İstanbul’da hemen hemen her lokanta ramazan boyunca özel iftar menüleri hazırlıyor. Bu iftar menüleri “Saraylardaki İftar Menüsü”, “Padişah Sofrası” diye adlandırılıyor.
İstanbul’daki otel lokantalarının iftar menüleri genelde diğer lokantaların menülerinden daha zengin ve ücretleri de daha yüksek oluyor.
Boğaz kıyısındaki, eski Osmanlı saraylarının, köşklerinin bazıları şimdi otel oldu. Deniz kenarındaki bu eski saray veya köşklerde faaliyeti sürdüren otellerin lokantalarının iftar menüleri kişi başına 245 ile 295 lira arasında. Deniz kıyısında olmayan otellerin lokantalarındaki iftar menüleri ise kişi başı 145-185 lira arasında değişiyor.
Eski Osmanlı sarayındaki lokantanın kişi başı 295 lira ödeme gerektiren menüsünde bakınız neler var.
İftariyelikler: Erzincan tulum, kaşkaval, Ezine beyaz ve sepet peyniri, dana kavurma, antrikot pastırma, kangal sucuk, Medine hurma, Edremit yeşil zeytin, kalamata zeytini, sırık domates, Çengelköy salatalık söğüş, manda kaymağı, reçel çeşitleri, çiçek balı, nar ekşili acılı ezme, zeytinyağlı enginar, kapya biber dolması ve zeytinyağlı taze fasulye.
Çorba çeşitleri: Siyezli ekşili çorba veya organik tavuk ve safranlı Ege otlu yaban mantarları çorbası.
Sıcak başlangıç çeşitleri: Etli içli köfte, sahanda organik yumurta, dana ve kuzu etli erikli yaprak, cevizli kabak, kişnişli biber dolma, taze naneli kaşık mantısı, Ezine beyaz peynirli, maydanozlu su, salata çeşitleri.
Ana yemek çeşitleri: Kuzu tandır veya fileto çupra ızgara veya dana etli islim kebabı veya organik piliç Topkapı.
Tatlı büfesi: Kaymaklı tel kadayıf, baklava çeşitleri, revani, damla sakızlı fırın sütlaç, Osmanlı lokumları, badem ve fıstık ezmesi, aşure, çilekli güllaç, irmik helvası (çam fıstığı ile), kuru meyveler ve çerezler, kaymaklı kayısı dolması, cevizli incir dolması, fırınlanmış bal kabağı cevizli, helva seçenekleri, kaymaklı ekmek kadayıfı, bademli keşkül, meyve salatası, zerde, tavuk göğsü, kazandibi, tulumba, mevsim meyveleri kompostosu, meyve sepeti.
Günümüzün “Padişah Sofrası” veya “Saraylardaki İftar Menüsü” böyle. İyi de acaba padişah efendilerimizin iftar menüleri de böyle görkemli mi idi?
Padişah sofraları
Her ramazan padişahların dillerden düşmeyen o binbir çeşit iftar sofraları anlatılır. Tarih Arşivi’nde yayımlanan imzasız bir araştırmaya göre bu anlatımların dayanağı yoktur. Abartılı anlatımlardır.
II. Sultan Murad’ın verdiği bir iftar yemeğinin menüsünde koyun eti ve pilav vardır. Yemekler dört kişiye bir büyük tabak olacak şekilde bakır kaselerde sunulmuştur. Sofrada ekmek ve içecek yoktur... Yavuz Sultan Selim önüne getirilen yemeklerden yalnız birini seçer ve doyuncaya kadar onunla yetinirdi.
Sultan Abdülhamid’in davetlerindeki menü; çorba, ana yemek, tatlı ve iftariyeliklerden ibarettir. Normal zamanlarda da sade yemekleri tercih eden Sultan Abdülhamid’in en çok sevdiği yemek ise çılbırdır.
1469 tarihli bir belgeye göre Fatih Sultan Mehmet günde iki öğün yemek yerdi. Güneş batımındaki ikinci öğün, belli bir perhizin uygulandığı izlenimini verecek kadar sadedir: Çorba, etli bir yemek, yoğurt ve genellikle çiğ yenen salata cinsinde otlardan ibarettir. Daha ilginci ise ana yemek öyle günden güne değişmezdi. Padişah ayın ilk 15 günü her akşam şalgamlı ve yumurtalı kuzu ve geriye kalan 14 gün soğanlı tavuk kebabı yerdi. En sevdiği yemek ıspanaktı.
1573 yılı ramazanında kayıtlara geçen Sultan II. Selim’in iftar menüsü pilav, tavuk, bir sebze yemeği ve tatlıdan ibarettir. Sofrada içecek olarak da şerbet sunulmuştur.