6 Haziran’da FOX’ta başlayan “İşin Sırrı Derya’da”yı özellikle takip ettim. Yapımcılığını O3 Medya, sunuculuğunu Derya Baykal’ın üstlendiği programın gün gün reytinglerini de takip ettim. İki sebebi vardı bunun.
Birincisi; o saatte elde ettiği reyting ve share ile prime-time’daki dizilerle yarışan “Müge Anlı ile Tatlı Sert”in karşısına koymak çok radikal bir karar.
İkincisi de; O3 Medya’nın Baykal’a nasıl bir program yaptırdığını görmek için...
Sorsan herkesin, “Çok yararlı, ekranlarda hep böyle işler olmalı” diyeceği bir program “İşin Sırrı Derya’da”...
Gel gör ki, böyle diyenler bile o saatte onu değil de ‘Kaldırılsın’ dedikleri programları izlerler...
“İşin Sırrı Derya’da”nın beş günlük izlenme payları ve izlenme oranları bir kez daha yanılmadığımı gösterdi.
İsmail Türüt, 1 Mayıs 2015 tarihinde katıldığı Beyaz TV’deki ‘Söylemezsem Olmaz’da sarf ettiği şu sözler yüzünden MESAM’dan ihraç edilmişti: “MÜYOBİR’de de MESAM’da da hırsızlar var. Ben bu ülkede en çok Karadeniz türküleri çalınan, okunan adamım. Bana paralar yolluyorsunuz. Alın o parayı müsait bir yerinize sokun. Ananıza... babanıza verin. Biz dilenci değiliz. Üç ayda bir, 1 milyar... Komik komik rakamlar. Ayıp size, yazıklar olsun…”
Türüt, avukatı aracılığıyla mahkemeye başvurup ihraç kararına itiraz etmiş. Avukat Hasan Kakşi, “Müvekkilimin eleştirileri incelendiğinde, hiçbir hukuka aykırı beyan ve ifade mevcut değildir. Tamamen düşünce ve ifade özgürlüğü çerçevesinde düşüncelerin aktarılmasıdır” diye savunmuş Türüt’ü.
Kakşi’nin yerinde olsam, “RTÜK gibi bir kurumun, bırakın ceza vermeyi, hakaret saymadığı için gündemine bile almadığı sözler yüzünden İsmail Türüt’ü ihraç, keyfi bir eylemdir” diye yapardım savunmamı.
Neden mi?
“Geçen yıl tören yapmadan ödülleri dağıttık, ‘Neden yapmadınız? diyen çıkmadı. Bu yıl ödül bile vermiyoruz. Organizasyonu iptal ettik. Sen aramazsan kimsenin soracağı bile yok.”
21 yıldır verilen Kral Müzik Ödülleri’ni düzenleyen Kral TV’nin Genel Müdürü Mehmet Akbay’a ait bu sözler.
Nam-ı diğer Gezegen Mehmet’in Kral TV Ödülleri’ni bundan böyle vermeyeceklerini açıkladığı Cengiz Semercioğlu’na söyledikleri bu kadar da değil:
“En küçük internet sitesinin ödül törenine gider sanatçılar, söz konusu Kral TV ödülleri olunca bin dereden su getirmeye başladı.
Popüler sanatçıların katılmadığı törenler de sönük geçiyor ne yazık ki!
Bizde rakibi alkışlama kültürü olmayınca şarkıcılar törene gelmez oldular ve 21 yıllık geleneği bitirdiler.”
Cengiz de Kral TV Müzik Ödülleri’nin bitmesinin tek sorumlusu olarak kaprisli şarkıcıları gösterdi.
Dün son yolculuğuna uğurladığımız Tanju Gürsu’nun bende ayrı bir yeri vardı. Her şeyden önce yılları farklı da olsa çocukluğumuz aynı semtte geçti. Tanju Gürsu, Trabzon’un şimdi merkez ilçe olan Ortahisar’ın yetiştirdiği önemli bir değerdi.
Tanju Abi, her buluştuğumuzda saatlerce sohbet etmekten keyif aldığım bir hemşehrimdi.
Beyoğlu’nda, Antalya Altın Portakal’da, Çengelköy’deki Trabzon Kültür Derneği’nde özellikle de son yıllarda katıldığımız sinemadan bir ünlünün cenaze töreninden sonra Teşvikiye’den Beyoğlu’na kadar yaptığımız yürüyüşlerde...
İki üç sene önceydi.
Tanju Abi, telefonla aradı ve “Anılarımı kitaplaştırmak istiyorum. Ben anlatsam,
sen yazar mısın? Bugün buluşup,
konuşalım mı bu konuyu?” dedi.
