CHP Grup Başkan Vekili Muharrem İnce, TBMM’de yaptığı konuşmanın satır aralarında, çok önemli bir tespitte bulunuyor:
“2003 yılıyla 2008 yılları arasında Şırnak’a yapılan öğretmen ataması sayısı 5.129’dur. Bakınız, çok ilginç, bu 2003-2008 arasında 5.129 öğretmenden 4.609’u istifa etmiş, bir şekilde işten ayrılmış. Yani bu altı yedi yıl içerisinde Şırnak’a atanan öğretmenlerin yüzde 89,9’u işten ayrılmış.”
Evet yanlış okumadınız, 2003-2008 yılları arasında Şırnak’a atanan öğretmenlerin yüzde 90’ı bir şekilde görevinden ayrılmış.
Rakamları teyit etmek için MEB’i aradım. Doğru dediler.
Niye ayrılıyorlar?
Milli Eğitim Bakanlığı, görevden ayrılmaların pek çok nedeni olacağını dile getiriyor. Eş durumu, sağlık nedenleri, zorunlu hizmeti tamamlayıp gitmeler, atandığı halde göreve başlamayanlar ve daha pek çok nedenden dolayı ayrılmaların söz konusu olabileceğini söylüyor. Peki terör nedeniyle kaçanlar ya da başka kurumlarda görevlendirme isteyenler olabilir mi? Evet o da mümkün. Çünkü o bölgede görev yapmak hiç de kolay değil diyorlar.
Peki diğer kentlerde durum nasıl? Hiçbiri Şırnak kadar vahim değil. Fire oranı hemen her ilde söz konusu. Ama böyle yüzde 90’lara tırmanan ilimiz yok şeklinde konuşuyorlar.
Öğretmenler, önceki yıllarda, bu bölgede çok şehit verdi. Ama son yıllarda onlara yönelik bir terör hareketi yoktu. Buna rağmen böylesine ciddi bir kaçış söz konusu ise Milli Eğitim Bakanlığı’nın, TBMM’nin, hükümetin, muhalefetin, sivil toplum örgütlerinin kısacası hepimizin bu durumu iş edinip enine boyuna araştırmamız gerekir.
Şırnak önceki yıllarda olduğu gibi son üniversite sınavında da başarı sıralamasında en son sıradaydı. Bu konuda hemen herkes bir yorum yaptı. Ama bu öğretmen sirkülasyonunu, daha doğrusu bu öğretmen kaçışını görünce Şırnak’ın neden son sırada yer aldığına hiç şaşırmadım.
Peki bu tablo nasıl tersine döner? Tayini Şırnak’a çıkan öğretmenler orada nasıl kalabilir? Şırnaklı çocuklarımız, makus talihlerini nasıl yenebilirler?..
Şırnak’taki öğretmen dramını ortaya çıkaran bu tespit, keşke TBMM tutanaklarının satır aralarında kalmasaydı. Keşke bu konuda bir araştırma önergesi verilseydi ve keşke tüm siyasi partiler ortak bir komisyon kurarak bölgedeki durumu hep birlikte araştırsalardı! Ama görünen o ki pek çok konuda olduğu gibi, bu konuda da böyle gelmiş böyle gider aymazlığı içerisindeyiz.
Tecrübeli öğretmen
Büyüklerimiz, Doğu ve Güneydoğu’ya profesyonel asker gönderme konusunda ancak karar verebildiler. Keşke aynı kararlılığı öğretmenler konusunda da gösterseler. Örneğin ilk atama döneminde bu bölgeye özellikle de Şırnak’a tayin yapılmasa. Onun yerine tecrübeli öğretmenler gönderilse. Eminim ki kaçış oranı bu kadar yüksek olmaz.
İlk atama döneminde sadece terörün olduğu bölgelere değil, kırsal kesime de yeni öğretmen göndermek kadar sakıncalı bir durum olamaz.
Daha kendi ayakları üzerinde zor duran, mesleğin inceliklerine vakıf olmayan, toplumla ilişkilerde henüz deneyim kazanamayan, doğduğu ya da okuduğu kentin dışında başka bir yer görmeyen, hayatı boyunca ailesinin dışında başka bir ortamda kalmayan gencecik öğretmenleri ateşin içine atmanın hiç kimseye bir yararı yok.
Tablo ortada. Ne Şırnak onlardan yararlanabilmiş ne de onlar yıllarca hayalini kurdukları mesleklerini yapabilmişler.
En kolayı, terörü, bölgenin zor koşullarını ve buna dayanamayıp bir şekilde oradan uzaklaşan genç öğretmenleri suçlamak olur.
Bu suçlamaları yapanlar, aynı durumda kendileri ya da çocukları olsa ne yaparlardı? Bu sorunun cevabını vermeden söyleyecekleri her söz, daha en başından inandırıcılığını kaybeder.
Hiç zaman geçirilmeden öğretmen atama yönetmeliği yeniden gözden geçirilmeli ve başta Şırnak olmak üzere kaçışın yoğun olduğu il ve ilçeler tek tek tespit edilerek özel önlemler alınmalıdır...
Özetin özeti: Öğretmen olmadan ne terör sorununu çözebilirsiniz ne de bölgesel kalkınma sağlayabilirsiniz. Liderler, tıpkı askeri mevzileri olduğu gibi bölgedeki okulları da ziyaret edip, öğretmenlerin sorunlarını yerinde incelemeliler. Bakalım ilk giden kim olacak?..