MEKANDA RUH GÜZELLiĞi YETER Mi?

13 Mart 2012

Mekanın güzel ruhu karın doyurmuyor ama aradığınız dinlenmekse bu yeni adres size göre

Karaköy’de Fransız Geçidi’nin arka kapısına bakan sokak... Geçidin hemen karşısında, solda, bol ışıklı, yeni bir kafe. Adı, OPS, 140 küsür yıllık binanın giriş katına konuşlanmış. Tüm katmanlar tek tek soyularak binanın orijinal dokusuna ulaşılmış. Tıpkı Salt Galata gibi öze duyulan hürmet, saygı, takdir had safhada.
Masadakilerle servis elemanı arasında dönen diyalog pek gergin: “Günün çorbası/yemeği ne?” “Kalmadı.” “Virgin Mary?” “Markette domates bitmiş.” “Ev yapımı erişte?” “Maalesef yok...” Birkaç gün evvel gidip deneyeceğini yazan Hazal Yılmaz’a anında mesaj: “Mekan güzel. Mönüsü yerleşmemiş, mutfak tam oturmamış. Birkaç gün beklemek lazım.” Hazal’dan anında cevap: “Ruhu güzelse kalanı dert değil” Masadaki tüm dırdırlar, tantanalar bir anda silindi, gitti kafada. Ruhu güzel kafe/restoran arayanlara: Gidin, görün, soluklanın, oturun, dinleyin. Güzel ruh karın doyurmuyor, orası ayrı.

ARGODA RAKI ADABI

Yeni Rakı’nın ödüllü ‘Rakı Ansiklopedisi’ fırtt diye okunup, küt diye raf kaldırılacak cinsten bir kitap değil. Sürekli karıştırası, didikleyesi geliyor insanın. En kafa yapan

Yazının Devamı

PARiS’iN EN TAHRiK EDiCi, ŞEHVET UNSURU GECESi

11 Mart 2012

Başlık kulağa gayet heyecanlı, son derece seksi geliyor değil mi? Paris, şehvet ve hedonist hazlar... Daha fazla kudurtmadan uyarayım: Dirhem ‘seks, uyuşturucu, rock’n roll’ üçlüsü yok. Peki, nasıl?

Paris sabahına şiddetli baş ağrısı ve midede tuhaf kıvranmalarla uyanmak bir parti insanı için olağan. Gecenin 10’unda yatağa devrilmiş, alkol almamışsanız bu işte bir terslik olmalı. Geceden kalmama sebep başka türlü bir hedonist hazlar silsilesi... Günün yarısını yemek ve içmekle, diğer yarısını da ne yiyip içeceğini düşünerek geçiriyorsanız, Paris’te yaşayacağınız en şehvetli deneyimlerden biri yemek-içki kitaplarına dair ödül törenine katılmak, ertesi gün fuar alanı karışlamak olabilir.

Tecrübeyle sabit
Elinize aldığınız her kitaptan tasarım damladığı bir fuar alanından bahsediyoruz. Mevzuyu başa saralım... Eve, mutfağa dönelim. Kabaca bir hesap yapın.
Evinizde yeme-içmeye dair kaç kitap var? Bunlardan kaçı mutfakta dekor niyetine, kaçı sehpa üzerinde karıştırmalık amaçlı duruyor? Kaçının sayfalarında yemek pişirirken sıçramış soslar var, kaçınınki jilet gibi pırıl pırıl?
Yemek kitapları modern hayatın fetiş objesi, hedonist unsuru. Tasarım, şık, parlak, sanatsal olana

Yazının Devamı

YENi MEYHANE VE HER DURUMA MÜSAiT ŞiŞHANE

6 Mart 2012

Yeni meyhaneyle beraber Meşrutiyet Caddesi, o kusursuz İstanbul gece hayatı tablosuna bürünmüş oldu