Hâkim ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK), 3 bin 746 hâkim ve savcının görev yerini değiştirdi. Bunlardan biri de Yargıçlar Sendikası (YARSAV) Başkan Vekili ve Cumhur-başkanı’na hakaret suçunun iptali için Anayasa Mahkemesi’ne dava açan İzmir Karşıyaka Hâkimi Murat Aydın.
Kendisi gibi yargıç olan eşi Gülay Aydın’la Trabzon’a tayin edilen Murat Aydın’ın Twitter’dan yaptığı paylaşıma bakar mısınız?
“Verdiğim kararlar, açıkladığım görüşlerim nedeniyle Trabzon Hâkimliğine sürüldüm.”
Aydın, “Cumhurbaşkanı’na hakaret suçunun iptali için dava açtım, Trabzon’a tayin edildim” diye yazsa, haksızlığa uğradığını düşünürdüm, “Trabzon Hâkimliğine sürgün edildim” diye yazınca, hemşehrilerime acıdım.
Aydın, tepkiler üzerine, “Elbette Trabzon bir sürgün yeri veya kötü bir yer değil. Bana yapılan bir sürgün işlemi. Demek istediğim bu” diye yeni bir tweet attı.
Öfkesine yenik düşüp Trabzon’u “sürgün yeri” yapan, ardından düzeltme yayınlayan bir hâkimin, adalet terazisinin kılı kırk yarıp, adalet dağıtması mümkün mü?
Aydın’a “sürgün”e gittiği Trabzon’a dair kısa bir not:
Alman Parla-mento-su’nun, Türklerin 1915’te Ermenilere soykırım yaptığına dair aldığı karara tepkiler bitmiyor.
Çünkü “dost ve müttefik” bir ülkenin sırtımıza sapladığı hançer, bir oylamayla sınırlı değil. Siz bakmayın Türk yetkililerin, “Bu karar yok hükmündedir” demesine. Bu öyle bir karar ki, bundan böyle Almanya’da yaşayan 3.5 milyon Türk’ün çocuklarına tarih dersinde okutulacak artık bu Ermeni tezi...
Hal böyleyken Alman Başbakanı Merkel’in sözcüsü Steffen Seibert, “Bizim ülkemizde insanların barışçı şekilde görüşlerini dile getirecekleri demokratik kültür var” demesin mi?
Alman Parlamentosu, bu yasayı onaylayana kadar öyleydi, ama artık değil.
Zira, bundan böyle Almanya’da, “Türkler, Ermenilere soykırım yapmıştır” demek yasal, ama “Türkler, Ermenilere soykırım yapmadı” demek suç.
Sen istediğini söylemekte özgürsün, ama ben değilim. Sevsinler sizin “Demokratik kültür”ünüzü!
“İNSAN KAÇAKÇILARI”NDAN MEDET UMAR HALE GELDİK
“Seri katil” kötü de “insan kaçakçıları” matah mı?
Star TV’nin ‘İlker Ayrık’la Var mısın Yok musun?’ hamlesine karşılık, Show TV’nin Mehmet Ali Erbil’e ‘Çarkıfelek’ yaptıracak olması güzel.
Tatlı rekabet iyidir, kaliteyi getirir. Amma ve lakin; Star TV ve Show TV’nin Ramazan hamleleri bize şunu bir kez daha gösterdi ki, dizi senaryoları gibi format konusunda da ciddi bir sıkıntı söz konusu.
Kanalların sunucuları değişse de, aynı yarışmaları ekrana getirmeleri, kısır döngünün göstergesi.
Sözde stratejik ortağımız Amerika’nın Suriye’de yaptıkları ortada... Türkiye, “YPG, terör örgütü PKK’nın Suriye şubesidir” demesine rağmen ne yaptı Amerika? Silah ve destek vermeyi sürdürdüğü YPG’yi, IŞİD’e karşı savaşta cephe ortağı yaptı.
Amerikalı “Coni”lerle YPG’liler şimdi “cephe arkadaşı” olarak omuz omuza savaşıyor Rakka’da...
3.5 milyon Türk’ün, bir avuç Ermeni’nin yaşadığı “dost ve müttefikimiz” Almanya ne yaptı?
Türklerin, Ermenilere karşı soykırım yaptığına dair yasa tasarısını oybirliğiyle kabul etti.
Parlamentodaki Türk asıllı milletvekilleri de yasaya “Evet” dedi. Hiçbiri öneriye “Hayır” oyu veren Alman milletvekili Bettina Kudla kadar Türk dostu olamadı.