"25’inci Uluslararası Adana Film Festivali" bitmeden başlayan “55’inci Uluslararası Antalya Film Festivali” de sona erdi. İki festivali de yerinde takip ettim. Belediyelerin ev sahipliğinde gerçekleştirilen iki yarışmayı da mukayese etmek gerekirse, öncelikle vurgulamam gereken şudur:
Düne kadar iki festivalin ortak noktası “Türk Sineması”ydı… İki festival de, çekilen yeni Türk filmlerinin yarıştığı arenaydı… Birkaç yıldır iki festival arasındaki ortak noktalar azaldı. Antalya gibi uluslararası filmleri de yarıştıran Adana’da “Ulusal sinema” hâlâ başrolde. Bu yıl 15 Türk filminin yarıştığı Adana’da “Sibel”, “En İyi Film” seçildi. Diğer ödülleri ise “Anons”, “Kelebekler”, “Kardeşler”, “Dört Köşeli Üçgen”, “İçerdekiler” “Güvercin” ve “Güvercin Hırsızları” paylaştı.
Ödüller Doğu’ya
Antalya malum, Türk Sineması’nı uluslararası arenaya taşıma adına yerli film yarışmasını uluslararasının içine kattı. O nedenle bu yıl Antalya’daki finalde sadece iki Türk filmi yarıştı.
Bunlardan biri “Çınar”, diğeri “Güven”di. İki filmden sadece “Çınar”ın görüntü yönetmeni Olcay Oğuz, “Behlül Dal Genç Yetenek Ödülü”ne layık görüldü. Festivalin büyük ödüllerini ise yabancılar aldı.
Başkanlığını Ferzan
Fenerbahçe Gazetesi’nde 2.5 yıl haber müdürlüğü yapan ve fanatik FB’li arkadaşım Uğur Onur Urhan, arayıp yönetmen Murat Şeker’i tanıyıp tanımadığımı sordu. Tanıdığımı söyleyince, “Sana anlattığım film senaryosundan hiç kimseye bahsettin mi?” dedi. Uğur’un iki yıl önce heyecanla anlattığı Fenerbahçe Kulübü futbolcularının bir yandan Kurtuluş Savaşı’nda Kuvâ-yi Milliye’ye silah taşırken, bir yandan Papazın Çayırı’nda İngilizler’i yerip, Harrington Kupası’nı kazanmasına ilişkin senaryodan kimseye bahsetmedim ama şuna tanık oldum.
“Sekizinci Bodrum Türk Filmleri Haftası’nda ‘Ayla’nın yapımcısı Mustafa Uslu, Bodrum’da yeni projelerini anlatırken şöyle demişti: “Herkesin bildiği ama film yapmadığı Türkler’in kahramanlık hikayelerini çekmeyi misyon edindik. Onlardan biri de Fenerbahçe futbolcularının Kurtuluş Savaşı’na katkılarını anlatan öykü olacak.”
Herkes çekebilir
Yönetmen Şeker’in bu konuyu film yapacağını, bu amaçla FB Başkanı Ali Koç’tan destek istediği haberlerini okuyunca, Uslu’yu arayıp, Bodrum’da anlattığı filmin yönetmeni Şeker mi diye sordum.
Uslu’nun yanıtı şu oldu: “Hayır, Can Ulkay bizim filmin yönetmeni. Bodrum’da projeyi anlattığımda Şeker de vardı salonda. Sonra yanıma
Film festivali için Antalya’ya gidip, otele yerleştikten sonra, günün programına baktım. 55’inci Uluslararası Antalya Film Festivali kapsamında AKM’deki ‘Sinema filmlerinden TV dizilerine kadının yükselişi’ paneli ilgimi çekti. Çünkü panelin konuşmacıları Özge Özpirinçci, Hazal Kaya ve yapımcıları Fatih Aksoy’du.
Antalyalılar panele büyük ilgi gösterdi. Salon tıklım tıklımdı ve çoğu kadındı.
