Elimin altında yazılmayı bekleyen onlarca konu var. Hepsi de çok önemli. On binlerce hatta yüz binlerce kişiyi ilgilendiriyor. Ama nedense hiçbiri Ankara’nın gündemine girmiyor.
Yarın hangi yüzle gelip bu insanlardan oy isteyecekler merak ediyorum... Bırakın sorun çözmeyi, bilgilendirmeyi bile çok görüyorlar. Hangi konuda neler oluyor? Gelişmeler hangi noktada, öğrenebilene aşk olsun.
Örneğin öğretim üyelerinin maaşlarını ele alalım. Bu konuda bugün 50. yazımı yazıyorum. Başbakan’dan Maliye Bakanı’na, YÖK’ten rektörlere kadar konuyla ilgili hemen herkesle görüştüm ama hala verilen söz ne zaman yerine getirilecek öğrenemedim.
Aylarca yasa çıksın diye bekledik. Yılbaşından bu yana da yönetmeliğin yayımlanmasını bekliyoruz. Bu nasıl bir hükümet ki, aldığı kararı uygulamaya sokamıyor?
Ankara’dakilerin anlamadığı bir şey var: Üniversitelerdeki kriz giderek derinleşiyor ve o da öyle IMF reçeteleriyle kısa sürede çözülemez. Eğer bu hükümet, YÖK’le birlikte üniversiteleri çökertmek gibi bir misyon yüklendiyse bir diyeceğimiz yok. Bu konuda çok başarılılar. Yok eğer aksini düşünüyorlarsa hiçbir inandırıcılıklarının kalmadığını bir kez daha hatırlatmakta yarar görüyorum...
Fakir fukara çocukları için öngörülen bursların gerçek ihtiyaç sahiplerinin aksine zengin çocuklarına verildiğine yönelik o kadar çok şikayet geliyor ki!..
Özellikle karı koca öğretmen çocukları burs alamıyor. Sanki çok fazla maaş alıyorlarmış gibi. Yine aynı şekilde dürüst davranan, her şeyi doğru bildirenler de mağdur oluyor. Sahte bilgiler verenler bursu kapıyor. Yurt - Kur, Başbakanlık, belediye ve diğer burslarda da maalesef durum hep bu yönde...
Bursların tek elden ve ciddi bir soruşturma sonucu verilmesi zamanı geldi de geçiyor.
Bu konuda başarılı olmayan hükümetin yeni YÖK yasa tasarısıyla üniversiteleri paralı hale getirmesi çok can yakıcı sonuçlar doğurabilir. Sağlıklı bir burs politikası oluşturulmadan öğrenim harçlarının yükseltilmesi çok sakıncalı olur. Yasayı değiştirelim istim arkadan gelir yaklaşımı yeni krizler yaratır...
Talim Terbiye Kurulu Başkanı Nurettin Başer, geçenlerde bir toplantıda öğretmen atamalarında artık tezsiz mastırı olanlara öncelik tanınacağını söyledi. Yani bırakın formasyonu, eğitim fakültesini bitirenlerin bile gelecek yıllarda öğretmenliği hayal olacak. Oysa on binlerce genç bütün bunlardan habersiz öğretmen olacağı günü bekliyor...
Son yıllarda hiçbir meslek doktorluk kadar yıpratılmadı. Her köşe başına bir tıp fakültesi açıldığı yetmediği gibi vakıf üniversitelerinde de parayı bastıranların girdiği konuma getirildi.
Tıpta Uzmanlık Sınavı TUS ise tam bir ömür törpüsü oldu. Eskiden ÖSS’de ilk 100’e girenlerin yarısı tıbbı seçerken şimdi ilk 1000’de seçeni bulmak çok zor. Bütün bunlar yetmiyormuş gibi şimdi bir de zorunlu hizmet dayatması ile karşı karşıyalar.
Bu açılardan bakıldığında cuma ve cumartesi günü Ankara’da Hacettepe Tıp’ta gerçekleşecek Tıp Eğitimi Buluşması çok önem taşıyor. Türk Tabipler Birliği ve tıp fakültelerinin bir araya geleceği sempozyumdan sanıyorum gürleyen bir tepki seli duyacağız!..
Özay Şendir
Netanyahu için sonun başlangıcı…
18 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Eğitim vezir de eder rezil de!..
18 Mayıs 2025
Zeynep Aktaş
Toparlanmanın devamı gelir mi?
18 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
Hande Subaşı: Modellikten geliyorum, ama modayı hiç takip etmiyorum
18 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
Yunanistan’ı anlamama sendromu
18 Mayıs 2025