Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Abbas GÜÇLÜ

"TÜFEK icad oldu, mertlik bozuldu" diye bir özdeyiş var. Teknolojik gelişmenin, yerleşik değerleri yozlaştırdığı mesajını veriyor. Televizyonun yaşantımızın bir parçası haline gelmesi, benzeri tartışmaları da beraberinde getirdi.
Dünya, televizyonun getirisi ve götürüsü üzerindeki tartışmaları noktaladı. Sonuç: Yarardan çok, zarar. Çok ciddi önlemler alındı. Özellikle de çocukları koruyucu. Bugün gelinen nokta: Sosyal yaşamı dejenere edici bütün unsurlar, ya yayından kaldırıldı ya da çocukların izleyeceği saatlerden ayıklandı. Bu sayede hem programların kalitesi yükseldi, hem de toplumsal dejenerasyon önlendi.
Türkiye'de ise durum çok vahim boyutlarda. Özellikle de, çocuk ve gençleri etkileme açısından. Hangi kanala yönelseniz, seviyesizlik diz boyu. İyileşme yönünde de hiçbir çabaları yok. Olaya toplumsal ve pedagojik açıdan bakanı ara ki bulasın. "Niye böylesiniz?" diye sorgulayan da yok gibi.
Üniversitelerde bu konularda fazlasıyla akademik çalışma yapılmaya başlandı. Ortak sonuç: Türkiye hızla uçuruma gidiyor. En önemli etkenlerden biri de hiçbir kurala uymayan televizyonlar...
Ekranlardaki şiddetin çocuklar üzerindeki etkisini dün uzun uzun yazdık. İşte binlerce vahim sonuçlarından biri: 8 Aralık. Hürriyet
"Hastanelerde sağlık personeline saldırılar devam ediyor. Son kurban Dr. Cengiz Kaya. 3 ay neşter tutamayacak."
Saldırganın annesi bu saldırının altında yatan gerçeği bakın nasıl açıklıyor:
"Bektaş'ın saldırganlığında televizyon programlarının ve arkadaşlarının kötü etkisi var. Sıcağı Sıcağı'na ve İtilmiş'i örnek alıyor. Kavga ve şiddet gösteren programları kaldırsınlar. Sevgi ve neşe aşılayan program koysunlar..."
Yüreği yanmış bir anne, eli kırılan bir doktor ve milyonlarcası aynı duyguları paylaşıyor. Ama dinleyen kim?
Gözlerini rating hırsı bürüyen televizyon yöneticileri, bu sese kulak vermese bile, televizyon sahipleri ve devletin bu gerçeği görmemezlikten gelmemesi gerekir. Fabrika sahibi olmakla, televizyon sahibi olmak çok farklıdır. Televizyon, beğensek de, beğenmesek de, toplumsal oluşumun mimarıdır. Bu yüzden sorumluluğu da büyüktür.
"Halk böyle istiyor" diyenler, öyle uyduruk yöntemlerle değil, bilimsel anketlerle saptanan vatandaş görüşünü de dikkatte almak zorundadır. İşte istediklerinden bazıları:
* Çocukların izlediği saatlerde şiddet içeren programlara kesinlikle yer verilmesin.
* Çizgi filmlerdeki şiddete son verilsin.
* Diğer ülkelerde yasaklanmış filmler Türkiye'de de oynatılmasın.
* Şaban filmleri daha az yayınlansın.
* Düşündüren, eğiten, bilgilendiren programlara da yer verilsin.
* Şiddet ve erotik yayınlar, şifreli kanallarda yayınlansın...



Yazara EmailA.Guclu@milliyet.com.tr