık sisteminde parlamentolar daha güçlü olur.

Ermeni “palavrası”
- Dünya tarihinin gelmiş geçmiş en büyük palavrası Ermeni soykırımıdır. Böyle bir şey yoktur. 19. asrın sonuna kadar Ermenilerle hiçbir problemimiz olmadı. Ama 19. asrın sonunda başta Fransa, Rusya olmak üzere emperyalist devletler sonrasında Almanya, İngiltere ve Amerika devreye girdi. Ermeni komitacıları kurdurdular. Taşnak, Hınçak derneği gibi. Anadolu’da isyanlar başladı. 2. Van isyanında bir gecede 35 bin Türk’ü ve Kürt’ü kestiler Ruslarla beraber. Bu bilgilerin hepsi arşivden.
- 23 Nisan’da Osmanlı istihbaratı geniş bir hazırlık olduğunu tespit etti. Bunun üzerine gece evlerde ve işyerlerinde arama yaptı. Taşnak Sutyun ve Hınçak cemiyetlerinin militanlarının elinde bir askeri birliği donatacak kadar ağır silah, mermi, mühimmat yakaladılar. Ve 225 kişiyi tutukladılar. O sırada İstanbul’daki Ermeni nüfusu 77 bindi. Yani yüzde 3’ü tutuklandı. Bu 225 kişinin yarısını Çankırı’ya yarısını Ayaş’a sürdüler. Cezaevine de atılmadılar. Sadece sürüldüler ve 5 Mayıs itibariyle de serbest bırakılmaya başladılar. Neticede 157 tanesi serbest bırakıldı diğerleri de Suriye’ye tehcir edildi. 24 Nisan’da bir kişi dahi idam edilmedi. Tek kişinin burnu kanamadı.
Özetin özeti: Tecrübe konuştu. Ama zaman zaman da, hiç gereği yokken incitici olmadı değil...