Ali Perşembe

Ali Perşembe

Tüm Yazıları

Tarih: 100004002-45. Galaksi: R-056.
Yıldız: 12BZ (dünyalılar “güneş” diyor).

Sönmek üzere olan bu ihtiyar ateş topunun (şunun şurasında birkaç milyar yıl kaldı ama dünyalıların umurunda değil, birbirlerini yiyip duruyorlar) etrafında sekiz tane garip gök cismi dönüyor. Dünyalılar kendilerine tanrılar yaratmışlar, sonra bu tanrıların isimlerini bu gök cisimlerine vermişler. Mesela ateş topuna ikinci yakın olanın adı Venüs.
Dünyada birçok canlı var. Kimisi suyun içinde, kimisi toprağın altında, gül gibi geçinip gidiyorlar. Ama bir canlı türü var ki, her şeyi berbat etmiş. Diğer canlıları sindirmiş, yarısını yok etmiş. Dünyada ne varsa tüketiyor. Tek ürettiği çöp. Tam sayamadım ama bunlardan aşağı yukarı 7 milyar tane var. Yarısının kafasında az miktarda tüy var veya hiç yok. Öbür yarısının kafalarının tamamını göremedim. Takriben dörtte birinin kafalarının üzerinde örtüler vardı. Ama örtülü olmayanların tüyleri kafalarından aşağı lüle lüle dökülüyor. Çok ilginç. Kafası çok tüylü olanların vücutlarında tüy yok. Kafası az tüylü olanların vücutları ise çok tüylü. Bu vücudu çok tüylü olanlar Venüs’ten çok korkuyorlar. Başlarına ne geldiyse Venüs yüzünden gelmiş. Dünyalılar bu olguya “uçkurundan çok çekti” diyorlar, ne demek istiyorlar anlamadım.

Sarı tüylülerin etkisi
Bu gök cisimleri birbirlerine çok yakın ama dünyalılar birbirleriyle uğraşmaktan daha ancak kendileri etrafında dönen ve ay dedikleri ıssız, gereksiz ve tozlu bir taş parçasına gidebilmişler. Uzaklara gitmekte pek kabiliyetli gözükmüyorlar. Üstelik gittikleri her yeri batırıyorlar. Kendi gök cisimlerinin en yüksek yeri topu topu 8.800 metre, oraya bile birkaç bin kişi gidebilmiş. Ancak bu birkaç bin kişi bile etrafın içine etmeyi becermiş. Dağ dedikleri bu minik tepelerin etrafını kullanılmış oksijen tüpleri ve ağızlarından içeri attıkları şeylerin paketleriyle batırmışlar.
Çok garip bu dünyalılar. Ancak yanıbaşlarındaki aya kadar gidebiliyor, biraz daha uzak galaksileri tuhaf boruların içinden bakarak gözleyebiliyorlar ama evrenin ne olduğu hakkında hiçbir fikir sahibi olmamalarına rağmen “kainat güzeli” diye o tüysüz olanlarından bir tanesini seçiyorlar. Bu tüysüz ırkın kafasındaki tüyler sarı olunca, kafası az tüylü, vücudu bol tüylü olanların davranış şekilleri ve bakışları değişiyor, göz bebekleri büyüyüp burun delikleri açılıp kapanmaya başlıyor.

Her yerde plastik kareler
O ilkel teknolojileriyle bir sürü sentetik çöp üretmiş dünyalılar. Naylon, asfalt, polyester, çimento, lego, asbestos, formika, vazelin, kola, viagra, red bull, silikon, botoks, ddt, deodoran, uhu, ciklet, margarin, teflon, plastik gibi isimler takmışlar bunlara. Plastikten küçük bir kare kesmişler, üzerine yıldızlı resimler çizmişler ve onlara da adios, bonus, fish, axess, flexi, world, platin, premium gibi tuhaf isimler vermişler. Birbirlerinden çöpleri alıp vermek istediklerinde bu küçük plastik kareyi kullanıyorlar. Her yerde bu plastik kareler geçiyor.

Eciş bücüş pis kâğıtlar
Bu plastik kareleri artık herkes çok seviyor. Dünyalılar her yerde bu plastik kareleri kullanıyorlar. Örneğin, kafası çok tüylü olanlar vitrinde kendi atmosferlerini delen gazlar püskürten yüzlerce renkli tüp olan dükkanlara gidip kafa tüylerini yine kendi ürettikleri sentetik çöplerden yapılma boyalarla sarıya boyattıklarında sadece bu plastik kareyi gösteriyor, tüyleri boyanırken etraflarında yerleri süpüren ve genellikle boyları daha kısa olan dünyalılara ise o paketlerden çıkarttıkları eciş bücüş dikdörtgen pis kâğıtlardan veriyorlar. Kafası çok tüylü olanlar bu dükkânlara kendilerini kafası az tüylü olanlara beğendirmek için gidiyorlarmış.
Kafası az tüylü, vücudu bol tüylü olanlar da; hep kafası çok tüylü, vücudu az tüylü olanların peşinde dolanıp kendilerini beğendirmek istiyorlar. Bunu becermek için, onlarla beraberken bol bol plastik kare kullanıyorlar. Kendilerini beğendiremezlerse bazen plastik kart kullanmayı bırakıp direkt eciş bücüş kağıt dikdörtgenleri onlara veriyorlar. Bu alışverişte plastik karelerin neden kullanılmadığını henüz öğrenemedim. Araştırıp, seyir defterinin bundan sonraki sayfalarında bildireceğim.