Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yurtdışı bursları
Yurtdışı bursları

Yurtdışında okumak iyi güzel de, gitmek o kadar kolay mı dediğinizi duyar gibi oluyorum. Elbette kolay değil. Ama yolunu yordamını bilenler için elini hiç cebine atmadan dünyanın en iyi üniversitelerinde öğrenim görme olanağına sahip olmak da hiç zor değil. Yeter ki bir arayış içerisine girin...
Henüz aday ülke olmamıza karşın Sokrates, Leonardo Vinci gibi AB burslarından bizim üniversite öğrencilerimiz de yararlanabilecek. Bakanlıklar arası bürokrasi biraz hızlı işleyebilse, hiç de zor olmayan katılım koşulları bir an önce yerine getirilebilse binlerce gencimize Avrupa kapıları kendiliğinden açılacak. Öğrencilerin katılımıyla kurulan AGEE bu konuda önemli mesafe kaydetti. Sanıyorum 2001 bu konuda atılım yılı olacak.
Uluslararası bir ortamda değişik kültürleri tanıyarak farklı bir eğitim görmek isteyenler için sunulan burslar, daha çok yüksek lisans ve doktoraya yönelik. Lisans eğitimi için verilen burs olanakları ise oldukça kısıtlı...
Yurtdışı üniversitelerin başarılı öğrencilere verdikleri özel bursların yanı sıra uluslararası ağırlığı olan şu burslar da bir hayli dikkat çekiyor:
British Council Chevening bursu, Amerikan kurumlarının verdiği burslar, Avusturya devlet bursları, Danimarka devlet bursları, Finlandiya devlet bursları, Türk Eğitim Vakfı bursu, TÜBİTAK bursları, Jean Monnet bursu, Alman bursları, Japon kurumlarının verdiği burslar, NATO bursları, İshak Rabin bursu, UNESCO bursu...
Araştırdıkça daha pek çok uluslararası bursa ulaşmak mümkün. Hangi ülkeler ilgi alanınıza giriyorsa öncelikle söz konusu devletlerin eğitim ataşeliğine başvurmanızda sonsuz yarar var...
Bu arada yurtdışı üniversiteler ve kurumlardan burs almak isteyen öğrenciler için önemli bir ipucu: Sadece notlarınızın iyi olması yetmiyor. Yaratıcılığınız, üretkenliğiniz, sosyal pozisyonunuz da çok önemli. Ne kadar çok kulübe üyeyseniz, bugüne kadar ne kadar çok sosyal aktivitenin içindeyseniz ve ortak dünya görüşüne ne kadar yakınsanız, şansınız o kadar artıyor...
Bu arada Londra dışındaki İngiltere'yi tanımaya devam ediyoruz. Warwick kalesini gezdik. Shakespeare'in doğduğu kentin hemen yanı başında. Tarihi dokusu hiç bozulmadan korunmuş. Adeta yaşayan bir müze. Sizi yüzyıllarca öncesine götürüyor. Mutfağı gezerken yemek, ahırları gezerken gübre kokusunu duyabiliyor, sanki zaman durmuş da öylece kalmış insanları mumya değil de gerçek sanıyorsunuz. En garibime giden de şövalyelerin giydiği çelik miğferler ve kılıçlar devasa, şatafatlı yatakları ise küçücüktü...