Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Diyalog En çok konuşulan konular, hükümetin sanata bakışı, devlet sanatçılığı, Madımak olayı, 12 Eylül, Adnan Şenses, Özal, göbeğini kaşıyan adam benzetmesi ve racon kesme oldu.Yayına telefonla katılan Fazıl Say'ın, AKP Milletvekili Yağmurdereli'yi kastederek, Bekir Coşkun'un yazılarındaki göbeğini kaşıyan adamı karşımda görüyorum benzetmesi, salondan büyük alkış alırken, Yağmurdereli'yi çileden çıkardı. O da ona aynı sertlikle, "Telefonda racon keseceğine, gel üniversiteye, öğrencilerin karşısında konuş" karşılığını verdi. Zaman zaman Şimşek ile Yağmurdereli arasında da sert diyaloglar ve buz gibi anlar yaşandı. İktidarın sanata bakış açısına yönelik eleştiri bombardımanı, Yağmurdereli tarafından ısrarla geri püskürtülmeye çalışıldıkça daha da arttı.İlginç tartışmalardan biri de Özal konusunda yaşandı. Yağmurdereli, Özal'la birlikte siyasetin sanatçıya bakış açısının değiştiğini anlattı. Hoşgörünün arttığını, Cem Karaca'nın bu çerçevede ülkeye geri döndüğünü söyledi. Daha sonra, yayına telefonla katılan, Musa Kart ise, Kedi karikatürü nedeniyle Başbakan Erdoğan'ın kendisini neden mahkemeye verdiğinin ayrıntılarını anlattıktan sonra, "Sayın Özal da Güneş gazetesinde çalıştığım yıllarda işten atılmam için iki kez yönetimden istekte bulundu" dedi. Bu açıklamalardan sonra yayına bağlanan isim ise Ahmet Özal oldu ve babasının böyle bir yaklaşım içerisinde olmasına ihtimal vermediğini belirterek, "O tam aksine, en çok karikatürcüleri severdi" dedi.Yayına bir ara İsmail Türüt de bağlanacaktı. Ama salonun tepkisi ve telefon trafiğinin bir türlü tamamlanamaması nedeniyle bu gerçekleşemedi. Eminim onun da söyleyecek farklı sözleri vardı.Sanattan çok politik didişmenin yaşandığı Genç Bakış, son yıllardaki en hareketli programlardan biri oldu. İşte programda dile getirilen görüşlerden bazıları. Genç Bakış'ta önceki gece devlet ve sanat ilişkisini ele aldık. Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'ndeki programda, konuklarımız Fikri Sağlar, Osman Yağmurdereli ve Berhan Şimşek'ti. Fazıl Say, Musa Kart ve Ahmet Özal da telefonla katıldı. Fazıl Say doğru şeyler söylüyor. Sanatçı ruhu ülkedeki değişimin farkına vardığı için böyle bir açıklama yapmıştır.Hükümetin kültür politikası olduğunu düşünmüyorum.Her sanatçı bir siyasetçidir. Sanatçıyı siyasetten koparmak yanlıştır.Türkiye çok ciddi bir şekilde geriye gidiyor. Sayın Osman Yağmurdereli sanatçı kimsenin elini öpmez dedi, Ama hiçbir sanatçı da beline ceketini bağlayıp (Adnan Şenses) bir başbakanın önünde göbek atmaz.CHP'li olmaktan gurur duyuyorum. CHP ilk zamanların CHP'si değil, gördüğüm kadarıyla artık Deniz Baykal'ın CHP'si.Umudun bir ampul gibi değil, projektör gibi olmasından yanayım. Sanatçılar alnında ışığı ilk hissedenlerdir.Nâzım'ların, Yunus'ların, Hacı Bektaşı Veli'lerin sanatı, Taliban inancıyla tarif ediliyor.Fazıl Say, alnında önce aydınlığı sonra karanlığı hissettiği için bu açıklamayı yapmıştır.92 yılında bu ülkenin sanatçıları yakılmıştır.12 Eylül de Tarık Akan darbeyi kınadığı için 45 gün hapsedilerek işkence gördü.Zamanında sanatçılar