Ahmet Talimciler

Ahmet Talimciler

egespor@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Klişe laflar kullanmayı seven bir yapıya sahip olduğumuz için kısa zamanda futbol-taraftar ilişkisi ile ilgili her konuşmada yazının başlığını sıkça kullanır olduk. Söylediğimiz koca koca laflara gerçekten inanıyor muyuz? Diye sorarsanız, cevabım hayır olacaktır. Kendisine mikrofon uzatılan başkanından-yöneticisine, teknik adamından-futbolcusuna, gazetecisinden-mülki amirine kadar hemen herkes on ikinci adamın takımın en büyük gücü olduğu konusunda hemfikir. Ama yine aynı kesimlerin ağzından takımın kötü gidişinin sorumluluğunu kolaylıkla yükleyebilecekleri ellerinin altında her daim duran bir on ikinci adam klişesi de saklanıvermekte.
İki örnekle bu tartışmanın alevlenmesine katkıda bulunmakla yetineceğim. Geçen hafta Cuma günü Göztepe’den istifa eden Akif Başaran’ın şu açıklamaları dikkat çekiciydi; “Kendi taraftarımızdan küfür işitmek çok acı. Sevginin böylesi zarar verir, nitekim verdi. Bu tabloda başarılı olmak bir yana, takımı toparlamak bile imkansızÖTribünlerden o kadar etkileniyoruz ki, pozisyona girdiğimizde kaleyi bile göremiyoruz.” Yeni teknik direktörün göreve başlaması sonrası konuşan Göztepe kulübü başkanı İmam Altınbaş ise; “Göztepe taraftarı gibi taraftar hiçbir kulüpte yok. Biz onların bu futbolcuları sahiplenmesini ve desteklemesini istiyoruz. Biliyoruz ki bu taraftar en kötü zamanında bile bu takımı şahlandırır, ölüyü bile diriltir.” Sahi kim bu on ikinci adam? Yağmur çamur demeden, her koşulda takımını desteklemek için tribünlerden ayrılmayan kişi mi? Yoksa takımının ekonomisi düzelsin diyerek, önüne konulan her türlü ürünü satın alma yoluna giden kişi mi? Takımını desteklemekten başka bir düşüncesi olmayan ve bu uğurda tribünlerde olaylara karışmayı dahi göze alabilen kişi mi?
Futbol kamuoyunda en fazla eleştirilen ve işin aslında en az suçlu olan kesimden bahsediyoruz. Üzerine yapıştırılan on ikinci adam etiketi bile aslında taraftarın, farklı açılardan istenilen mecralarda yönlendirilmesinin farklı bir boyutunu ifade etmektedir.
Bu oyuna gönül verenlerin, takım ve renk ayrımı yapmadan bir an önce oyunun devamında katkılarını sürdürebilmek için bir araya gelerek seslerini yükseltmeleri gerekiyor. Aksi takdirde oyun içindeki rolleri her geçen sene biraz daha kesilip-biçilir hale getirilecektir.