20 Mart 2018 tarihinde yazmıştım, ‘Altın Ayı’ ödüllü ilk Türk filmi ‘Susuz Yaz’ın yapımcısı ve başrol oyuncusu Ulvi Doğan’ın bir süredir hastanede yaşam mücadelesi verdiğini... 1970’li yıllarda ayrıldığı Türkiye’ye geçen sene dönünce, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Yakacık’taki Sanatçı Yaşam Evi’ne yerleştirilen Doğan, hayatını kaybetti. Altı ay kadar yattığı Kayışdağı Darülaceze Tıp Merkezi’nde 22 kiloya kadar düşen sanatçı, Arefe Günü vefat etti ve sessiz sedasız toprağa verildi.
‘YASAK ELMA’NIN İÇİNDEKİ KURTLAR
Kostüm asistanı Ö.Ç.’nin Talat Bulut hakkındaki taciz iddiasını araştıran Cumhuriyet Savcısı, ‘takipsizlik’ kararı verdi. Yapımcı Fatih Aksoy, FOX yönetimiyle konuşmadan, Talat Bulut’la devam edeceklerini açıkladı. Bunun üzerine bir grup set çalışanı, Aksoy ve FOX yönetimine, bu kararı gözden geçirmeleri çağrısı yaptı.
‘Yasak Elma’da Bulut’un rol arkadaşı Şevval Sam’ın yaptığı son açıklama önemli: “Şu an yapabileceğimiz bir şey yok. Savcılık takipsizlik verdi ama olay bir üst mahkemeye gitti. Bu süreç tamamlanmış, tam olarak aklanmış değil. Bizim de sözleşmelerimiz olduğu için şimdilik devam etmek durumundayız. Böyle bir konuyla anılmak istemezdik. Bu konu haricinde,
TV sektöründe yıllardır şöyle bir kısır döngü vardı: Zaman içinde rekabet yüzünden dizi maliyetleri katlandı, ama televizyonların tek gelir kaynağı olan reklam pastası, aynı ölçüde büyümedi. Yayınladığı diziyle gün birincisi olan kanallar bile, aldıkları reklamlarla maliyetlerini karşılayamaz hale geldi. Televizyonların, yayınladıkları dizilerin yurt dışı satışlarından elde edilen gelirler de bu açığı kapatmaya yetmedi.
Kanal D ve Star TV’nin yeni yöneticileri, bu gidişe “Dur” deyince, star oyuncuların ücretlerinde indirimler başladı. Bu krizin geçici olduğunu düşünüp, fiyat indirimine yanaşmayan oyuncularsa, bu sezon dizi yapmamaya karar verdi. Yaz başında tablo buydu, ama değişti. Çünkü bu yaz bizim için her açıdan sıcak geçti.
ABD Başkanı Donald Trump’ın, Türkiye’ye karşı başlattığı ekonomik operasyon yüzünden Türk Lirası, döviz karşısında ciddi değer kaybetti.
Bu da demektir ki, televizyon kanalları, yeni yayın döneminde, yaz başında planladıklarından daha sıkı bir para politikası uygulamak zorunda... Dizilere bağımlı kalmak istemeyen kanallar, formatlara başvuracak.
Ancak yaz ekranının reytingleri gösterdi ki, diziler kadar hiçbir işi reytingle ödüllendirmiyor izleyici.
"Popun Kraliçesi" Madonna, 60’ncı yaş gününü Fas’ın başkenti Marakeş’te kutladı.
Pazar günü Mirror’da doğum gününün detaylarına dair özel bir haber vardı.
Marakeş’teki butik bir oteli üç günlüğüne kiralayan
şarkıcının sadece çocukları ve özel dostlarının katıldığı davetin detayları şöyle:
Otelin çatı katındaki doğum günü partisi tam bir Arap gecesi şeklinde geçti. Davetliler, Madonna’ya yöresel takılar taktı.
