Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki bir grup vatan haininin, 15 Temmuz’da başlattığı, milli iradenin 16 Temmuz’da sonlandırdığı bir ‘askeri kalkışma’, bir ‘darbe girişimi’ değil, aslında Türkiye’nin 11 Eylül’üydü…
Milletin vergileriyle, ‘ülkeyi korusun’ diye alınan F-16’ları, helikopterleri, tankları ele geçiren TBMM’ye, darbeye direnen kurumlara ve halkın üzerine bomba ve mermi yağdırmak ‘darbe girişimi’ değil, Türkiye’ye yapılan en büyük çaplı terör saldırısıdır.
TSK’nın, Türkiye’nin değil, FETÖ’nün emrindeki askerleri, ülkede saatlerce terör estirdiler, ama başarılı olamadılar. Çünkü, yıllarca ‘göbeğini kaşıyan’, ‘bidon kafalı’ diye aşağıladıkları hatta her konuda ‘koyun’ sandıkları milletin gücünü, bu ülkede Recep Tayyip Erdoğan ve demokrasi için seve seve canını verecek insanlar olduğunu hesaba katmadılar.
Seçimle gelenlerin ‘askeri darbe’yle indirilmesini destekleyecek sandıkları medya, HDP dışındaki tüm siyasi partiler, dimdik ayakta durdu ve demokrasiye sahip çıktı.
Ülkesini, demokrasiyi seven insanlar kendilerini sokağa attı ve darbeye karşı müthiş bir direnç gösterdi.
Terör örgütlerinin beyinlerini yıkadığı kansızlar, güvenlik güçleriyle çarpışmayı göze alamayınca ne yapmaya başladı?
Topluma korku salmak için, bomba yüklü araçlarla sivillere saldırıp, çoluk - çocuk, kadın, yaşlı demeden savunmasız, masum insanları öldürüyor.
PKK ve IŞİD, bu saldırılarla şimdiye kadar yüzlerce insanımızı katletti.
Terör denen evrensel bela, son olarak Nice’te gösterdi çirkin yüzünü...
Önceki terör saldırıları yüzünden ülkede olağanüstü hal ilan eden Fransa’da bomba yüklü araçlarla metrolara saldıramayan teröristler, bu kez taktik değiştirdi. Fransa’nın Bağımsızlık Günü Kutlaması’ndaki havai fişek gösterilerini izleyen insanları kamyonla ezip, silahla taradı teröristin biri...
Düne kadar El Kaide’ydi bu tür terör saldırılarını yapan, bugün IŞİD...
Bu terör örgütünün merkezi neresi?
Maliye Bakanlığı’nın vergi rekortmenleri listesinde “adının açıklanmasını istemeyen mükellef” sayısının her geçen yıl artması enteresan...
2013 yılında
100 mükelleften 33’ü adının açıklanmasını istemedi.
2014 yılında bu rakamdaki artış çok küçüktü; 100 mükelleften 38’i adının gizli tutulmasını istedi.
Bu sayı bu yıl kaça yükseldi biliyor musunuz? 2015’te 100 gelir vergisi rekortmeninden 51’i bakanlıktan adlarının gizli tutulmasını talep etti.
Yıllardır hangi sanatçının ne kadar vergi ödediğinin çetelesini tutan, Maliye Bakanlığı’nın açıkladığı vergi rekortmenleri listesini de arşivleyen biri olarak böylesini
ilk defa gördüm.
Pop müziğin kraliçesi Sezen Aksu’nun doğum günü bugün... Mutlu yıllar; kendi küçük, gönlü büyük insan...
“Erkeğe maaşı, kadına yaşı sorulmaz” derler. O yüzden Sezen’in kaç yaşına girdiğini değil, ona Türkiye’den kilometrelerce ötede yapılan jestin hikâyesini yazacağım bugün. Sırf bunun için 2.5 saat uçup Almanya’nın başkenti Berlin’e geldim...
26 Mart 2016 tarihinde “Veda turnesi” kapsamında geldiği Berlin’de konakladığı Titanic Gendarmenmarkt Otel’in kral dairesine otelin sahipleri “Pop müziğin kraliçesi”nin ismini verdi. Otelin kral dairesi artık Sezen Aksu Suite...
Girişine Sezen Aksu’nun ismi ve imzası olan pirinç levha asan Titanic’in Yönetim Kurulu Temsilcisi ve Grubun Almanya Marketing Sorumlusu Sedef Aygün, içeriyi de adeta mini bir Sezen Aksu müzesi yaptı...
Suitten içeri adımınızı attığınızda her tarafta Sezen var...
Girişin sol tarafındaki duvarda cam çerçeve içinde Sezen Aksu’nun 40’ncı sanat yılında İngiliz Kraliyet Orkestrası’yla verdiği konserde giydiği tuvalet... Müzik setinde Sezen şarkıları, yanı başında Sezen CD’leri, “Sen Ağlama” plağı... Odanın vitrininde sanatçının efsane şarkı sözlerinin yer aldığı imzalı şiir kitabı “Sezen Aksu - Eksik Şiir”...
