Cine 5’te Şengül Balıksırtı ile hazırlayıp sunduğumuz “Her Şeyi Konuşalım”da bu hafta konuklarımız TRT 1’de başlayacak “Ah Kalbim” adlı dizide eski eşi Arzu Balkan’la birlikte ilk kez kamere karşısına geçen Tamer Karadağlı ve vizyondaki “Başka Semtin Çocukları” filminin oyuncusu Eyşan Özhim’di...
90 dakika süren canlı yayında Karadağlı ve Özhim’le programın adına yakışır şekilde gerçekten de her şeyi konuştuk.
“Her Şeyi Konuşalım”ın canlı yayınında Karadağlı ile eski eşi Balkan’ın arasında, şimdiye kadar yazılanların ötesinde bir samimiyet ve ilişki olduğunu öğrendik.
Karadağlı ile Balkan’ın boşandıktan sonra bu denli sıcak bir ilişki kurmalarının sebebi elbette ki yakında üç yaşına ayak basacak kızları Zeyno...
Eski eşle bu denli samimiyetin altında yatan bir başka şey de Karadağlı’nın hatalarından ders almış olması...
Hayatını kızı Zeyno’dan önce ve sonra olmak üzere ikiye ayıran Karadağlı’nın, babalığı geç tatmış olmaktan yana şöyle bir şikâyeti var:
“Çocuk
Optimum Alışveriş Merkezi’ndeki Robert’s Coffee’de randevulaştığım arkadaşımı beklerken bir de baktım karşımda “Muro”...
“Kurtlar Vadisi Pusu”da canlandırdığı “Muro” karakterini daha sonra sinemaya da taşıyan Mustafa Üstündağ, meğer annesi ve oyuncu sevgilisi Roksen Lülü ile yazlık bir şeyler almak için çıkmışlar alışverişe...
En son “Muro” filminin galasında karşılaştığım Mustafa Üstündağ ile sevgilisi ve annesini masama davet ettim.
Çaylarımızı içip uzun uzun sohbet ettik.
Üstündağ’a ufukta yeni bir sinema filmi projesi olup olmadığını sordum.
Üstündağ, “Süper Ajan K 9” filminin yapımcısından bir sinema filmi için teklif aldığını söyledi. Üstündağ, “Senaryoyu çok beğendim. Anlaşırsak bu yaz o film için kamera karşısına geçeceğim” dedi. Üstündağ, Emre Kınay’la da yeni bir tiyatro oyunu için çalışmaya başladıklarını ama partnerinin özel hayatında yaşadığı sıkıntılar nedeniyle projeyi şimdilik sonbahara ertelediklerini
Türkiye’nin yeni güzelleri, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da TİM Maslak Show Center’da seçildi. Geçen yılki yarışmada tüm gözler şov dünyasının skandallar kraliçesi Paris Hilton’daydı...
Bu yıl Paris Hilton yoktu, ama onun yerine bu ay Moskova’da yapılacak Eurovision Şarkı Yarışması’nda ülkemizi temsil edecek “seksi şarkıcımız” Hadise vardı.
Hadise sesi ve fiziğiyle geceye ayrı bir renk kattı. Hadise ilk şarkısı “Deli Oğlan”ı 20 finalist eşliğinde söyledi.
“Deli Oğlan” şarkısını söylerken giydiği beyaz kıyafetin renginden mi, kesiminden mi bilemem Hadise, hepsi birbirinden zayıf ve “kürdan kızlar”ın yanında biraz “dolgun” kaldı.
Hafta içi her sabah Kanal D’yi açınca karşılarında “Sabahların Sultanı” Seda Sayan’ı görmeye alışık olanlar pazartesi sabahı o saatte ekranda “Aşk-ı Memnu”yu görünce şaşırdılar...
Çok geçmeden Kanal D ekranındaki bu sürpriz gelişme internet sitelerine yansıdı.
Kimi internet sitesi Seda Sayan’ın hastalığı nedeniyle ekrana çıkmadığını yazdı, kimi “Sabahların Sultanı”nın yapım şirketi Sinevizyon’un Kanal D’ye noter getirip, Seda Sayan’ın canlı yayına çıkmamasını kayıtlara geçirdiğini yazdı.
Pazartesi sabahı Kanal D’deki canlı yayına “hasta” olduğu gerekçesiyle çıkmadığı iddia edilen Sayan, aynı günün akşamı Siyaset Dergisi’nin düzenlediği ödül törenine katıldı.