için hükümete bir öneride bulunduk. Sanatçıların hiçbir desteği, çoğunun SSK'sı yok. Ama kabul görmedi. Naylon fatura kesenleri affettik ama sanatçıları affedemedik. Fazıl Say sanatçı kimliğiyle siyasi bir görüş sergiledi.Art sanattır. Artist de sanatçı. Peki artistlik yapma diyen birinden sanata saygı beklenebilir mi? Fazıl Say gibi sanatçı kimlikli birinin yaptığı açıklamaya, herkesin yüreği sızlar. Bu ülke terk edilecek bir ülke değildir. Fazıl'ın sanatçı fevriliğine ve gençliğine veriyorum.Bu ülkeyi terk etmek çok kolaydır. Önemli olan burada kalıp mücadele etmektir.Özal zamanında değişiklikler olmuştur. Cem Karaca ülkeye gelmiştir.Süleyman Demirel zamanında bazı sanatçılara devlet sanatçısı unvanını verdi devlet sanatçısı olmak maddi kazanç sağlamaz. Bu ülkede demokrasi olmadan demokratik bir şekilde yaşıyoruz.Yaptığı sanatla toplumu bir adım öne çıkarana sanatçı denir.Ben Fazıl Say için kötü bir şey söylemedim, sadece bu ülkeyi terk etmemeli, ülkesinde kalıp mücadele etmeli dedim. Ayrıca gitmeyeceğini ve giderse de mani olacağımızı söyledim.Dilerdim ki bu çok bilgili arkadaşımız, evinden racon keser gibi buraya bağlanacağına gelsin burada değerli sanatçı arkadaşlarımla, bakanımla, milletvekili arkadaşımla birlikte bu meseleyi tartışsın.Ben Fazıl Say için gelsin burada konuşsun dedim diye suçlu mu oluyorum? Ben hümanist bir şekilde yaklaşırken, sizler Fazıl Say bana göbeğini kaşıyan adam derken sessiz kaldınız. Bu, Fazıl Say gibi bir adama hiç yakışmadı demiyorsunuz. Bu gece bütün öğrencilerle gurur duyuyorum.Benim gündeme getirdiğim çok önemli şeyler vardı. Bir: ben memleketimi çok seviyorum. İki: Ülkemi asla terk etmeyeceğim.İkinci konu ise konu benim rahatsız olduğum şeyler. Eleştirdiğim konular, eleştirdiğim insanlar, orada oturan Sayın Osman Yağmurdereli gibi insanlar. Onlardan rahatsızlık duyuyorum. Son derece önemli sorular soruluyor. Mesela Madımak'la ilgili. Ama alıp konuyu Adnan Şenses'e getiriyor. 37 aydının şeriatçılar tarafından yakılarak öldürülmesine korkunç vahşetlerin yaşanmasını konuşmuyor. Türkiye'yi son derece üzen olayların yaşanmasını, bunun bütün dünya tarafından utanılacak şekilde tanıtılmasını es geçiyor. Bu yüzden de gitmek istiyorum bazen.Kendisi hakikaten orada Bekir Coşkun'un anlattığı, göbeğini kaşıyan adam durumundadır benim gözümde. Ve ben bundan, yani Osman Yağmurdereli'ler tarafından yönetilmektense... Söylediklerimden dolayı haftalardır tehditler alıyorum, internet sitelerim kapanıyor.Osman Bey'e sormak lazım, evrensel dünyada tanınan 5-6 Türkten birine uygulanan bu yöntem, normal mi?Öğrencilerin anlattığı gibi popüler kültür var bugün televizyonlarda, radyolarda. Gerçek sanatın tanıtıldığı programlar, yüzde 1'in altındadır. Yüzde 99 popüler kültür, arabesk kültürü. Vıçık vıcık kültürlerin oluşturduğu programlar.İlkokul, ortaokul ve liselerde, söylendiği gibi on binlerce müzik öğretmeni açığının olması, Avrupa topluluğuna girememe sebebidir. Biz burada müzikten bahsediyoruz; müzik uygarlıktır, uygarlık evrenselliktir diyoruz. Evrensellik Türk toplumunun hakkıdır diyoruz ve bunu görmek istiyoruz. aguclu@milliyet.com.tr