Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Dünya hızlı bir değişim sürecinden geçiyor. Bilgi Çağı'nı henüz iyice sindiremeden kendimizi Bilişim Çağı'nın içinde bulduk. Oysa şimdi Biyoteknoloji Çağı yaşanıyor. Bitkilerden, hayvanlardan sonra insanların gen şifreleri de çözüldü. Genetik Çağ gümbür gümbür geliyor ve biz hala okuma yazma sorununu çözebilmiş değiliz...
Cumhurbaşkanı'nın, Başbakan'ın, Başbakan Yardımcıları'nın, Milli Eğitim Bakanı'nın ve Türkiye'yi yöneten diğer yetkililerin henüz Bilgi Çağı'nı bile yakalayabildikleri şüphe götürürken şimdi kalkıp da Bilişim ya da Biyoteknolojik Çağı tartışmanın ne gereği var diyenler çıkabilir. Ama her ne kadar Ankara hala Okuma Yazma Çağı'nda kalsa da TÜSİAD gibi bu işi ciddiye alanlar da yok değil.
TÜSİAD hafta içerisinde iki önemli çalışma grubu toplantısı yaptı. Konu başlığı: Avrupa Birliği Yolunda Bilgi Toplumu ve @ Türkiye.
Üniversiteler, bilişim sektörü ve toplumun değişik kesimlerinden gelen kişiler, çalışma grubunun hazırladığı ön rapor çerçevesinde görüşlerini açıkladılar. Tartışmalar şu üç soru çerçevesinde gelişti:
1. Türkiye, Bilgi Toplumu olabilmenin gereklerini yerine getiren yeterli insan kaynağı yetiştiriyor mu?
2. Üniversiteler bu konuda ne yapmalı? (Teknoloji altyapısı, eğitim, içerik, sürekli eğitim). Üniversiteler, Bilgi Toplumu'na yönelik insan kaynağı yetiştirilmesi konusuna öncelik veriyor mu?
3. Bu konu ile ilgili TÜSİAD'dan beklentiler nelerdir?
Tartışmalarda ortaya çıkan görüş ve öneriler önümüzdeki aylarda bir rapor halinde yayımlanacak. Yararlı olacağı da kesin...
TÜSİAD sık sık değişik konularda benzer çalışmalar sergiliyor. Zaman zaman eğitim, bilim ve bilişim konularını da ele alıyor. Eğitim konusunda ne kadar samimi oldukları konusunda tereddütlerim vardı. Dün de değişmedi. İlgileniyorlar ama arkası gelmiyor. Hemen her konuda başkalarını eleştirirken hiç özeleştiri yapmıyorlar. Umarız bu kez yeniden durum tespiti ve eleştirinin ötesinde ileri bir adım atarlar!..

Genelde hep bilişim teknolojisinin nimetlerinden bahsediliyor. Ama nedense bilgi üretimi, onun teknolojiye dönüştürülmesi ve bilginin paylaşımı hiç gündeme gelmiyor. Tamam internet müthiş bir buluş. Ancak ne kadar faydalı amaçlar için kullanılıyor? O hiç konuşulmuyor.
Yine konuşulmayan bir başka nokta da; nerededeyse 6 ayda bir değişen bilişim teknolojisi nedeniyle Türkiye'nin tam bir teknoloji çöplüğüne dönüşmesi. Borç harç milyarlarca dolar harcanarak okullara alınan bilgisayarların daha kapağı açılmadan çok daha gelişmiş modelleri çıktı. Hem de çok daha ucuza. Tıpkı cep telefonlarında olduğu gibi.
Bu konuda topluma önayak olacak birileri yok mu? Devletin bu konuda sınıfta kaldığı kesin. DPT onayıyla yapılan yatırımların hali orta. Ya havaalanları gibi bir bir kapanıyorlar ya da atıl kapasitede çalışıyorlar.
Devletten bağımsız, devletin yaptıklarını da denetleyecek ve ihtiyaç sahiplerini gerektiğinde bilgilendirip, yönlendirecek sivil bir teknolojik oluşum gerçekleştirilemez mi?..
Özetin özeti: Aslında yapılacak çok iş var. Neler olduğu da belli, çözüm yolları da. Eksik olan helvayı yapacak olanlar!..