Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Hayret! Bir ay içinde üniversiteler ikinci kez Türkiye gündeminde. Geçen ay rektörlük seçimleri nedeniyle uzun uzadıya tartışılmıştı. Birkaç gündür de Turizm Bakanı Erkan Mumcu ile Rektör Kemal Alemdaroğlu'nun İstanbul Üniversitesi'nin açılışında yaptıkları sert diyalog konuşuluyor.
Gönül isterdi ki üniversitelerimizin zor koşullarda gerçekleştirdikleri bilimsel çalışmalar ve yaşadıkları sorunlar da aynı şekilde siyasi çevrelerin ve medyanın ilgisini çeksin. Ama neredeee...
Toplum olarak kısır çekişmelere alışmışız bir kere. Ciddi tartışmalar, sorunların çözüme yönelik konsensüs neyimize!..
Üniversite açılışında Erkan Mumcu'nun işi ne? Otel mi, tatil köyü mü, yoksa turizm mevsimi mi açılıyor ki Turizm Bakanı kalkıp konuştu? Yok eğer hükümet temsilcisi olarak öğrencilerin, öğretim üyelerinin sorunlarıyla yakından ilgilendiklerini göstermek için açılışa katıldıysa, neden onları değil de siyasi konuları tartışmaya açtı? Mezun olarak katıldıysa da neden üniversitesinin sorunlarını hiç gündeme getirmedi? Benim merak ettiğim Mumcu'nun hangi misyonu temsilen açılışa katılıp, bu konuşmayı yaptığı!..
Hakkında öylesine çok söylenti var ki! İlk tebrik edenlere bakıldığında sanki görüntü biraz netleşiyor gibi. Ama hala flu. Bakalım önümüzdeki günlerde bu konuda daha neler yaşanacak?..
Üniversiteler, dünden bugüne siyasetçilerden ve ideolojik kavgalardan çok çekti. Görünen o ki; çekmeye de devam edecek. Üniversite kürsüleri, TBMM kürsüsü gibi elbette özgürlüğün, özerkliğin, demokrasinin konuşulduğu yer olmalı. Ama nedense hep istismar edilen yer oluyor...
Genç bakandan gençlerin sorunlarıyla da ilgilenmesini beklerdik. Binlerce öğrencinin barınma sorununa çözüm bulamadıkları için gözleri yaşlı memleketlerine döndüklerini gündeme getirip, hükümet olarak bu konun takipçisi olacaklarını söylemesini isterdik. Öğrencilere 8 ayda verilen bursla, turistik bir otelde bir gece dahi kalınamayacağını vurgulayıp, 25 milyon liralık bursun 100 milyon liraya çıkması için başlatılan kampanyaya ilk imza atan kişi de olabilirdi. Kendisini yetiştiren hocalarına da bir jest yapıp para veremiyoruz ama başımızın üstünde yeriniz var deyip gönüllerini alabilirdi. Ama o bunların hiçbirini yapmadı. Büyükleri gibi vitrine oynadı. Alkış da aldı, eleştiri de. Ama olan yine unutulup giden üniversite sorunlarına oldu.
Daha önce de defalarca yazdık. Pek çok konuda üniversite öğrencileri ıstırap içinde. Kazanıncaya kadar her türlü eziyeti çektikleri yetmiyormuş gibi, okurken de, mezun olduktan sonra da hep sıkıntıların en büyüğünü yaşıyorlar. Ne olur artık bu görülsün!..
Özetin özeti: Üniversiteler siyasi istismar ortamı değildir. Vitrine çıkıp, bir yerlere mesaj göndermek isteyenler, eğitim kurumlarından uzak durmalıdır. Siyasiler, ille de üniversitelerle ilgilenmek istiyorlarsa, önce samimiyetlerini kanıtlamak için sorunlara çözüm getirsinler...


Yazara E-Posta: aguclu@milliyet.com.tr