Bu sezonun dizilerinden ‘Kadın’ ve ‘Bir Litre Gözyaşı’nı MF Yapım’la ortaklaşa, ‘Yasak Elma’, ‘Kızım’ ve ‘Bizim Hikaye’yi tek başına yapan Fatih Aksoy, panelde şöyle bir tespitte bulundu:
“Son beş yılda güçlü kadınların yer aldığı diziler daha çok izleniyor. Her türlü kötü muameleye katlanan kadınların olduğu bir dönem vardı yapımlarda... Korunmaya muhtaç, kocasının dizinin dibinde oturan… Onları yazanlar daha çok erkek senaristlerdi. Artık kadın senaristlerin yazdığı bütün dünyayla mücadele edebilen, hayatı tek başına sırtlayabilen, sadece kendini değil çocuklarını ve kardeşlerini de ayakta tutan kadınların hikayesini anlatıyoruz. İyi kadın yazarların sektöre girmesi, kadın hikayelerinin daha iyi anlatılmasını ve dizilerin daha çok izlenmesini sağladı.”
Aksoy, çekimleri süren ve başlayacak olan
Sıla’nın izdihama yol açan açık hava konseriyle açılışını yapan 25’inci Adana Uluslararası Film Festivali’nin bütçesini, belediyenin bu bütçeden şarkıcılar ve sunuculara ne kadar ödeme yaptığını öğrendim.
Adana Büyükşehir Belediyesi’nin, açılış ve kapanış törenini naklen yayınlayan, festivalde yaptığı söyleşileri ekrana getiren NTV’ye yaptığı ödeme, 200 bin TL.
Bütçesi 10 milyon TL olan festivalden şarkıcılara yapılan ödemelerse şöyle:
- Sıla: 250 bin TL
- Sertab Erener: 150 bin TL
- Ziynet Sali: 70 bin TL
- Ali-Aysun Kocatepe: 25 bin TL.
Behzat ve Süheyl Uygur kardeşler, ‘Yeşilçam Sahne’ adlı gösteriyi sergileyeceklerdi
Anlatacağım olay iki kişi arasında geçti, ama bana kadar geldi. İki kişinin bildiği hiçbir şey “sır” değil çünkü…
25 yaşındaki kadın oyuncu, konakladığı otelin görevlisiyle aralarında geçenleri ekiptekilere, onlar da bana anlattı. Bununla yetinmeyip, otel ve yapım şirketi yöneticileriyle de konuşup, aldığım bilgileri teyit ettim.
Bu bilgiler ışığında olayın geçtiği şehri, oteli, dizinin ve oyuncunun adını yazmayacağım.
Birincisi; genç oyuncunun,mesleğin başında adının “taciz”le anılmasını istememesine saygı duydum. İkincisi, iki kişi arasında yaşanan bu olayın aslı hakkındaki bilgiler, birinin arkadaşlarına anlattıklarıyla sınırlı. Gelelim otelin çalışanını işten çıkardığı, genç oyuncunun da otel değiştirdiği olaya…
Gece 02.30 suları
Genç oyuncunun da aralarında bulunduğu dizi ekibi, gece saat 02.30 sularında konakladıkları otele dönmüş.
Odasına çıkan oyuncu, banyoya girmeden önce oda servisini arayıp, açlığını yatıştırmak için bir şeyler sipariş etmiş.
O banyodayken kapı çalmaya başlamış.
Adana Hilton’un bahçesinde Turgut Yasalar’ın ‘Ben Bir Dahiyim, Ama Henüz İlk Filmimi Çekmedim’ kitabının son sayfalarını okurken, bir dizi yapımcısı geldi yanıma. Sektör üzerine sohbet ederken, çalıştıkça tanıdığı ünlü oyuncuların iki yüzlülüğünden dert yanmaya başladı.
“Yapımcılığını üstlendiğim projenin yönetmeniyle anlaşamayınca, yollarımızı ayırmaya karar verdik. Bu sette duyulduktan sonra, başrol oyuncuları birden kanka kesildiler yönetmenle. Veda yemeği bile verdiler ona... Masada yönetmene, diziden ayrılmasına ne kadar üzüldüğünü söyleyen oyunculardan biri sabahleyin bana mesaj attı. Okuyunca gözlerime inanamadım. Çünkü bir gece önce timsah gözyaşı döken oyuncu, giden yönetmenin yerine bana isim önerdi.”
