Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Son günlerde rektörlük seçimlerine öylesine yoğunlaştık ki, milyonlarca öğrencinin tercih sıralaması sanki bir anda ikinci plana düştü. Öğrenci ve velilerden bu konuda sitem var. Kimin nasıl rektör olduğu hiç umurumuzda değil. Ahmet değil de, Mehmet geldiğinde üniversiteye daha fazla öğrenci mi alacak, daha iyi eğitim mi olacak, daha iyi sosyal olanaklar mı sağlayacak diyorlar. Haksız da sayılmazlar. Günlerdir bütün Türkiye güya üniversite sorunlarını tartışıyoruz. Ama rektörlük seçimi de tıpkı Cumhurbaşkanlığı seçimi gibi halkın, özellikle de gençlerin hiç umurunda değil. Ayrıca günlerdir, rektörlük seçimlerini tartışıyoruz da ne oldu? YÖK, Çankaya, öğretim üyeleri, rektörler ve hatta eşleri de herkes bildiğini okumadı mı? Değişen ne oldu?..
YÖK Başkanı Gürüz'ün dayatmacı sistemi nedeniyle üniversite adaylarının ağzını bıçak açmıyor. Ellerindeki kılavuzları ve tercih listelerini günlerdir evirip çeviriyor ama, bir türlü işin içinden çıkamıyorlar. Puanlar, yüzdelik dilimler, iş olanakları, ücretler, barınma sorunları her biri ayrı sorun.
Önceki günlerde tercihlerle ilgili önemli püf noktalarına dikkat çekmiştim. Bugün de öğrenci ve velilerin sık sık düştükleri hataları vurgulamak istiyorum.
* Tercih sıralamasında istek sırasından çok, puan sırası dikkate alınıyor ki, bu çok yanlış. Önemli olan istek sırası. Örneğin en çok istediğiz fakülte puan sıralamasına göre dördüncü sırada ise onu mutlaka birinci sıraya almalısınız. Sıralamada istek sırası, yerleştirmede ise puan önemli. Örneğin İstanbul Hukuk'u ben 15'inci, bir başkası da ilk sırada yazdı. Eğer benim puanım ilk sırada yazandan binde bir puan bile yüksek ise kazanan ben olurum. Yine aynı şekilde en çok istediği fakülteyi alt sıralara yazan birisi önceki tercihlerinden birine yerleştirildiğinde, daha alt sıralardaki o çok istediği bölüme girme şansını tümüyle kaybetmiş olur...
* En önemli yanlışlardan biri de ilk tercihlerin ciddiye alınıp, sonraki tercihlerin baştan savma yapılması. Oysa birinci tercihe girme şansı neyse, 18'inci tercihe girme şansı da bir o kadar. Kazanıldığında okunulmayacak fakülteler kesinlikle tercih listesine alınmamalıdır. Yine aynı şekilde kazanıldığında, ertesi yıl yeniden sınava girmeyi düşündüren fakülteler de mutlaka liste dışı bırakılmalıdır.
* İl seçimi konusunda anne babalar çok büyük yanlış içindeler. İstiyorlar ki çocukları dizlerinin dibinden ayrılmasın. Çok istediği bir bölümde okuma şansı elde edebilecek öğrenciler, ailelerinin aman yanımızda kalsın dayatmaları yüzünden hayatlarının en önemli şansını ellerinden kaçırıyorlar. Aileler bu konuda kesinlikle biraz daha esnek olmak zorundalar...
* Pek çok aday girebileceği bölümler varken, şansını bir kez daha denemeden yana ki, bu da çok yanlış. Evet gelecek yıl çok daha iyi konuma gelinebilir ama ya aksi olursa... İşte o zaman en az iki yıllık bir kayıp söz konusu...
* Ekonomik gücü olan aileler bile hala eğitime yatırım yapma konusunda tereddüt içindeler. Vakıf üniversiteleri öyle ya da böyle bir boşluğu doldurdu. Henüz gelişme aşamasındaki bir vakıf üniversitesinden alınan bir diploma bile, bankadaki on binlerce dolarlık yatırımdan, yattan, kattan çok daha kıymettedir.
Özetin özeti: Gençlerimizi, ileride telafisi mümkün olmayan hatalardan korumanı en iyi yolu, onları mümkün olduğunca bilgilendirmektir. Bu konuda anne babalara önemli görevler düşüyor.


Yazara E-Posta: aguclu@milliyet.com.tr