En önemli yasaları bile birkaç gün içinde imzalayan Cumhurbaşkanı Gül, rektör atamalarında, ince eleyip sık dokuyor. Çünkü, kimi atarsa atasın, ciddi tartışmaları da beraberinde getirecek.
Gül, rektör atamalarında sandığa mı itibar edecek yoksa YÖK’ün sıralamasına mı?
Gelen duyumlar, bu konuda ciddi sıkıntıların yaşandığı yönünde. Özelikle de bazı büyük üniversitelerde. Daha önce de yazdık, bir kez daha yineliyoruz, bazı atamalar Hükümet ile Çankaya arasında soğuk rüzgarlar estirebilir ve bardağı taşıran son damla olabilir.
Şimdi birileri, bu değerlendirmeye, öküzün altında buzağı arıyor şeklinde bakabilirler. Ama YÖK Başkanlığı’na, Gökhan Çetinsaya’nın atanmasından sonraki süreci ve YÖK’ün şu andaki halini yakından izleyenler, böyle bir öngörüye, eksiği var, fazlası yok yorumunu getirebilirler. Çünkü, dışarıdan tek kutuplu ve iktidarın güdümünde gibi görünen YÖK’te, kimin eli, kimin cebinde belli değil.
Bilindiği gibi YÖK’e üç kanaldan üye geliyor. 21 üyeli YÖK’ün üçte birini cumhurbaşkanı, üçte birini hükümet, üçte birini de üniversiteler arası kurul atıyor. Ve şu anda, neredeyse hepsi birbiriyle çekişme halinde. Birinin ak dediğine, diğer kara diyor. Başkanın kurul üzerinde yetkisi yok gibi. Hükümet ya da Çankaya, bu konuda, biri diğerinden daha etkin değil.
Peki YÖK’te en etkin güç kim?
Eskiden Beşir Atalay’dı, şu anda ise Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu diyenler çoğunlukta. Ama onun da gücü bir yere kadar...
Pazar günü açıklanabilir!
Yeni rektörlerin, pazar günü açıklanacağı yönünde duyumlar var. Tümü birden de açıklanır. Bir kısmı daha sonraya da kalabilir. Çünkü sıkıntılı üniversiteler var ve bu konuda, muhtemelen daha geniş istişareler yapılacak.
Aslında şu günlerde üzerinde en çok konuşulan konu, hangi adayın, üniversitesi için nasıl bir yol haritası çizdiği olmalıydı. Ama onlar hiç konuşulmuyor. Örneğin yayın sayısında nasıl bir patlama yapacaklar, tekno parkları nasıl geliştirecekler, dünyanın ilk 500, ilk 100 üniversitesi arasına girme konusunda nasıl bir öngörüye sahipler öğrenmek isterdik. Ama akademik kulislerde konuşulan tek konu, kim kime daha yakın, kim kimin hemşerisi! Bu da üniversitelere ne kazandırır, ayrı bir konu...
Üniversitelerde son durum?
Üniversite sayısı yakında 200’e ulaşır. Bu iyi mi, kötü mü?
Olaya nereden baktığınıza bağlı.
Eğer yükseköğrenimdeki okullaşma oranı Batılı ülkeler seviyesine çıkmalı diyorsanız, en az 250 üniversitemiz olması gerekir. Yok eğer, kalite, sayıdan daha önemli diyorsanız, işte o zaman, mevcut üniversitelerden en az yarısının kapanması gerekir. Çünkü pek çoğunda ne yeterli akademik kadro var ne de bilimsel alt yapı. Daha da önemlisi, anne-babalar ve gençler için, üniversite, artık olmazsa olmazların başında gelmiyor. Çünkü işsizlik sıralamasının en başında üniversite mezunları bulunuyor!..
Son iki yıldır 100 binin üzerinde üniversite kontenjanı boş kalıyor. Bu yıl bu sayı daha da artarsa hiç şaşırtıcı olmaz. Ama nedense bu konuda ne YÖK, ne hükümet, ne Çankaya, ne de diğer kurumlar hiçbir çalışma yapmıyor, yön göstermiyor. Oysa asıl konuşulması gereken konular, rektörlerin kim olacağı değil, üniversitelerin vizyonu olmalı. Ama gel de anlat!..
YÖK hep aynı YÖK!
YÖK’ü, kuruluş çalışmalarından bu yana çok yakından izliyorum. Son otuz yılda Türkiye’de çok şeyler değişti. Değişmeyen tek kurum varsa o da YÖK. Hep bir uçtan diğerine gitti, hep dayatmacı oldu, hep klikler vardı ve hep eğitimin, bilimin, öğrencilerin çok uzağında oldu.
Kurulduğunda 19 üniversite vardı. Şimdi 170. Ve hala aynı yapılanma içerisinde çarkını döndürmeye çalışıyor. Ama hiçbir işe yetişemiyor. Bu yüzden de ne kendine ne de üniversitelere bir vizyon belirleyip, yeniden yapılanma içerisine girebiliyor. İşte bu yüzden, içi boşalmış üniversitelere, o rektör atansa ne olacak, diğeri atansa ne olacak...
Üst makamlar da keşke, rektörlük koltuğuna oturacak isimler konusunda gösterdikleri hassasiyetlerini, sandığa, geleceğe, bilime, gençliğe saygı konusunda da gösterecek örnek uygulamalara imza atabilseler...
Özetin özeti: Çankaya’nın rektör atamalarındaki tavrı, bugünden çok geleceğe ışık tutacak çok önemli ipuçlarını da beraberinde getirecek. Bizden söylemesi...
NOT:?Bu yazı Cumhurbaşkanı? Abdullah Gül’ün rektör atamalarının açıklanmasından önce kaleme alınmıştır.