Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Eğitim ve bilim, asırlar boyunca ama en çok da içinde bulunduğumuz yüzyılda en güçlü yönlendirici oldu. 

Günümüzde üniversiteleriniz ne kadar güçlüyse, siz de ülke olarak hemen her alanda o kadar güçlüsünüz demektir. 

Peki, üniversitelerin misyonu, vizyonu ne olmalı? 

Bu da ülkeden ülkeye değişiyor. 

Bize çok komik gelen eylemler, bazı ülkeler ve üniversiteler için inanılmaz derecede ilginç ve önemli olabiliyor. 

Dünya üniversitelerini gezerken böylesi pek çok örneğe şahit olmuştuk. Görünen o ki olmaya da devam edeceğiz… 

Haberin Devamı

Sihir ve büyü bölümü 

Dünya genelindeki ilginç bölümlere ve tez konularına yönelik bir araştırma yapılsa eminiz ki şaşırtıcı olduğu kadar çoğumuza çok “saçma” gelen ama düşündükçe neden olmasın dedirten birbirinden ilginç girişimler ortaya çıkacaktır. 

İşte onlardan biri. Gelin önce Euronews’in haberine hep birlikte bir göz atalım: 

“İngiltere’deki Exeter Üniversitesi, Eylül 2024’ten itibaren sihir ve büyü dalında yüksek lisans programı başlatacağını açıkladı. 

Büyü ve Okült Bilim Yüksek Lisans Programı’nın, İngiltere’de büyü tarihi çalışmalarını geniş bir yelpazede farklı konularla birleştiren bir program olacağı belirtildi. 

İngiltere’de ilk defa hazırlanan program kapsamında öğrencilerin, esrarengiz ve doğaüstü olayların tarihi ve toplum üzerindeki etkisi hakkında bilgi edinmeleri ve araştırma yapmaları amaçlanıyor. 

Programda sunulacak dersler arasında Batı Edebiyatı ve Sanatında Ejderhalar, Orta Çağ’da Kadın Tasviri ve Halüsinojen Maddeler Felsefesi bulunuyor. 

Tarih, edebiyat, felsefe, arkeoloji, sosyoloji, psikoloji, drama ve din alanlarında uzman akademisyenlerin yer alacağı programda büyünün dünya çapında oynadığı rol incelenecek. 

Üniversitenin Arap ve İslam Çalışmaları Enstitüsü bünyesinde düzenlenecek olan program bitiminde öğrencilere metin tabanlı bir tez yazmak veya uygulamalı teknikler kullanarak bir tez tamamlamak arasında seçenek sunulacak. 

Programı yöneten Prof. Dr. Emily Selove, son yıllarda büyü ve okültizme yönelik ilgide bir artış olduğunu belirtti. 

Selove, programın Batı’da akılcılık ve bilim öne çıkarken, dünyanın geri kalanında büyü ve inançlarla hareket edildiğine dair varsayımın yeniden gözden geçirilmesine yardımcı olacağı görüşünü dile getirdi. 

Haberin Devamı

Programın günümüzde hararetle tartışılan konulardan uzak olmadığına da dikkat çeken Selove ‘Sömürgesizleştirme, alternatif bilgi kuramlarının keşfi, feminizm ve ırkçılık karşıtlığı bu programın merkezinde yer almaktadır’ dedi. 

Programın neden Arap ve İslam Çalışmaları Enstitüsü’nde yer aldığı sorusuna da yanıt veren Selove ‘Bu dereceyi Arap ve İslam Araştırmaları Enstitüsü’nde barındırarak, Batı kültürü ve biliminin Arap-İslam dünyasına olan derin borcunu kabul ediyoruz; bu tarih, Batı’nın eşsiz bir şekilde rasyonel olduğuna dair yanlış resmimizi yaratırken silinmiştir’ değerlendirmesinde bulundu…” 

Araştırma üniversiteleri 

Araştırma üniversiteleri ile “diploma ticareti yapan” üniversiteleri birbirinden ayırmak gerekir. 

Ticari üniversiteler her ne kadar kâr amacı güden kurumlar gibi gözükse de dünya sıralamasına girenlerin önemli bir bölümü vakıf üniversiteleri. 

Haberin Devamı

Elbette bizdekiler gibi olanlar değil. Gerçek vakıflar ve gerçek vakıf üniversiteleri. 

Üniversitelere ayrılan kaynaklar ya kamunun ya hayırseverlerin ya da ailelerin cebinden çıkıyor. 

Her kuruşunun misyon ve vizyonları doğrultusunda harcanıp harcanmadığının denetlenmesi gerekiyor. 

Peki, bu yeterince yapılıyor mu? Evet demek abartılı olur. 

Yukarıdaki örneğe benzer bir bölüm bizde hayal dahi edilemez, ters teper. 

Sihir ve büyücülük bölümü açıldı, kaynaklar heba ediliyor diye kıyametler kopartılır… 

Oysa yapılan insanoğlunun yerleşik yaşama geçtiğinden bugüne süregelen ve derin izler bırakan bir konunun yarattığı sosyolojik etkileri araştırmak. Tıpkı iç ve dış göçlerin yarattığı demografik değişim ve onun sonuçlarını araştırmak gibi… 

Özetin özeti: Üniversiteler toplumların lokomotifidir. Onların gücü de sayıları ve mezunlarıyla değil, ürettikleri ile ölçülür. İyi ki varlar...