Samsun 19 Mayıs, Diyarbakır Dicle ve İzmir Dokuz Eylül üniversitelerini arkadaşlarımız gittiler, yerinde incelediler. Anlattıkları ilginç. Yazdıklarını hep birlikte okuyacağız. Amacın üniversiteleri daha iyi noktalara getirmekten çok, post kavgası olduğu yönünde kuvvetli sinyallar var...
Çankaya'yı bile tartışmalı konuma getiren rektörlük krizinde, beni en çok meraklandıran Erzurum ve Malatya oldu. Atatürk ve İnönü üniversitelerinde de en çok oy alan adaylar veto yedi. Ama öğretim üyelerinden çıt çıkmadı. Bu sessizlik, yasalara ve kurumlara olan saygılarından mıydı, yoksa uygulanan vetonun haklılığından mıydı pek anlaşılamadı..
Bu arada Başbakan'dan sonra Cumhurbaşkanı'ndan da randevu alamayan YÖK Başkanı, bakalım o koltukta daha ne kadar oturacak? Oysa inatçılığını ve dayatmacılığını bir yana bırakabilmiş olsaydı, ne kendisi ne de üniversiteler böylesine tartışmalı konuma düşerdi. Umarız, Gürüz'ün yanlışları kendisi kadar, burnundan kıl aldırmayan diğer bürokratlara da önemli bir ders olur.
Eyvah eyvah demeden
Üniversiteler gibi KKTC de Türkiye'nin gündeminde. Meclis işgal edildi. Türkiye ile ipler kopma noktasına geldi. Huzursuzluğun yerini tedirginlik aldı. Kuzey Kıbrıs'a defalarca gittim. Yazılanların, konuşulanların hemen hepsi doğru ama eksik. O görmezden gelinen eksiklik ise KKTC'yi ayakta tutan en büyük güç...
Ankara ve Lefkoşa'dakiler de çok iyi biliyorlar ki KKTC'yi ayakta tutan önemli ekonomik güç üniversiteler. 30 bine yakın öğrenci var. Neredeyse her beş kişiden biri öğrenci, diğer dört kişiden ikisi de öğrencilerden nemalanıyor...
Bu üniversitelerin yok olması demek, KKTC'nin çok daha büyük krizlere dönüşebilecek yaralar almasına neden olur... Ama nedense bu kimsenin umrunda değil. Ne Denktaş ne Eroğlu ne de Ecevit ve yardımcıları bu durumu göz önünde bulundurmuyor.
Vakıf üniversiteleri, yaygınlaşıp kolay girilir hale geldikten sonra zaten önemli bir yara almıştı. Şimdi ise daha büyük bir çıkmazla karşı karşıyalar.
Tam üniversite tercihlerinin yapıldığı şu günlerde, ülkede kriz var havası yaratmak, ailelerin ve gençlerin kafasını daha da karıştırmaktan başka ne işe yarar ki!..
Mevcutlar kaçar, yeni öğrenci akışı da durursa Lefkoşa ve Ankara'da kim galip gelmiş, ne fark eder ki!..
Özetin özeti: Çok önemli konularda, çok önemli hatalar yapılıyor. Üç beş kişinin kaprisi, ulusal konularda bile dönüşü olmayan krizlere neden oluyor. Umarız, onca inatçının içinde aklıselim birileri çıkar. KKTC üniversitelerine gelince: İçlerinde okumaya değer olanların sayısı bir hayli fazla. Üstelik diğer yurtdışı üniversitelerine ve vakıflara göre de çok daha ekonomikler...
Yazara E-Posta: aguclu@milliyet.com.tr