Elimdeki kitabı gösterip, şu tavsiyede bulundum ona: “İstanbul’dan ve sinemadan kaçıp, Bodrum’a yerleşen Yasalar’ın bu kitabını oku, tavsiye ederim. Ünlü yapımcıların Ahmet’in senaryosunu, Mehmet’e kendi hikayesi gibi anlatıp, yazdıkları senaryolarla nasıl film çektiklerini okuyunca, ‘Derdimi herkesten büyük sanırdım, meğerse ne dert çekenler varmış!’ deyip, teselli bulursun.”
KARŞINIZDA POPÇU MELTEM CUMBUL
Etiler’deki La Boucherie ve Boğaz’daki Gizli Saklı’nın sahibi Umut
25’inci Uluslararası Adana Film Festivali’nin ilk gününde, oyuncular Şerif Sezer ve Goncagül Sunar’la sohbet ediyoruz Adana Hilton Oteli’nin lobisinde...
Bu aralar dizilerde oynamayan Sezer’e, Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Devlet Konservatuvarı mezunu kızı Deniz Arna’nın ne yaptığını sordum. “Kızım, FOX’un yeni dizisi ‘Bir Deli Rüzgar’ın kadrosuna katıldı” dedi.
Sunar’ın Adana’da olma sebebi, başrolünü Cem Davran’la paylaştığı ‘Babamın Kemikleri’ filminin festivalde yarışması. Medyapım ve MF Yapım’ın Japon dizisinden ‘Bir Litre Gözyaşı’ adıyla çektiği projeyle, Kanal D izleyicisinin karşısına çıkacak Sunar, dizide Sanem Çelik’in çalıştığı hastanedeki mesai arkadaşını oynadığını söyledi.
İki oyuncuyla lobide sohbet ederken, ufukta 25’inci Adana Uluslararası Film Festivali’nin jüri üyelerinden Tuba Büyüküstün’le sevgilisi Umut Evirgen göründü.
‘Sağlığım yerinde’
‘Çemberimde Gül Oya’ dizisinden rol arkadaşı olan Şerif Sezer’le Tuba Büyüküstün’ün hasretle birbirlerini kucaklaması, görülmeye değerdi.
Sezer’in yanındaki koltukta oturuyordum. Yerimi verdiğim Büyüküstün’le Sezer’in koyu sohbeti sürerken, festivalin jüri başkanı Tomris Giritlioğlu da geldi.
Sinemacılar anılarını paylaştıkça, filmlerin kamera arkalarında yaşananlar bütün çıplaklığıyla çıkıyor ortaya...
Örneğin Türk sinemasının ödüllü senarist ve yönetmeni Turgut Yasalar’ın yazdığı kitap...
Yasalar, ‘Ben Bir Dahiyim, Ama Henüz İlk Filmimi Çekmedim’ adlı kitabında, kronolojik olarak sinemacılık serüveninde yaşadıklarını yazdı. Onun yönetmen asistanı, yönetmen, senaryo yazarı, yapımcı veya oyuncu olarak çalışıp, kamera arkasında olup bitenleri yazdığı filmler şunlar:
‘Leoparın Kuyruğu’, ‘Gemide’, ‘Laleli’de Bir Azize’, ‘Denize Hançer Düştü’, ‘Babam Askerde’, ‘Işıklar Sönmesin’, ‘Tabutta Röveşata’, ‘9’, ‘Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak’, ‘Yazı Tura’, ‘Dondurmam Gaymak’, ‘Gitmek’, ‘İki Dil Bir Bavul’, ‘Mommo Kız Kardeşim’ ve ‘Saklı Hayatlar’.
Yönetmenlik yaptığı, Selma Ergeç ve Uğur Polat’ın oynadığı ‘Sis ve Gece’yle, Aslı Doğan ve Hilal Bakkaloğlu’yla yazıp, Bakkaloğlu’yla yönettiği, başrollerini Fatih Ürek ile Aysun Kayacı’nın paylaştığı ‘Şeytanın Pabucu’ filmlerine yer vermediği kitapta, Yasalar’ın anlattığı en ilginç olaylardan biri, bol ödüllü ‘Gemide’yle ilgili...
Serdar Akar’ın yazıp yönettiği proje, Cannes Film Festivali’nden davet alır. ‘Gemide’nin festivale