Üniversiteye girişte tercih sıralaması çok önemli. Bu konuda hepimiz hemfikiriz. Peki neden bu kadar önemli? Önce ona bakalım. Ardından da, neler yapılması gerektiğini irdeleyelim.
Tercih sıralaması çok önemli çünkü:
* Hayatınızın bundan sonraki akışı, yapacağınız bu tercihler doğrultusunda yönlenecek.
* 24 tercih hakkınız var. İlk 5 tercihe girenlerin oranı sadece ve sadece yüzde 5. Bu yüzden ilk 3 tercih ne kadar önemliyse, son üç tercih de o kadar önemli.
* Kazandığınızda gidip okumayacağınız fakülteleri kesinlikle tercih listesine almayın. Her yıl en az 50 bin öğrenci bu yanlışı yapıyor ve bir sonraki yılın kazanma şansını riske sokuyor.
* Tercih sıralamasında puan mı, yoksa istek sırası mı önemli? Bu sorunun cevabı, kesinlikle istek sırasıdır. Daha az istediğiniz bir fakülteyi, sırf puanı yüksek diye çok daha fazla istediğiniz bir fakültenin üzerine kesinlikle yazmayın.
* Ortalıkta dolaşan fakültelere ait puan ve yüzdelik dilimlerin tamamı geçen yıla ait. Bu yıl da aynı olması kesinlikle söz konusu değil. Bazı fakültelerde puanlar yükselirken, bazılarında da mutlaka düşmeler olacaktır. Y / ÖSS puanınızın 10, 15 puan üzerindeki fakülteleri de listenize alabilirsiniz.
* Özellikle yüksek puanlılar için en büyük tehlike, istedikleri alanlardan çok, popüler alanlara yönelmeleri. Örneğin öğrenci mimarlığı çok istiyor. Ama puanı endüstri mühendisliğine de yetiyor. Çevrenin de baskısıyla öğrenci ilk tercihine çok istediği mimarlığı değil, endüstriyi yazıyor. Sonuçta endüstriyi kazanıyor ama daha birinci sınıfın sonuna gelmeden çok büyük bir hata yaptığını anlıyor. Bazıları ise alışırım diye işi mezun olmaya kadar götürüyor ve ömür boyu süren bir mutsuzluğun girdabına kapılıyor. Siz siz olun çok istemediğiniz bir alanda öğrenim görmeye zorlamayın kendinizi.
* Önemli olan üniversite mi yoksa fakülte mi? Bu konuda da çok yoğun tereddüt yaşanıyor. Üniversite elbette önemli ama fakülte ve meslek seçimi de bir o kadar önemli. Örneğin bazı öğrenciler ısrarla ODTÜ, İTÜ, Boğaziçi, Bilkent olsun da hangi bölümü olursa olsun mantığında. Oysa bu üniversitelerin sıradan bir bölümünde okuma yerine, bir başka üniversitenin en çok istediğiniz bir bölümünde okuyabilirsiniz. Yine aynı şekilde İstanbul'da sıradan bir fakültede okuma yerine, yakın kentlerden birinde çok daha iyi koşullarda, çok daha iyi bölümlerde okuma şansı yakalayabilirsiniz.
* Anadolu'daki üniversiteleri kesinlikle göz ardı etmeyin. Eskişehir, Adana, Gaziantep, İzmit, Sakarya, Bolu, Trabzon, Samsun, Antalya, Isparta, Konya, Van ve daha pek çok ilde çok iyi üniversiteler var. Kesinlikle araştırmanızı öneririm.
* Vakıf üniversiteleri alternatifini de her an göz önünde bulundurun. Başlangıçta pahalı gibi gelseler de, eğitime harcanan paranın en iyi yatırım gerçeğinden yola çıkarak, sıradan bir bölümde okumaktansa, farklı bir ile gidip aynı parayı harcamaktansa, ailenizin bulunduğu bir ildeki özel üniversiteyi dikkate almanızda yarar var.
* Seçeceğiniz mesleğin bugünkü durumundan çok 10 yıl sonraki konumunu dikkate alın. Maaşlı biri mi, yoksa patron mu olmak istiyorsunuz? Nasıl bir ortamda çalışmak istiyorsunuz? Mastır ve doktorayı, yurtdışını düşünüyor musunuz? Bütün bunları bir bir gözden geçirin.
Özetin özeti: Tercih olayı, basit bir sıralamadan ibaret değil. Geleceğinize yön veren hayati bir karardır. Herhangi bir yeri kazanmış olmak şu an için önemli gibi gözükse de üniversite öğrencilerinin yüzde 90'ının, yaptıkları yanlış seçim yüzünden mutsuz olduğunu sakın aklınızdan çıkarmayın. Önemli olanın mutluluk olduğunu da sakın unutmayın!..
Yazara E-Posta: aguclu@milliyet.com.tr