Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bir kaç gündür Güneydoğu Anadolu’dayız. Önce Şanlıurfa, sonra Mardin...
Milliyet’in “Geleceğe Yatırım Türkiye’ye Yatırım” sloganıyla gerçekleştirdiği bölgesel toplantılarına katılıyoruz. Yorucu ama çok yararlı geçiyor.
Sadece bölgenin nabzını tutmakla kalmıyor, bölge siyasetçilerinin, sivil toplum örgütlerinin, üniversitenin, en önemlisi de halkında istek ve şikayetlerini yerinde dinlemiş oluyoruz.
Şanlıurfa’daki toplantıya Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Mardin’dekine de İçişleri Bakanı Muammer Güler katıldı. Önemli bilgiler verdi. Onlar, zaten uzun uzun haber sayfalarında yer aldı. Benim asıl dikkatimi çeken, her iki bakanın da seçim bölgeleri ile çok sıcak bir ilişki içerisinde olmaları ve milletvekili oldukları kentleri, sanki sihirli bir değnek değmişçesine şaha kaldırmaları...
Şanlıurfa ve Mardin’e yıllardır gidiyorum. Her ikisinde de müthiş bir değişim var. En rahatsız olanı ise giderek betonlaşmaları. Keşke tarihi sit alanlarına, hiç inşaat izni verilmese, hatta trafiğe kapatılsa. Çünkü her iki kentimiz de, çok yakında on binlerce, yüz binlerce değil milyonlarca turistin akın ettiği kentler haline gelecekler. Ve gelen turistlerin hiç birisi de AVM’ler ve gökdelenler için orayı ziyaret etmeyecek. Binlerce yıllık tarihini, kültürünü, mutfağını, insanını görmenin hayali ile oraya koşacaklar. Bu yüzden, gelecek için her şeyden önce bugünü korumak gerekiyor. Çünkü, bölgenin geleceği, çözüm süreci kadar, turizme de bağlı!..

Gelecek kaygısı
Güneydoğudan , baktığınızda, çözüm süreci tamam gibi. Şimdi bu zor satrançta herkes bir sonraki hamleyi düşünüyor. Bunların en başında da, eğitim ve kalkınma geliyor...
Bu toplantılarda bakanlar, valiler, belediye başkanlar muhalefet temsilcileri ve sivil toplum örgütleri gibi bizler de söz aldık, izlenim ve görüşlerimizi paylaştık.
Halk, barıştan sonraki aşamaları çok daha net görürken, siyasetçiler, en fazla bir kaç hamle sonrasından söz ediyor. Bir sonraki hamleyi atmadan, daha sonraki hamleleri düşünmemiz mümkün değil, 30 hamle sonrasını biz de bilmiyoruz diye çok net söylüyorlar.
Ben de her söz alışımda, barıştan sonraki sürece vurgu yaparak, iyi bir eğitim ve kadınların katılımı olmadan kalkınmanın olmayacağını anlatmaya çalıştım.
Çünkü her iki ilimizde üniversite giriş sınavında en son sıralarda yer alıyor ve toplantılara katılanların nedeyse yüzde 90’ı erkekti...
Şanlıurfa, özellikle de Göbeklitepe medeniyetlerin beşiği. Kimi tarihçilere göre de insanlığın yani Adem’le Hava’nın yaşamı başlattığı nokta.
Şanlıurfa bir anlamda ilklerin de merkezi. İşte onlardan bir kaçı
-Dünyanın ilk tapınak merkezi Göbeklitepe, MÖ 9500’e, yani, Neollitik Çağ’a yani 11 bin 500 yıl öncesine ait.
-Göçebe yaşayan avcı toplumları ilk kez yerleşik hayata geçerek buğday ve arpa tarımına yine bu topraklarda başladılar ve hayvanların evcilleştirilmesi de yine aynı döneme yani MÖ 8500 yılına gidiyor.
- Yazının icadı da MÖ 4000’de Harran’da gerçekleşti.
- Dünyanın ilk üniversitesi de MS 700 yılında yine bu bölgede kuruldu.
- Dünyada yerleşik hayata geçen en eski insan DNA’sının şifresi, 12 bin yıl önce yaşayan bir insan fosili üzerinden Harran Üniversitesi Merkezi Labratuvarlarında gerçekleşti...

Başkanın sigarası (1)
Mesut Yılmaz, Başbakanken, “Başbakanın Sigarası” diye 70’in üzerinde yazı yazmıştım. Çünkü, neredeyse sigarasız hiç bir fotoğrafı yoktu. İçmesine elbette karşı değildik ama bir başbakan olarak, üstelik kapalı mekanlarda sigara yasağı kararı alan bir hükümetin başbakanı olarak, elinde sigara ile iyi bir örnek oluşturmuyordu...
Şimdi de Futbol Federasyonu Başkanı ve aynı zaman da bizim de patronumuz olan Yıldırım Demirören için benzeri bir süreç başlatıyorum.
Gezi boyunca o kadar çok sigara içti ki, buradan Çin’e yol olurdu. Biri sönüp diğeri yanıyor ve her sigarada olmasa bile üç, beş sigarada bir de eksperesso içiyordu. Bu durum, bırakın makamıyla ilgili pozisyonunu, sağlığı için de hiç de kabul edilebilir bir durum değil.
Kendisi de bırakmak istiyor ve deniyor ve ben de artık elinde sigara gördüğüm her an, bunu yazıya dökerek bu sürece destek(!) olacağım.
Bakalım ne kadar sürecek.
Yıldırım Bey, ay ortasında Başbakan Erdoğan’ın ABD ziyaretine katılıyor. Bakalım onun yanında da içecek mi? Amerika ziyareti eminim ki sigarayı bırakması için önemli bir fırsat olacak. Bu konuda Başbakandan destek istiyoruz. Kendisini göz önünde bulundurursa seviniriz. Arada bir de uçağın araksını ve pilot kabinini de kontrol ettirirse sigara konusundaki mücadelesinde yeni bir zafer daha kazanmış olur...
Özetin özeti: Gezi boyunca gördük ki Türkiye her şeyin çok daha fazlasını hak ediyor ve bu konuda herkes taşın altına elini koymak zorunda...