Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Diyalog Akademik çevrelerde konuşulan konuların başında bunlar geliyor. Ne tezkere umurlarında ne de Ermeni yasa tasarısı. Onların kâbesi Çankaya ve YÖK. AKP ve hükümet bile umurlarında değil.Teziç'e karşı zaten bir sempati yoktu. Sayılı günleri kaldığı için hepten yok oldu. Gül konusundaki kararsızlık ise rektörlük seçimleri yaklaştıkça renk değiştirecek. Hatta şimdiden bu değişim sürecini başlatanlar bile var.Gül, birkaç üniversitenin açılışına gitti. Daha da gidecekmiş. Ama Demirel'in hızına yetişmesi mümkün değil. O daha fazla açılış yapıyor. Dolayısıyla şimdilik üniversiteleri o daha fazla etkiliyor. Ama YÖK başkanının değişimi ve gelecek yıl gerçekleşecek 22 üniversitedeki rektörlük seçimi, tüm dengeleri tersine çevirecek gibi gözüküyor. "İşte o zaman ne türban yasağı kalır ne de iktidara karşı sert açıklamalar" diyenlerin sayısı bir hayli fazla. Galiba en iyisi bekleyip görmek... Çankaya'ya Gül'ün çıkması üniversiteleri nasıl etkileyecek? Gelecek ay görev süresi sona erecek olacak YÖK Başkanı Teziç'in koltuğuna kim oturacak? Çankaya ve YÖK'teki bu köklü değişimin sonrasında üniversitelerin tavrı ne olacak? Dün dündür, bugün bugündür diyerek durumdan vazife çıkarıp 180 derece çark eden rektörler var mı?.. Bayram öncesinde Anadolu'nun nabzını tutmak için yollara düşen Filiz Aygündüz, Atatürk Üniversitesi'ne gittiğinde şoke olmuş. Ne yemekhane açıkmış ne de kantinler. Öğrencileri oruç tutmaya zorlayan bir hava hâkimmiş. Okuyanlar şoke oldu. "Hadi yemekhaneyi kapattınız ya kantinler? Peki oruç tutmayanlar karnını nerede doyuracak?" diyenler çok oldu.İşte gözlemi:"Atatürk Üniversitesi'ne gidiyoruz. Ahmet'in dediği gibi, yemekhanede öğle yemeği servisi ramazan dolayısıyla durmuş. Sadece iftar ve sahur yemekleri veriliyor. Kantinlerde çay yok; masalardaki kül tablaları bile toplanmış. Kantinin kapısındaki yazı, şehirdekilerle aynı: "Kantinimiz iftarda açık!"Başka üniversite olsa bu kadar şaşırmazdık. Rektör Yaşar Sütbeyaz'ı yıllardır yakından tanıyoruz. Üniversiteyi çağdaş bir noktaya getirdi. Tenis kortlarından öğrenci lokallerine kadar pek çok yeniliğe imza attı. Bu yüzden de kentle arasında hep sorunlar yaşandı. Önceki yıl türbanlı öğrencileri ve yakınlarını mezuniyet törenine almadığı gerekçesiyle, hükümetin hedef tahtası haline geldi. Çok ağır eleştirilere muhatap oldu. Günlerce manşetlerde kaldı.Peki şimdi ne oldu da, ramazanda hem yemekhaneleri hem de kantinleri kapattı. O da mı Türkiye'nin değişen yüzüne ayak uydurdu?Yaşar Hoca'nın mazereti çok. Önce böyle bir soruya muhatap olduğu için sinir katsayısı yükseldi. Sonra da, ne İsa'ya ne de Musa'ya yaranabildiğinden, kırgınlığını hissettirdi.Ramazanda yemekhane ve kantinler kapalı mıydı? Evet, bir kısmı kapalıydı.Peki niye kapalıydı?Tadilat için.Niye ramazanda?Çünkü ihale izni ağustosta çıktı. Ramazan öncesinde başladı. Ramazan sonrasında da devam etti.Tamam, yemekhanede tadilat vardı, peki kantinler niye kapandı?Kantinlerin bir kısmı ve yurtlar bizim kontrolümüz dışında. Yurtlar MEB'e bağlı. Kantinleri de Milli Emlak kiraya veriyor. 50'ye yakın kantin var. Bir kısmı kapalı olabilir. Ama biz açık kalmaları için sürekli uyarıda bulunduk.Sonuç olarak, ortada bir mahalle baskısı, iktidar dayatması ya da yeni duruma uyum var mı yok mu? Belli değil. Zaman, her şeyi çok net daha net gösterecek... Atatürk Üniversitesi mi? Bu arada İstanbul'daki okullarda öğle yemeği yasaklanmış. Sorunlar varmış. Nerede yok ki! Yapılması gereken sorunları ortadan kaldırmakken, yemeği yasaklamak kolaycılıktan başka bir şey değil. Bir yandan obezitenin ne kadar tehlikeli olduğu uyarısını yapacaksınız. Öte yandan öğrencileri kantinlere mecbur edeceksiniz. Karar bir kez daha gözden geçirilmelidir.Özetin özeti: Doğruların, yanlışların, iyilerin kötülerin, her şeyin karmakarışık olduğu bir dönemden geçiyoruz. aguclu@milliyet.com.tr Okulda yemek yasak