Futbolla yatıp futbolla kalkan, o yüzden sporun diğer branşlarıyla pek ilgilenmeyen bir milletiz.
O yüzden 15 yaşındaki jimnastikçi Ayşe Begüm Onbaşı’nın Güney Kore’deki 14. Aerobik Jimnastik Dünya Şampiyonası’nda, 15-17 yaş kategorisinde altın madalya kazandığını bir hafta sonra öğrendi Türkiye… O da sosyal medya sayesinde…
Türk Milli Takımı’nın ilk turda elendiği Euro 2016’yı hangi ülkenin kazanacağına kafa yoran bir millet olarak aynı dönemde Hollanda Amsterdam’da yapılan Avrupa Atletizm Şampiyonası’na pek ilgi duymadık.
Oysa Türkiye, 48 sporcuyla katıldığı Avrupa Atletizm Şampiyonası’ndan tarihi zaferle döndü. Türk sporcular şampiyonada 9 madalya kazandı.
Göğüslerinde ay yıldızlı formayla yarışıp, Türkiye’ye madalya ile dönen sporculardan sadece güllede bronz madalya kazanan Zonguldaklı 20 yaşındaki Emel Dereli, Türk… Dereceye giren diğer sporcularımız Kenya, Küba, Jamaika ve Azerbaycan’dan devşirme…
Türkiye’nin tarihinde ilk üçe girdiği atletizm şampiyonasına götürdüğü 48 yarışmacıdan 16’sı, sonradan Türk vatandaşı olan sporcular.
Ali Kaya, Polat Kemboi Arıkan, Yasemin Can, Aras Kaya, Tarık Akdağ, Kaan Kigen Özbilen, Meryem Akda:
Polislerin sudan sebeplerle siyahi insanları vurup öldürdüğü Amerika’nın Teksas eyaletine bağlı Dallas’ta bu kez tersi oldu. 25 yaşındaki eski bir asker Micah Johnson, polis şiddetinin protesto edildiği yürüyüş sırasında çatıya gizlenip polislere ateş etti. Saldırgan hayatını kaybetmeden 5 kişiyi öldürdü, 7’si polis 9 kişiyi yaraladı.
Amerika’nın ünlü yıldızlarından Beyonce, önceki gün İskoçya’nın Glasgow şehrinde sahne aldı.
Beyonce, sahneye çıkmadan önce ne yaptı biliyor musunuz?
Şarkıcı, kendisini dinlemeye gelenlerden ABD’de polislerin öldürdüğü Alton Sterling ve Philando Castile adlı siyahiler için sessiz saygı duruşunda bulunmalarını istedi.
Milliyet Mor Sayfa’ dan Çiğdem Yılmaz’ın tuttuğu çetele ve yaptığı habere göre, 2016’nın ilk altı ayında öldürülen kadın sayısı 139...
Kadın Şiddetini Durduracağız Platformu’na göre ise bu rakam daha da fazla. Onların verilerine göre 1 Ocak - 30 Haziran 2016 arasında öldürülen kadın sayısı 152...
Rakamlar farklı da olsa ortadaki tablo vahim.
Türkiye’de kadına şiddet azalacak ve duracak gibi de değil.
Kadınları kimlerin, hangi gerekçelerle öldürdüğüne dair veriler çarpıcı.
50 kadını eşi, 18’ini tanıdıkları, 14’ünü sevgilisi, 9’unu eski eski sevgilisi, 8’ini oğlu, 6’sını eski eşi, 5’ini babası, 2’sini ağabeyi, 1’ini de nişanlısı öldürdü.
7 kadını öldürenler kayıtlara “yabancı kişiler” olarak geçti, diğerlerinin katilleri bile belirlenemedi.
Giresun’da 7 kişinin hayatını kaybettiği 8 kişinin yaralı kurtulduğu askeri helikopterde subayların eş ve çocuklarının da olması üstüne yapılan yorumlar, toplumun bir kesimindeki vicdan nasırlaşmasının en büyük kanıtı.
“Askeri helikopterde subayların eşleri ve çocuklarının işi ne?”
Boşuna dememişler, “Biliyorsan konuş feyz alsınlar, bilmiyorsan sus, adam sansınlar” diye…
Askerin, bilhassa da jandarmanın bayramlaşma geleneğini bilmiyor olabilirsin.
Bilmemek değil, ama bilmeden kutsal bir görev için canlarını veren insanlara çamur atmaya kalkmak ayıp…
Muğla’dan Marmaris’e - Bodrum’a, Burdur’dan Antalya’ya giden bir helikopter değil düşen…
Giresun sahilinden kilometrelerce içerideki kırsal alanlardaki karakollarda görev yapan askerler ve bölgedeki şehit ailelerine bayramlaşmaya giden bir komuta heyeti söz konusu… Komutanların