Diyalog Konuyu unutanlar için hemen hatırlatmak istiyorum:YÖK, vali ve rektörler gibi üst düzey kamu görevlilerinin, vakıf üniversitelerinin mütevelli heyetlerinde görev alamayacaklarına yönelik bir karar alınca, Maltepe Üniversitesi Rektörü Berkman, YÖK Başkanı Teziç'e, alınan bu kararın hukuka ve devlet geleneklerine aykırı olduğunu içeren çok sert bir mektup yazmıştı. "Valiye, rektöre güvenmeyeceksiniz de kime güveneceksiniz?" demişti.Bunun üzerine YÖK, Maltepe Üniversitesi'ne baskı yapmış ve rektörün görevden alınmasını sağlamıştı. Bunun üzerine de Prof. Berkman, yargıya gitmiş, yargı da, söz konusu görevden alınma kararının yanlış olduğuna karar vermişti. Ama YÖK, bu yargı kararına karşı uzunca bir süre sessiz kaldı. YÖK Genel Kurulu nihayet, bir ay sonra görevi sona erecek Teziç ile yargı kararı arasında bir seçim yapmak zorunda kaldı ve 18 Ekim 2007 tarihli kararıyla, Maltepe Üniversitesi'ne bir yazı yazarak yargı kararının yerine getirilmesini istedi.YÖK'ün karşısında boynu kıldan ince olan Maltepe Üniversitesi mütevelli heyeti de Berkman'a bir davet göndererek, önümüzdeki pazartesi günü göreve başlayabileceğini duyurdu.Nereden nereye? Teziç, Berkman için ya o, ya ben demişti. Kadere bakın ki Berkman koltuğuna yeniden dönüyor, Teziç ise koltuğuna veda ediyor...Teziç ile ilgili yazacak çok şeyler var. Ama onları şimdi değil veda zamanı yazacağım. Yardımcılarını da. Nereden nerelere geldiler? Koltuk kendilerini ne kadar değiştirdi? Neler yaptılar? Neler yapamadılar. Bir dönemin perde arkasını, ayrıntılarıyla, elbette sizlerle paylaşacağız... YÖK, tarihinin en büyük hukuk hezimetlerini yaşıyor. Hem de hukukçu bir başkanın olduğu dönemde. Kaybettiği davaların sonuncusu, Maltepe Üniversitesi Rektörü Aytekin Berkman'a yönelik. Milli Eğitim Bakanlığı son yaptığı değişikliklerle eğitimde derin yaralar açıyor. Yaptıkları takdire şayan işler yok mu, elbette var. Ama Bakan Çelik ve arkadaşlarının kafası fazlasıyla politize olmuş. Öncelikle bundan kurtulmaları gerekiyor.Sınavlar konusunda attıkları adımları anlamak mümkün değil. Öğrencileri öğretmedikleri derslerden sınava tabi tutmaktan daha büyük hangi yanlış olabilir? Daha önce de dile getirdik. Anadolu liselerindeki yabancı dil eğitimini yeterince öğretmen yok diye kaldıran bakanlık, daha sonra tüm okullara İngilizce dersi kondu. O yetmezmiş gibi şimdi OKS'nin yerine getirilen SBS'de İngilizce sorularına da yer verilecek.Bazı anadolu liseleri ve kolejler dışında hangi okulda ciddi anlamda yabancı dil eğitimi yapılıyor ki, zaten çarpık olan sınav sistemini daha da çarpık hale getiriyoruz? Bu uygulamadan kim kârlı çıkacak Bakan Bey bunu hiç düşündü mü?Çelik bazen yapılmayanları yapan bakan olmak için çok gözü kara olabiliyor. Hazırladığı yasa tasarıları ve gerçekleştirdiği uygulamalar bunun bir örneği. Her ne kadar karşı çıksa da çoğu zaman ben yaptım oldu mantığının esiri oluyor. Ve çoğu zaman da geri adım atmak zorunda kalıyor. Bu sınav sistemi de öyle ya da böyle kesinlikle değişecek. Bunu kendisi de görüyor ama yine de uygulamaya koydu. Tıpkı önceki yıllarda binlerce kontenjanı boş bıraktığı gibi... Eğitimin genleriyle oynanıyor Yüz binlerce öğretmen adayının ve ailelerinin morali sıfır. Önce okullar açıldığında atama yapılacak dendi. Sonra 24 Kasım'a ertelendi. Şimdi de aralıkta deniliyor. Ama hâlâ resmi bir açıklama yok. Bakan Bey eğer öğretmenleri biraz olsun seviyorsa, onlara yönelik bir açıklama yapsın. Ne zaman, ne kadar, hangi branştan öğretmen alınacak? Bu o kadar zor mu?Özetin özeti: Eğitime yön verenlerin attıkları her adım çok önemli. Keşke zamanında bunun farkına varabilseler... aguclu@milliyet.com.tr Öğretmen atamaları?
Özay Şendir
Netanyahu için sonun başlangıcı…
18 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Eğitim vezir de eder rezil de!..
18 Mayıs 2025
Zeynep Aktaş
Toparlanmanın devamı gelir mi?
18 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
Hande Subaşı: Modellikten geliyorum, ama modayı hiç takip etmiyorum
18 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
Yunanistan’ı anlamama sendromu
18 Mayıs 2025