Ali Eyüboğlu

Son günlerde verdiği cesur pozlarla sosyal medyayı sallayan Hatice’ye bir rakip daha geldi!
Bir defilede giydiği transparan kıyafetle yaptığı kalça gösterisi günlerce konuşulan şarkıcı, gündemden düşmeye başlayınca bir hamle daha yaptı.
Geçtiğimiz yıl tanga giyip havuza yaptığı atlayış videosuyla ‘yürekleri hoplatan’ Hatice, geçtiğimiz hafta havuz başında verdiği gitarlı pozla ‘sosyal medyayı salladı’!
Şarkıcı, çıktığı defiledeki kalça gösterisi ve havuz başındaki seksi pozuna laf eden Sevda Demirel ve Çağla Şıkel’e, geçmişlerine gönderme yaparak sert yanıtlar verdi.
Verdiği pozlarla sosyal medyayı sallayan bir başka ünlü de Hadise… Şarkıcı hakkında çıkan haber, özetle şöyle:
“Hadise, göğüs dekolteli pozlarıyla Instagram’da şov yaptı. ‘Aşk Dediğin’ isimli yeni şarkısını dijital platformlarda yayınlayan şarkıcı, klip çekimi sırasında verdiği göğüs dekolteli pozlarıyla Instagram’ı salladı. Hadise’nin Instagram’da yayınladığı kamera arkası cesur pozları yüzbinlerce beğeni aldı.”

Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Ebubekir Şahin ile Sabah yazarı Salih Tuna’nın bir gün arayla dikkat çektikleri konu aynı:

Spikerin sunduğu haberdeki kişiye ekrandan parmak sallaması…

RTÜK Başkanı Şahin, habercilere tarafsızlık uyarısını Twitter hesabından yaptı:

“6112 sayılı Kanun’a göre ‘yayın hizmetlerinin tarafsız olması, siyasi düşünce nedeniyle ayrımcılık yapmaması, bireyleri aşağılamaması, siyasi partilerle ilgili tek yönlü ve taraf tutar nitelikte olmaması’ esastır.

Yayınlarında bu esasları gözetmek hepimizin ortak sorumluluğudur.

Ne var ki, bazı ana haber bültenlerinde bu ilkelerin ihlal edildiği, yorumlarda basın ahlakı ve genel ahlak ilkelerine ters düşen yakışıksız bir üslubun tercih edildiği, abartılı el kol ve parmak hareketleriyle bazı kişiler ve hükümet üyelerinin uyarıldığı görüntülere şahit olduk.

Toplumsal temsil açısından mühim rol oynayan, toplumun tamamına örnek olup yol göstermesi gereken kişilerin bu denli sorumsuz davranmasını anlamakta güçlük çekiyoruz.

RTÜK olarak beklentimiz, haberci meslek-taşlarımızın olaylara duyarlı ve dikkatli bir dil ve üslupla yaklaşmalarıdır.”

Günün Sözü’nde sıkça alıntı yaptığım Tolstoy, insanoğlunun hayatla sınavını şöyle tarif eder: “Hayat bizi resmen dört işlemle sınar. Gerçeklerle çarpar, ayrılıklarla böler, insanlıktan çıkarır ve sonunda topla kendini der.” Dört işlemli sınavdan başarıyla çıkanların yanı sıra hayal ettikleriyle yaşadığı kader arasında dünya kadar fark olanlar da var...
Kendinizden yola çıkın, çevrenize bakın, ünlülerin okul yıllıklarına göz atın, hayal ettiklerini gerçekleştirenler kadar, hayalleriyle yaşadıkları gerçekler arasında uçurum olanlar da var. Örneğin Star TV’de yayınlanan ‘Erkenci Kuş’ dizisinin iki başrol oyuncusu...Hakan Gence’nin ‘Nasıl Star Oldular?’ kitabında Can Yaman aldığı eğitimle, yaptığı iş arasındaki farkı şöyle anlattı:
“Babam, ‘Ben okumamanın sıkıntısını yaşadım. Sen avukat ol. Hayata her zaman sıfırdan başlayabilirsin’ dedi. Eve yakın diye Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni yazdım. Hedefim deniz hukukuydu. Ama staj döneminde sen ne söylersen söyle, insanların kendi anlamak istediklerini anladığını gördüm. Çarpık bir düzen. Cem Yılmaz’ın da dediği gibi, ‘Filmleri izleyip, avukat olmak istiyorsanız, çok pişman olursunuz. En havalı olan mübaşir!’ Ben de kendime

