CHP Milletvekili Aykut Erdoğdu, 2 Eylül’de sosyal medyadan İstiklal Caddesi üzerinde işlerin kötü gitmesi nedeniyle bir ayda birçok işyerinin kapandığını paylaştı. Erdoğdu, kapanan 37 yerin listesini de yayınlayınca bu, sadece bizde değil, New York Times’da bile haber oldu.
Paris’te Şanzelize, New York’ta 5. Cadde neyse, İstanbul için de İstiklal Caddesi o…
İstanbul’da metrekare başına en çok insanın ve turistin düştüğü İstiklal Caddesi’nde durum gerçekten de “Dükkan kapatan kapatana” mı?
Türkiye’de birçok sektörü etkileyen terörden İstiklal Caddesi’nin de nasibini almadığını söylemek olanaksız.
Bu yüzden bazı işyerlerinin ciro ve gelirlerinde azalma söz konusu olabilir.
Sosyal medya kullanıcı-larının yalanı ne denli sevdiğine somut bir örnek daha...
Şener Şen, durup dururken TT (trending topic) olmuş Twitter’da.
Diyeceksiniz ki “Niye”?
“İçerde” dizisinde “Yeşim”i oynayan Gözde Kansu, “Akın Işık” rolünde Şener Şen’in oynayacağını ima eden bir tweet atmış.
Kanal D’nin sevilen dizilerinden “Poyraz Karayel” çarşamba akşamı üçüncü sezona “merhaba” dedi.
Diziye adını veren “Poyraz”ın ölümü “Poyraz Karayel”i Twitter’da saatlerce 1 numara yaptı. Dizi, reyting listelerinde ise ilk 3’e bile giremedi. “Twitter âlemi”yle evlerinde reyting cihazı olanların zevkleri farklı demek ki! Sait Halim Paşa Yalısı’nda ekiple birlikte izledim “Poyraz Karayel”in bu bölümünü...
Diziyi izlerken bir yandan da Twitter’a göz attım. Eğlenceli bir hayli yorum gördüm.
“Poyraz’ı getirmezseniz biz yokuz” diye yazanlar…
“Poyraz”ın olmadığı dizinin ilk arasında İlker Kaleli’nin oynadığı reklamın yayınlanmasını ti’ye alanlar...
İlker Kaleli’nin yerine İlker Aksum’un diziye girip “Poyraz”ın aşkı “Ayşegül”le evlenmesine bozulup, “Hacı, siz İlker’leri karıştırmışsınız. Bizim İlker bu değil” diye yazanlar...
Yıllar önce “Adını Feriha Koydum”dan “Feriha”nın ayrılmasıyla dizinin “Adını Feriha Koydum - Emir’in Yolu” olmasına gönderme yaparak, “Madem İlker Kaleli yok, dizinin adını ‘Ayşegül’ün Yolu’ olarak değiştirin. Poyraz’sız ‘Poyraz Karayel olmaz, olamaz” diye tweet atanlar...
Son anda göründü
Bu yıl 10’uncusu yapılan Turkcell Platinum Uluslararası Balıkçılık Turnuvası’ndan iki çarpıcı gerçeği not ettim.
Birincisi; yarışa katıldığı arkadaşlarıyla yakaladıkları 65 kiloluk orkinos sayesinde bu yılın şampiyonu ve 10 yılın rekortmeni olan Turgut Konukoğlu’nun konuşması. Konukoğlu, 15 Temmuz Derneği ve Giza Vakfı’na bağışladıkları 50 bin lira ödülü almak için sahneye çıktığında şöyle dedi:
“7 yıldır katılıyorum bu turnuvaya. Şimdiye kadar kürsüye çıkmak kısmet olmadı bana. Kısmet bugüneymiş demek ki.”
Bir yarışmaya altı yıl katılıp, hiç ödül alamamanın yıldırmadığı insanı yedincide öyle bir ödüllendirdi ki
FOX’un “Familya” dizisinde Fenerbahçelileri kızdıran diyaloğun tek mağduru var; o da Şükran Ovalı…
Bu işte faturanın, olayda hiçbir suçu olmayan oyuncuya kesilmesi haksızlık.
