Bayram ve yılbaşında pek çoğumuzun tek eğlencesi yine televizyonlar olacak. Ama her şeyin suyunu öylesine çıkartılar ki, tek kanallı TRT'nin Nesrin Topkapı'lı yılbaşı gecelerini arar olduk. Bir Emel Sayın'ı, Ajda'yı dört gözle beklerdik. Oysa şimdi ne ararsan fazlasıyla var. Dansöz mü, üçü, beşi bir arada. Sanatçı mı kırkı birden. Gürültü, şamata, seviyesizlik diz boyu...
Kablolu ve dijital kanalları da hesaba katarsanız yüzlerce kanal var. Ama çoğu zaman oturup izleyebileceğiniz tek kanal bile bulamıyorsunuz. Tıpkı bir kuş sütünün eksik olduğu zengin sofralardan aç kalkmak gibi...
Son dönemlerde bir de taklit programlar çıktı. Reytingi biraz iyi olan dizi ve yarışma programları, neredeyse tıpa tıp taklit edildi. Sonuç felaket. İzleyici bazen öylesine enayi yerine konuluyor ki, bu kadarı da olmaz dedirtiyorlar...
Zoraki izlenen ya da o anda televizyon açık olduğu için reyting sıralamasına giren programlar, sanki canı gönülden izleniyormuş gibi sunuluyor. Ama bu arada televizyon izleyici sayısı sürekli azalıyormuş, bu kimin umurunda. Anlayacağınız kumanda aleti yine elden hiç düşmeyecek...
Küslerin bayramda barışmaları beklenir. Kırgınlıklar unutulup, dostlukların yeniden inşası için bir şans daha tanınması istenir. Büyükler hep böyle der. Bakalım Ankara'nın büyükleri, kırgınlıkları unutup devlet ile üniversiteler arasındaki tıkanıklığı açabilecekler mi?
Cumhurbaşkanı Sezer ve Başbakan Ecevit, YÖK Başkanı Gürüz ile resmen küs. Her ikisi de bugüne kadar YÖK Başkanı'na randevu vermedi. Dolayısıyla görüşemiyorlar. Aynı şekilde YÖK Başkanı da yüz binlerce üniversite adayıyla adeta kanlı bıçaklı...
Yapmaz ya ben yine de önermiş olayım: YÖK Başkanı Gürüz eline çiçeğini alıp Çankaya'nın yolunu tutsa ve kapıyı tıklatsa içeri kabul edilir mi? Ardından da Başbakanlık Konutu'na yönelse. Aramızdaki soğukluk üniversitelere zarar veriyor. Gelin bu kırgınlığa son verelim dese, Sezer ve Ecevit'in tavrı ne olur?
Normal zamanlarda ne Gürüz gider, ne de onlar kabul eder. Ama onlar demiyorlar mı ki, bayramda barışın. O halde önce ilk adımı kendileri atsınlar, örnek olsunlar topluma.
Katilleri, hırsızları, hotumcuları affeden Ecevit ve Sezer, niye Gürüz'ü affetmiyor? Suçu hapishanelerdekilerden daha mı ağır? Açıklasalar da öğrensek!..