Katıldığı son ödül töreninde, “Sakın yaşlanmayın. Çünkü yaşlanmak günahtır. Kötülenirsiniz ve kesinlikle radyolarda artık parçalarınız çalınmaz” diye dert yanan Madonna’nın 60’ncı doğum gününde Berberi müzisyenler, sadece yöresel şarkılar çaldı. Müzisyenlerin repertuvarında hiçbir Madonna şarkısı
TRT 1’de yayınlanan ‘Kalk Gidelim’in setine ilk gidişim, Mart 2018’deydi. Dizi yeniydi, izleyicilerden sete gelen yoktu. Bu gidişimde diziyi sevenlerin, çocuklarıyla sete akın akın gittiğini gördüm. Yapım koordinatörü Özlem Demir, bazı hafta sonları halkın yoğun ilgisi nedeniyle, güvenlik şeridi çekmek zorunda kaldıklarını söyledi.
Sette iki gün geçirdim, dizinin ana mekanları Yeşilyurt ve Karabağlar’da iki ekibin yaptığı çekimleri izledim. Ekrana da yansıyan ekipteki uyumu, seyircinin ilgi ve reytingle ödüllendirdiğini gördüm. Ayça Varlıer ile Erkan Sever’le konuştum ve onlara izleyicilerin merak ettiği konuyu da sordum.
- Neler değişti geçtiğimiz sezondan bu yana?
Ayça Varlıer: Her şey daha da güzelleşti. Dizi iyice organikleşti. Seyirciyle artık iç içe olduk. Bütün karakterler oturdu. Hikaye gerçekten çok iyi bir yere doğru gidiyor. Ekipçe tam bir ‘Kalk Gidelim’ ailesi olduk. Çok mutluyuz.
Dünyanın her yerinden izleyen var bizi. Yapımcısından oyuncusuna, yönetmeninden ekibine uyum içinde olduğumuz için bu, seyirciye de yansıdı. Gittikçe büyüyoruz. Yıllardır böyle bir şey yaşamamıştım.
Çocukların gözdesi
Erkan Sever:
İsim hafızam zayıftır, ama görsel hafızam iyidir. Gördüğümü kolay kolay unutmam. O yüzdendir ki Göksel’in çok sevdiği bu sahne kıyafeti takıldı radarıma... Pazar günü Aytekin Batmaz, Göksel’in cumartesi akşamı Girne Merit Otel’deki konserinin haber ve fotoğraflarını gönderdi.
İki gün sonra İnci Razaki’den gelen basın bülteni ve fotoğraflar, Göksel’in ‘Gelibolu 21. Altın Sardalya Kültür ve Sanat Festivali’ konserindendi.
Fotoğraflar; Göksel’in iki konserde de bir kez kıyafet değiştirdiğini ama birinin ‘milli forma’ gibi değişmediğini gösteriyordu.
Amma ve lakin sanal alemde turlayınca, işin rengi değişti.
6 Ağustos’ta Muğla Datça, 11 Ağustos’ta Kıbrıs Girne ve 13 Ağustos’ta Çanakkale Gelibolu’da, hatta 2015 yılından bu yana üstü sarılısiyahlı, altı siyah kıyafeti giydiğini görünce, şaşırmadım desem, yalan olur.
Apple’ın kurucusu Steve Jobs, Facebook’un kurucusu ve CEO’su Mark Zuckerberg, Microsoft’un CEO’su Satya Nadella, Segway’in mucidi Dean Kamen, Google’ın kurucusu Sergey Brin, Oracle’ın kurucusu ve CEO’su Larry Ellison’un sürekli aynı kıyafetleri giyen iş insanları olduğunu okumuştum.
Şarkıcı Göksel, bu kıyafetten birkaç tane yaptırmayıp, dönüp dönüp aynısını giyiyorsa,
Gün boyu dizinin Yeşilyurt’taki setindeydim. ‘Kalk Gidelim’, TRT 1’deki ilk sezonunda olduğu gibi, ikincisinde de çok izlenen bir yapım. Yeni sezonun ilk iki haftasını gün birincisi olarak kapatan projenin çekildiği yerler de artık popüler... Hafta sonu bizzat tanık oldum, Almanya, Fransa ve Hollanda gibi ülkelerden
tatile gelen gurbetçilerin dizinin çekildiği yerlere ve oyunculara olan ilgisini...