İstanbul Havalimanı’ndan ilk kez uçtum. Büyük, görkemli, yüksek tavanlı, lüks ve de konforlu havalimanına uçuş saatimden 2.5 saat erken gidince bir hayli vakit geçirdim CIP’sinde…
CIP’de gördüğüm Deniz Seki’yle ayak üstü sohbet ettim. Şarkıcı, Bodrum’da yaz için kiraladığı evin eksiklerini tamamlamaya gittiğini söyledi.
Elazığ uçağı için yolcu alımı başladığını okuyunca, midibüse geçtim. Salonda görmediğim Kadir Doğulu baktım, midibüsün arka tarafında ve elindeki kitaplardan birini okuyor. Oyuncunun okuduğu kitap yeni ama birkaç metreden bile sahaflardan alındığı anlaşılacak kadar eski.
Selamlaşmak için yanına gittiğimde öğrendim, Doğulu’nun elindeki kitapların adlarını.
TRT 1’de yayınlanan ‘Vuslat’ın başrol oyuncusunun elindeki kitaplardan biri, Hüseyin Albayrak’ın ‘Bir Yürüyüş Eyledik Baba Erenler İle’siydi, diğeri ise Bedri Noyan ‘Aşk Risalesi’…
Elazığ’da büyük ilgi
12’nci Elazığ Uluslararası Çayda Çıra Film ve Sanat Festivali için Elazığ’a gelenler arasında Doğulu’nun yanı sıra Engin Çağlar, Serpil Tamur, Bekir Aksoy, Ayşe Kökçü ve Didem Taslan gibi sanatçılar da vardı. Elazığlılar’ın en çok ilgi gösterdiği, Doğulu oldu. Gerek açılış kortejinde, gerekse

24 Ocak 2012’de başlayan ekran yolculuğu 27 Mayıs 2017’deki “Final” bölümüyle biten “Seksenler” dizisinin devamı çekilecek.

Beş sezon her yeni bölümü TRT1’e, tekrarları 360’a iyi reyting kazandıran “Seksenler”in yapımcısı Birol Güven, Twitter hesabından dizi için şunları yazdı:

“Bana en çok sorulan soru, ‘Seksenler devam edecek mi?’

Evet, devam edecek İnşallah.

Evet, yeni hikâyelerle ve muhteşem oyuncu kadromuzun yanına yeni arkadaşların ilavesiyle. Çok yakında.”

Birol Güven’i arayıp, “Seksenler” dizisinin ne zaman, hangi kanalda ekrana döneceğini sordum.

“Seksenler”i yayınlayacak kanalı, sözleşmeyi imzalamadan açıklamak istemeyen Güven, şunları söyledi:

“Seksenler bittikten sonra oyuncula-rımızın bir kısmı başka dizilere başladı. Dizide her şey kaldığı yerden devam edeceği için kadroyu yeniden toparlamaya çalışıyoruz. Hedefimiz ana kadronun yanına yeni karakterler ilave ederek eylül ayında yayında olmak. Dizi TRT 1’de ‘Final’ yaptığında ‘Seksenler’de 1987 yılını işliyorduk. Aynı dekorla, aynı oyuncularla 1987’den devam edeceğiz ‘Seksenler’i çekmeye.”