Oyuncu, Fenerbahçe’den ayrılan Caner Erkin’in sevgilisi olmasa, o diyalog yüzünden infaz edilir miydi sosyal medyada?
Hayır…
17. Uluslararası Piyano Festivali için Antalya’daydım. Eskiden AKM’de oluyordu Piyano Festivali’nin konserleri. Sanat yönetmenliğini Gürer Aykal’ın üstlendiği etkinliğin konserleri bu yıl ‘konser arenası’ Expo’ya taşındı.
Konserlerin daha büyük, yeni ve konforlu salonda yapılması güzel. Keşke en öndeki dinleyicilerle sahne arasındaki mesafe o kadar çok olmasa. Belli ki çok amaçlı bir salon burası. Sadece konserler için yapılmamış. Hiç değilse bu tür konserlerde sahne biraz daha dinleyiciye yaklaştırılsa ve eskiden AKM’de olduğu gibi sıcak bir ortam oluşsa.
Antalya Devlet Senfoni Orkestrası ve Şef Darrel Ang yönetiminde solist Gökhan Aybulus’un verdiği konser muhteşem, Singapurlu müzisyeninse ‘Home’ şarkısından önce söyledikleri süperdi.
Ang, “Her seferinde bu ülkeye gelmek için sabırsızlanıyorum. Ne zaman çağırsanız, seve seve gelirim” diye başladığı sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yuvam olan ülkemden, Singapur’dan size getirdiğim bu şarkının adı ‘Home’ (Ev)… Yuvalarına aşık insanlarla ilgili bir şarkı bu. Benim için yuva, dönüp dolaşıp gideceğim yerdir. Siz de evlerini terk etmek zorunda olan milyonlarca insana ev olarak dünyaya mükemmel bir örnek oluyorsunuz. Bu yüzden hepinize
Düne kadar Oscar, Golden Globe, Cannes ve Emmy ödüllü oyuncu Paul Newman’ın Türkiye’den ithal ettiği kayısıları ABD’de paketleyip organik olarak sattığını bilmiyorduk.
Bunu “vatandaş gazeteciliği”nin en güzel örneğini sergileyen oyuncu Fadik Sevin Atasoy’dan öğrendik.
Satın aldığı kayısı paketinin fotoğrafını çekip, “Film yıldızı deyip geçmeyin, Paul Newman’ın gıda sektöründeki markası; Türk kayısılarını Amerika’ya satıyor, biz de 5 dolara alıp yiyoruz” notuyla paylaşınca haberdar olduk bundan.
Atasoy’a, kayısıların Türkiye’den geldiğine dair bir vurgu var mı diye sordum sosyal medya aracılığıyla. Oyuncunun yanıtı şu oldu bana:
Filmdeki bir diyaloğun, dizideki bir sözün toplumun belli bir kesimini kızdırması alışık olduğumuz bir konu... Kimi zaman gerçekten de tepki göstermeyi gerektiren bir durum söz konusu oluyor, bazen de gereksiz yere alınganlık gösteriyor insanlar.
FOX’ta yayınlanan “Familya” dizisindeki bir diyalog Fenerbahçelileri bayağı kızdırdı.
Çünkü dizideki o sahnenin kahramanı, Fenerbahçe’den ayrılıp Avrupa üzerinden Beşiktaş’a gelen futbolcu Caner Erkin’in oyuncu sevgilisi Şükran Ovalı...
Oyuncunun senaryo gereği ‘R’leri söyleyemeyen biriyle yaptığı muhabbetin finalinde Fenerbahçe’yi ‘Fenevbahçe’ diye telaffuz etmesi kıyameti koparttı.
Öfke dinmedi, çünkü...
FB taraftarları örgütlenip sosyal medyadan “Familya” dizisine ve Caner Erkin’in sevgilisi Şükran Ovalı’ya tepki yağdırınca yapımcı TMC, şu yazılı açıklamayı yaptı: