Birol Güven’in senaryosunu yazıp Hasan Tolga Pulat’la yönettiği, önceki akşam Soho’daki özel gösteriminde seyrettiğim “Pamuk Prens”in dünya sinemasında örneği var mı bilmiyorum, ama bizde olmadığı kesin.
Filmin afişinde oyuncu olarak Tamer Karadağlı, Birol Güven, Arzu Balkan, Haluk Uzenç, Onur Sermik, Gamze Özpınar ve Umut Barış Taşdemir var. Ancak “Pamuk Prens”in oyuncu kadrosu bu kadar değil.
Tamer Karadağlı’nın kızı, Birol Güven’in eşi, kızı, oğlu, Gani Müjde, Ali Atıf Bir, Hamdi Alkan, Müfit Can Saçıntı, Şoray Uzun, Pınar Altuğ - Yağmur Atacan, Emel Müftüoğlu, Deniz Oral ve Mint Prodüksiyon ekibine kadar birçok isim de var komedi filminde.
“Pamuk Prens”in özetle konusu şu:
Biri kız, dört genç, bir dizi senaryosu yazar ve Birol Güven’e götürür. Dört kafadarın planı, kendilerine de rol çıkacak hikâyeyi Birol Güven’e kabul ettirip, ekonomik olarak düze çıkmaktır. Ancak evdeki hesap çarşıya uymaz. Çünkü “Yapımcı”nın hedefi farklıdır. Yapımcı (Birol Güven) ise Tamer Karadağlı’ya yıllar önce verdiği avansı kurtarmak için hikâyeyi onun oynayacağı şekilde değiştirmek ister.
İkna etme sanatı!
“Biz ‘Kara Prens’i yazdık. Liseli gençlerin hikâyesi bu. Tamer Karadağlı yaşlandı, saçları bile
S inema Salonu Yatırımcıları Derneği (SİSAY) tarafından düzenlenen “6. Bodrum Film Haftası”ndan öğretmenlere müjdeli haber çıktı.
Türkiye genelindeki sinema salonlarının yüzde 70’ini elinde bulunduran SİSAY üyeleriyle Milli Eğitim Bakanlığı arasında bu amaçla bir protokol imzalandı. SİSAY adına Başkan Cenk Sezgin, Milli Eğitim Bakanlığı adına Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürü Doç. Dr. Semih Aktekin’in imzaladığı protokole göre, sinemalarda en düşük bilet fiyatı öğretmenlere uygulanacak.
Bu haktan devlet ve özel sektörde çalışan bütün öğretmenlerin yanı sıra emekli öğretmenler ve MEB çalışanları da yararlanacak. SİSAY mensuplarının sahip olduğu sinemalarda filmleri öğrencileriyle birlikte izleyen öğretmenlerden ise hiçbir ücret alınmayacak.
Yunanistan’ın Kos adasındaki tarihi sinemada imzalanan protokol uyarınca öğretmenler, emekli öğretmenler ve MEB personelinin bakanlığın verdiği kimlik kartını ibraz etmeleri yeterli.
ADAY ÖĞRETMENLERE EN AZ 10 FİLM İZLEME GÖREVİ
Milli Eğitim Bakanlığı’nın “aday öğretmenler”e bakanlığın belirlediği listeden en az 10 film izleme, en az 10 kitap okuma yükümlülüğü getirdiğini biliyor muydunuz? MEB Öğretmen Yetiştirme ve
Yeni yayın dönemini 19 Eylül’de açan kanallardan bazıları henüz sezon için hazırladıkları yüksek bütçeli ve iddialı dizileri ekrana getirmedi. Ancak iki haftalık yeni yayın döneminin de dahil olduğu Eylül 2016’nın sonuçları ortada.
Eylül ayının reyting sonuçları belli oldu. Bu verilere bakıp, yeni yayın dönemine hangi kanalın kazançlı girdiğini söylemek için erken… Bu sonuçları ‘Ara karne’ olarak değerlendirmek lazım.
Neden mi? İşte nedenleri:
Yeni yayın dönemi 19 Eylül’de başladı, ama bazı kanallar iddialı projelerini daha arenaya sürmedi.
Salı akşamlarının reyting rekortmeni ATV’nin dizisi ‘Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz’, henüz başlamadı. 4 Ekim’de “Merhaba” diyecek sezona, Oktay Kaynarca ve Deniz Çakır’ın yanı sıra Sanem Çelik’in kadrosuna dahil olduğu dizi…
Star TV, yeni dizilerinden Cansu Dere ile Vahide Perçim’in oynadığı ‘Anne’yi ve Kıvanç Tatlıtuğ ile Tuba Büyüküstün’lü ‘Siyah Beyaz’ı, Show TV ise ‘Kurtlar Vadisi’nin eski ekibince hazırlanan ‘Cesur Yürek’i ekrana getirmedi. 13 Ekim’de başlayacak
Onur Tuna, Rüveyda Öksüz ve Hüseyin Avni Danyal’ın oynadığı ‘Cesur Yürek.’ TV8, Sibel Can’ın da jürisinde yer aldığı ‘O Ses Türkiye’yi bugünden itibaren pazar, pazartesi ve salı akşamı
Kral TV, Kral Pop, Power Türk ve Power TV, 1 Ağustos’tan itibaren Digitürk’te yok. Dört kanalın Digitürk’ten çıkma sebebi “tamamen duygusal”...
Digitürk’ün her yerli televizyon gibi müzik kanallarından da yılda aldığı para 500 bin dolar.
Kanal D, ATV, Star TV, Show TV, FOX, TV8 gibi yüksek bütçeli TV’lerin bile yüksek bulduğu bu para, küçük bütçeli müzik kanallarına çok geldi.
Digitürk’ün MCM Top, VH1, MTV gibi yabancı müzik kanallarının üstüne para verirken yerli müzik kanallarına da entertainment TV’lerle aynı tarifeyi uygulamasına tepki olarak dört kanal dijital platformdan çıktı.
Kral TV, Kral Pop, Power Türk ve Power TV gibi çok izlenen müzik kanallarının olmaması, Digitürk abonelerine de haksızlık.
TRT, bu sezon “tamamen duygusal” sebepler yüzünden 1. Lig maçlarını yayınlamaya pek hevesli değil. Özel kanallar, harcadığını geri alamayacağı bir işe girmiyor. Hal böyle olunca ve TFF 1. Lig maçlarının TV’den yayını ortada kalınca iş düştü taraftara... O yüzden son günlerde e-postama ve sosyal medya hesaplarıma istek yağdıran taraftarlar istiyor ki eskiden olduğu gibi TV’den yayınlansın takımlarının maçları...
Önceki sabah Kız Kulesi’nde TRT’nin yeni yayın döneminin tanıtım daveti vardı. 1. Lig takımlarının yöneticileri, futbolcuları ve taraftarlarının merak ettiği konuyu TRT Genel Müdürü Şenol Göka’ya sordum. Çünkü şimdiye kadar bu maçları TRT yayınladı. O nedenle “kamu yayıncısı” TRT’den beklenen bu maçları eskisi gibi yayınlaması. Peki, ne oldu da bu sezon TRT, 1. Lig maçlarını yayınlamadı?
Pahalı bir paket!
Şenol Göka, işin bu noktaya niye geldiğini şu sözlerle dile getirdi:
“Hem Digitürk’le hem Futbol Federasyonu ile görüşmelerimiz sürüyor. Bir ‘B Paketi’ söz konusu. Ne var bu pakette?
Süper Lig maçlarının özet görüntüleri, o maçların radyodan yayını ve 1. Lig maçlarının naklen yayın hakkı var bu pakette. Bize göre çok pahalı bir paket bu. O paketi almak da yetmiyor. O
UNESCO tarafından hazırlanan ve Dünya Barış Günü’nde piyasaya çıkan Grammy adayı “Action Moves People United” albümünde Türkiye’den de iki sanatçı
yer aldı.
Beatles grubundan John Lennon’un oğlu Julian Lennon, “Hayalet Avcıları” ile “Cazcı Kardeşler”de oynayan müzisyen Dan Aykord gibi pek çok ünlünün yer aldığı albümde bizden iki sanatçının savaşın ortasında kimsesiz bir çocuğun dramını anlatan şiirle yer alması önemli.
Böylesine önemli bir çalışma için Türkiye’den kendilerinin seçilmesini sorduğum müzisyen Mürsel Işık, şunları söyledi:
“Amerikalı yapımcı ve müzisyen Kevin Mackie ile sosyal medyadan yazışıyorduk. O benim 3. albümümden bazı şarkıları dinlemişti. O albümde Nâzım Hikmet, Attila İlhan, Yunus Emre ve Mevlana gibi pek çok şairin şiirini gitarımla besteleyip yorumlamıştım. O da bana birkaç şiir göndermişti, İstanbul’da seslendirip kendisine yollamam için. Fakat İstanbul’da seslendirmek nasip olmadı.
2016’nın yazını kapatmak için geldiğimiz Bodrum’da insanların, gündüz deniz ve havuz keyfi yaptığını, akşamları ise kazak ve montla dolaştığını, otellerde kaloriferlerin yandığını yazsam, “Şaka mı bu?” diyenler çıkabilir.
“Havasına güven olmaz” denen İstanbul’da geceleri pike veya ince battaniye ile üşümeden yatmak mümkünken, gözde tatil merkezinde durum buydu.
Bu yaz Türkiye’nin yaşadığı talihsiz olaylar yüzünden kötü bir sezon geçiren Bodrum’da gündüzleri sıcaklık henüz yaz sezonunu kapatmadı, ama turizm sezonu çoktan bitti.
Bodrum sahilini cuma, cumartesi akşamları ve pazar sabahı turladım. Sahildeki onlarca restoran ve cafe arasında hafta sonu akşamlarında doluya yakın ya da full olanların sayısı bir elin parmakları kadar bile değildi. Diğer açık mekanlarda ise tek - tük müşteri vardı. Pazar sabahı Bodrum sahilini boydan boya turladım, kahvaltı ya da brunch yapanların toplamı birkaç yüz kişiydi.
“Antalya ve Bodrum’un en güzel zamanı eylül ve ekim aylarıdır” denir… Bunun doğru olup olmadığını test etmenin yolu belli: Eylül sonu ve ekim başında turizmin iki merkezine gitmek.
Bu hafta sonu Vodafone Red Famous Cup Yelken Yarışları’nın davetlisi olarak Bodrum’daydım… Allah kısmet ederse önümüzdeki hafta sonu da yine 6. Bodrum Türk Filmleri Haftası için yine burada olacağım. Ekim ayının ilk haftasında Antalya’ya, oradan da Alaçatı’ya gideceğim.
Bodrum Açıkdeniz Yelken Kulübü ve Bodrum Marina Yat Kulübü tarafından Vodafone Red sponsorluğunda bu yıl 11’incisi düzenlenen Vodafone Red Famous Cup Yelken Yarışları’nı ilk kez yerinde izledim. Yelken sporunu ve denizciliği sevdirmek amacıyla düzenlenen etkinlik, geçen 10 yılda olduğu gibi bu yıl da ünlülerini ağırladı.
Özlem Kaymaz, Yonca Evcimik, Billur Kalkavan, Levent Özçelik, Pınar Aylin, Sefa Yaman, Tanem Sivar, Zeynep Beşerler, Zeynep Mansur, Koray Bilici, Anıl Altan, Pelin Akil, Burcu Binici, Fulya Zenginer, Kemal Uçar, Uğur Kurul ve Füsun Hattat gibi ünlülerin renk kattığı, yelkenleri ise profesyonellerin kullandığı yarışma, bu satırları kaleme aldığımda sonuçlanmamıştı. O nedenle Ege’nin mavi sularında hangi ünlüleri ‘misafir’