Öğlen canlı yayın yapamayacak kadar “hasta” olan biri, birkaç saatte dirilip Ankara’ya gider mi?
Demek ki ortada başka bir “hastalık” var. Sayan’ı “hasta” eden sebepler de şunlar:
Sayan’la, yapım şirketi Sinevizyon’un arası hayli zamandır
Manken oyuncu Emine Ün’le oyuncu Emre Kınay kavga ederek değil, anlaşarak boşandı. Ama taraflar boşanmadan önce özel bir protokol yaptı. Yani, boşanma belli koşullara bağlandı.
Yapılan açıklamalardan anlıyoruz ki, taraflardan birinin karşı tarafı zor durumda bırakacak bir söz söylemesi, o özel anlaşmanın ihlâli demek...
Hâl böyle olunca da suçlanan kişi, suçlayan hakkında “protokole uymadı” gerekçesiyle dava açabilecek.
Bunun da bedeli hayli yüksek.
Eski eşi kızdıracak bir sözün tazminatı ne kadar mı?
120 bin lira...
Emine Ün’ün boşandıktan sonra verdiği ilk söyleşideki “Aldatmakla ilgili şüphe içindeyim” sözünü okuyunca “Tamamdır” dedim.
Okulların kapanmasıyla birlikte televizyonlarda bir yayın dönemi daha sona erecek.
Her hafta milyonları ekran karşısına çivileyen iddialı diziler ya “yaz tatili”ne girecek, ya da “final” yapıp bitecek.
Televizyon kanalları onlardan boşalan yerleri yaz boyunca ekranlara getirecekleri düşük bütçeli yaz dizileriyle dolduracak.
2009’un sonbaharında okulların açılmasıyla birlikte birbirinden iddialı diziler ekranlardaki yerini alacak.
Haziran ayında hangi dizilerin yaz tatiline çıkacağı, hangi dizilerin de final yapıp seyircilerine veda edeceği üç aşağı beş yukarı belli...
Bitecek bu dizilerin yerini alacak yapımlar da kendini göstermeye başladı.
Sonbaharda başlayacak yeni yayın döneminde ekrana gelecek yeni dizilerden kiminin senaryosu bitti, iş kadronun oluşturulmasına geldi, kimi platosunu tamamladı, oyuncularını araştırmaya başladı.
Kim ne derse desin Türkiye’de adalet er ya da geç tecelli ediyor...
Adalet yerini bulana kadar yapılanlara tahammül etme gücünüz varsa sorun değil.
Aksi takdirde geç gelen adalet, adalet olmuyor elbet.
Şimdiye kadar Türkiye’de telif konusunda müzik sektörünün katettiği mesafe konusunda çok yazı yazdım.
Türkiye’de Telif Yasası’nın oturması için yıllarca bıkmadan, usanmadan her türlü hukuki mücadelesini sürdüren müziğin meslek birliklerinin elde ettiği kazanımlar ortada...
Özellikle MÜYAP’ın yaptığı tüm uyarılara rağmen bedava müzik kullanmayı alışkanlık haline getiren kişi ve kuruluşlar için deniz bitti.
Mahkemeler, telifini ödemeden müzik çalmakta ısrar edenleri cezalandırmaya başladı.
Türkiye’nin ilk müzik kanalı Kral TV, “Müzik Ödülleri”ni vermeye başladığı yıldan bu yana hep tartışma konusu oldu.
Kral TV Ödülleri’nin görkemli törenlerle verildiği de oldu, sönük törenlerle dağıtıldığı da...
Kral TV’nin en parlak döneminde de dağıttığı ödüllerin üstüne “şaibe” gölgesi düştü, en zayıf prodüksiyonlu ödül törenlerinde de...
Kral TV şimdi Doğuş Grubu’nun elinde...
Doğuş Grubu’nun Mehmet Akbay’a nam-ı diğer “Gezegen Mehmet”e emanet ettiği Kral TV Müzik Ödülleri’ni üstündeki şaibe gölgesinden kurtarmak için bu yıl ilk kez farklı bir yöntem seçti.
Kral TV yönetimi, kategorileri ve ön adayları belirleyip müzik, medya ve şov dünyasından seçtikleri 50 jüri üyesine gönderdi.
Onlar da her branştan 5’er aday seçip, formları Kral TV’ye teslim etti.