Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Türkiye yıllardır yolsuzluk söylentileriyle çalkalanıyor. Topulumun her kesiminden pis kokular geliyor. Skandalların ucu sonunda medyaya da bulaştı. Günlerdir bir milyon dolar karşılığında iş takibi yapan gazetecinin kim olduğu tartışılıyor. Önce olayın doğruluğu araştırılıp, ardından da eğer gerçekse kimliği açıklanmalı ki, hepimiz zan altında kalmayalım.
Nasıl ki politikacıların çoğu kötü politikacı kimliğinin çok uzağındaysa, gazetecilerin, bankacıların, yargıçların, bürokratların pek çoğu da kirlenmişlikten en fazla şikayet edenlerin başında geliyorlar. Ama, iyi bir türlü kötüyü kovamıyor...
Milliyet, yıllardır temiz toplum kampanyaları ile kamuoyunun vicdanı oldu. Bu konudaki duyarlılığını dile getirdi. Kirlenmişliğin en yaman takipçileri arasında yer aldı. Zaman zaman yalnız kalsa da bu onurlu mücadelesinden vazgeçmedi...
Herkes evinin önünü temizlese, mahalle temiz olur denir. Çok doğru. Her sektör, her kurum kendini temizlese, temiz Türkiye özlemine çok daha çabuk kavuşuruz.
Bizim ilgi alanımız eğitim sektörü. Kirlilik yarışında diğer sektörler kadar olmasa da sık sık gündeme geliriz. Demirel'in, rahmetli Kemal Ilıcak'a verdimse verdim dediği trilyonlar, öğretmenlerin üç kuruşluk maaşlarından kesilip İLKSAN'ın kasasına giden paralardı. Mahkemesi yıllarca sürdü. Sonuç sıfır elde var, sıfır...
Milli Eğitim Bakanlığı'nın beyni konumundaki Talim Terbiye Kurulu ile ilgili söylentilerin ardı arkası kesilmiyor. Dün bir üye aradı. Yazılanlar, bilinenler devede kulak. Neler oluyor neler. İşin garibi de bütün bunlardan en üst düzeydeki yöneticilerin de haberi var ama bir şey yapamıyorlar dedi. Dondum kaldım. En az bizler kadar Sayın Bostancıoğlu'nun, Sayın Bener Cordan'ın da bu söylentilerden rahatsızlık duyduğuna inanıyorum. Ama dedikodular azalacağına, artıyor...
Sınıf geçmeden üniversiteye girişe, öğretmen tayinlerinden yönetim kadrolarına atanmaya kadar hemen her konuda pis kokular geliyor. Üzerine kararlılıkla gidilmediği için de kanserli hücre gibi hızla yayılıyor...
Eskiden olsa bazı konularda hayır, aksi olamaz diye kesinlikle inat ederdik. Örneğin üniversiteye girişte, öğretmenlik atamalarında suiistimal, kayırma, menfaat temini kesinlikle olmaz derdik. Ama öylesine örneklerler gördük ki, en güvenilir kurumları bile zan altında bıraktı.
Üniversiteye giriş ve dikey geçiş sınavında yaşanan rezaletler öğrencilerdeki tüm hak, hukuk, adalet kavramlarını yok etti. Çalışanın kazanacağı inancını zedeledi.
Öğretmen tayinleri ise devleti yönetenlere olan güveni erozyona uğrattı. Oysa kirlilikle mücadelede en gerekli öncelik güven. Güvenin kalmadığı, şaibeli icraatların cirit attığı bir ortamda temiz Türkiye özlemine kavuşmamız çok zor...
Özetin özeti: Temiz Türkiye isteyenler önce bu konudaki samimiyetlerini göstermeliler. Politikacılar, gazeteciler, yargıçlar, bürokratlar, önce kendi içlerindeki çürükleri temizleyerek bu kampanyaya gönülden inandıklarını ve katıldıklarını örnek bir davranış olarak sergileyebilirler. Haydi Gazeteciler Cemiyeti göster kendini! Varsa deşifre et. Yoksa da mesleğimizin ağızlarda sakız olmasını önle!..


Yazara E-Posta: aguclu@milliyet.com.tr