Tatil için Ege’yi seçen yerli turistler arasında da otomobiliyle çoluk çocukla ’Kalk Gidelim’in Yeşilyurt ve Karabağlar’daki setine bilhassa hafta sonları akın akın gelenler var. Dizinin başarısı, insanların ilgisi güzel, ama peş peşe gelen aksilikler, ekibin biraz moralini bozdu. Diziye ‘Survivor’dan transfer Erdi, İstanbul’daki çekimlerin ardından sağ ayak baş parmağını kırdı. Başrol oyuncularından Ufuk Özkan’ın ayağında iltihap oluşunca, Erkan Sever hastalanınca, Mehtap Bayrı’nın da İstanbul’daki babası rahatsızlanınca, çekimlere ara verildi.
Sette düşüp iki kolunda kırık ve çatlaklar oluşan Saylık, tedavi için İstanbul’a döndü.
Bu yüzden ekip, senaryoda revizyona gitti. Özkan’a kanepeli sahneler yazıldı. Saylık’ın oynadığı Şakir’in sırttan çekim sahneleri için bulunan oyuncu, sete
Her bölümünü merakla izlediğim “Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz”dan iki önemli karakter gitti.
Deniz Çakır’ın gitme nedenini kamuoyu, arkadaşımız Abdullah Malkoç’un Milliyet Cadde’de manşet olan “Özel hayatı işinden etti” başlıklı özel haberinden öğrendi.
“Kimsesiz Yaşar”ı oynayan Olgun Şimşek’in niye gittiği ise meçhul, ama Çakır’ın yazılı açıklamasında önemli ipuçları var.
Emeğine saygı duyanlara minnet duygularını dile getiren, omurgalı birey ve ‘iyi insan’ olmaya çalışacağını, yanlışın karşısında durmayı sürdüreceğini vurgulayan Deniz Çakır’ın, dizide üstlendiği karaktere dair yazdıkları da çok önemli:
“Ben çok sevdim Meryem’i… Çok şey öğretti bana… Anne olmadan, anneliğin mucizesini tattırdı. Çok ağladı Deniz, Meryem’i hissettirmeye çalışırken. Kalbimin Meryem kadar yandığını söyleyebilirim, o olmaya çalışırken.”
Deniz Çakır’ın “Meryem”e dair bu sözlerinin ne ifade ettiğini iyi anlayabilmek için birkaç ay önce oyuncuyla bu konuda aramızdaki diyaloğu aktarmamda fayda var.
EDHO’da kızı “Zeynep”i oynayan Ece Hakim, Harvard Üniversitesi’ni yüzde 100 burslu kazanınca diziden ayrıldı.
Mayıs ayında Şampiyonlar Ligi Final maçını izlemek için gittiğim Kiev’e, bir kez daha yolum düştü. Bu seferki iş seyahatimin sebebi, Kuşadası Belediyesi’nin davetiydi. Belediye, İran’dan sonra en çok turistin geldiği Ukrayna’yla iyi ilişkiler içinde...
Ukrayna’dan gelecek turist sayısını artırmayı hedefleyen Kuşadası Belediyesi, Büyükelçiliğimizin de desteği ve Ukrayna Ressamlar Kulübü (Colors of Live Barvi Jittaya) iş birliğiyle, Kuşadası konulu bir resim yarışması düzenledi. Bu serginin açılışı, yarışma için belediye başkanı Özer Kayalı ve bir heyetle Kiev’deydik.
İlk günümüzde Türk Büyükelçiliği’ne ziyarete gittik. Türkiye’yle Ukrayna arasında her anlamda ilişkilerin çok iyi olduğunu vurgulayan Büyükelçi Yönet Can Tezel, “Ukraynalılar, kendilerinden saydıkları Hürrem Sultan’la gurur duyuyor” dedi ve ekledi: “O yüzden birkaç ay önce ‘Hürrem Sultan Konseri’ düzenledik. Anlatmalı konsere ilgi büyüktü. Aslında anlatıcılığını Meryem Uzerli yapacaktı ama son anda gelmedi. Onun yerine, görevi buradaki bir oyunda ‘Hürrem’i canlandıran Ukraynalı sanatçı üstlendi.”
Büyükelçi Tezel, sonra konuyu değiştirip, lafı Türkiye’de çok popüler bir ‘şehir efsanesi’ne getirdi ve şunları söyledi:
“Aranı