‘Çalgı Çengi’, ‘Düğün Dernek’, ‘Ailecek Şaşkınız’ filmleri, ‘İşler Güçler’ ile ‘Kardeş Payı’ dizilerinin senaristi ve yönetmeni Selçuk Aydemir, ‘Evrak Kürek: Sektörden Arkadaşlara Giriş 101’ adlı yeni bir kitap yazdı.
Aydemir’in ‘Mahalleden Arkadaşlar’ ve ‘Liseden Arkadaşlar’ gibi bu kitabı da eğlenceli. Türkiye’nin, yazıp, yönettiği komedi film ve dizileriyle tanıdığı Aydemir’in aldığı eğitimle, yaptığı iş arasındaki fark mesela... İstanbul Teknik Üniversitesi Uçak Mühendisliği mezunu olan senarist ve yönetmen, sinemayı seçmesinin sebebini kitabında şöyle anlattı:
“Babamın gözünde mesleğim belliydi madem, o zaman hobi olarak sinema yapabilirdim. Babamın hayali gerçekleşmiş oldu, sırada benimki vardı. Elde var, almam gereken bir diploma ve öğrenmem gereken koca bir sinema. Kısa film yılları, senaryo ve kurgu kuramlarını öğrenme yılları...”
Bilginer’e teklif
Kuzeni Burak Aksak’la yaptıkları ilk kısa film ‘Hayal Hırsızları’yla festivallerde hayal kırıklığı yaşayan Aydemir, “Ünlü oyuncunun olmadığı filmlere festivallerden ödül yok” diyerek, hedef büyütünce bakın ne oldu?
“O sıralarda şizofren filmleri peynir-ekmek gibi gidiyordu, haliyle rüzgar bizi oraya itti. Teknik ekipmanı

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen CHP’li Ekrem İmamoğlu’nun mazbatasını aldığı gün, Orhan Gencebay’ın iki damarına üç stent takıldı. Gencebay’ın kalp damar-larından biri yüzde 99 tıkalıydı. Doktorlar damarı açıp, stent takarken sanatçının nabzı sıfıra düştü. Anjiyodan sonra konuştuğum Gencebay, “Kısa bir süreliğine gidip geldim, ama Allah’a şükür iyiyim” dedi.
Gencebay hastanede bunları yaşarken, sosyal medyada hakkında yazılanların bir kısmı utanç vericiydi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yakınlığıyla bilinen Yavuz Bingöl’den sonra Gencebay’a stent takılmasını, “Seçimi kaybeden iktidarın yalaka sanatçıları hastanelik oldu” diye alay konusu yapanlar, bununla da yetinmedi. “Seçim sonuçlarının hastanelik ettiği sanatçılar” paketine hiçbir sağlık sorunu olmayan Mazhar Alanson, Hasan Kaçan ve Mustafa Ceceli’yi de kattılar…
İmamoğlu, 16 milyon İstanbullu’yu kucaklayacağını ısrarla vurgulayıp birleştirici bir dil kullanırken oldu bunlar… Sağlık sorunu yaşayan iki sanatçının yanına ‘turp gibi’ olanları sırf siyasi olarak sizinle aynı düşünmedikleri için siyasi hiciv konusu yapmak, sağlıklı bir ruh hali olmasa gerek?
Çok merak ediyorum yazdıkları ve

Gazeteci Hakan Gence, Hürriyet Pazar’da yayınlanan söyleşilerinden 16’sını bir kitapta topladı. ‘Nasıl Star Oldular?’ adlı kitapta yer alan röportajların hepsi, dizi oyuncularına ait...
Afra Saraçoğlu, Alp Navruz, Ayça Ayşin Turan, Boran Kuzum, Can Yaman, Cansu Tosun, Demet Özdemir, Dilan Çiçek Deniz, Ecem Uzun, Eda Ece, Hazar Ergüçlü, Hilal Altınbilek, Kubilay Aka, Miray Daner, Nilay Deniz ve Pelin Öztekin’in anlattıklarını okurken, müzik dünyasından bildiğim bir tablo çıktı karşıma.
Türkiye’de popüler olmuş şarkıcılarla söyleşi yapmış ya da yapılanları okumuş biri olarak bildiğim şu:
Şarkıcıların çoğu, ayrılmış çiftlerin çocuğu...
Gence’nin kitabını okurken, benzer bir durumun oyuncularda da olduğunu gördüm.

Yaşanan travmalar
Bir çocuğun büyüyünce seçtiği meslekte, ebeveyn-lerinin ayrı olmasının payı var mı? Anne veya babaya hasret büyümek, yıldız bir şarkıcı ya da oyuncu olmayı sağlayan bir motivasyon kaynağı mı?