Şişhane Meşrutiyet Caddesi’nin en sancılı noktası (önce Public’i, sonra Spoil’i gömmüş mekan) şimdi de meyhaneye dönüşüyor. Hafta sonu temiz beyaz örtüler serilmiş, Yeni Rakı levhası özenle asılıyordu. Söylenene göre burası bildiğimiz sazlı sözlü bir meyhaneye dönüşecek. Huysuz ve Tatlı Kadın’lar, bir ince Müzeyyen Abla’lar Şişhane sokaklarına dökülecek. Yeni meyhanenin sağında Miss Pizza, karşısında Sushi Express, birkaç adım gerisinde sırasıyla New York usülü bar Good Mood ve Baylo, ardından Mermerci’lerin, Koç’ların masasından kalkmadığı Bird ve aynı hat üzerinde popçuların kulübü eelence... Aralara sıkışmış İngiliz pub’ını, Thai restoranını, meze ağırlıklı Ege restoranını da unutmayalım. Yeni meyhaneyle beraber Meşrutiyet Caddesi, o kusursuz İstanbul gece hayatı tablosuna bürünmüş oldu. Manzarayı betimlemesi açısından bir pop parçayla bağlayalım: “Ah içimizde ne aç hevesler/Arada hicaz, arada caz nefesler/Bir yanımız her duruma müsait...”

YENİ KAPAK VE HER YAŞIN KADINI BLANCHETT

Gelin, bugün bir kitapçı ya da gazete bayisine doğru yola koyulalım beraber. Dergilerin

Yazının Devamı

KÜLT PARTiDEN ‘KÜT KÜT’ NOTLAR

4 Mart 2012

Gerçek top model Didem Soydan’dan parti dersleri, Ezgi Mola’dan ‘photobomb’dan korunma teknikleri, pop durmayan Murat Dalkılıç ve Brad Pitt gibi gözükmeyen Engin Altan Düzyatan... İşte Jameson Cult Film Club’ın Snatch partisinden notlar

* Partideki ünlü nüfusunu, “Elini atsan ünlüye çarpıyordu” diyerek vurgulamak hafif kaçabilir. Bizim dışımızda herkes ünlüydü, diyelim. O derece.
* Partide ünlü doz aşımı varsa birtakım yan etkiler doğabiliyor. En tatsız olanı, sayısız ‘photobomb’ durumuna düşmek. ‘Photobomb’, batı jargonunda başkasının fotoğrafı çekilirken sizin kasten ya da yanlışlıkla arka fondan, gözünüz seyrelmiş/yüzünüz kaymış bir halde fotoğraf karesine dahil olmanız demek. Yetkililere sesleniyorum: Hatice Aslan’ın arkasında, yanındakiyle yüzünü ekşiterek konuşan, Akasya Asıltürkmen’in sağında, gözü kaymış bir halde fotoğrafa dahil olan hallerim kayıtlardan derhal silinsin.
* ’Photobomb’ saldırısına uğramayan tek ünlü, Ezgi Mola’ydı. Fazlasıyla kabarık saçları, fotoğraf karesinin tamamını kaplayarak arkadan gelecek manasız pozlara karşı Mola’yı korumuş oldu.
* Gecenin en magazin malzemesi, malum, ‘şok... şok... şok... dedikodulara son noktayı koydu’

Yazının Devamı

HIZLANDIRILMIŞ GÜNCELLENME TURU

28 Şubat 2012

Gün, masa üstünde birikmiş kitap, albüm, davetiye ve kenara yazılmış notları eritme, paylaşma günü. Keşfedin, okuyun, karıştırın, tadın, deneyin niyetine taze havadislerden derleme öneri listesi

Gurunu söyle, kim olduğunu söyleyeyim
İnternette sanal dükkan açanların şimdilik sonuncusu gurunzi.com. Henüz çok taze. Gurunzi, bir fırsat sitesi değil; ‘batan geminin malları bunlar’ hadisesi yok. Sitede dolanırken kendinizi rutubet kokan bir outlet dükkanında değil, havalı bir celebrity ile Avrupa’da ufak tasarım mağazalarını dolaşıyor hissinde buluyorsunuz. Damak tadına güvenip guru olarak yanınıza aldığınız ünlü (Burcu Esmersoy, Tuba Ünsal, Derin Sarıyer, Ayşe Kucuroğlu...) size beğendiklerini belirtiyor, siz de pratik, steril, şık ve tasarım bir alışveriş yapmış oluyorsunuz. Gurular arasında şef de (CADDE yazarlarından Özgür Şef, üstte) var mimar da (Emir Uras). Seç, beğen, al.

Karga karga gak dedi
Sürekli yolunuz düşmese de ‘orada bir yerde’ olmasından haz duyduğunuz, size uzaktan uzaktan iyi gelen oluşumlar vardır. Kadıköy Barlar sokağı üzerindeki Karga ve kapı komşusu Arkaoda benim için öyle. Bir Arkaoda üstü Karga gecesi, “Ha Bursa ha Anadolu yakası... “ diyen

Yazının Devamı

ÇOCUK SESLERiNDEN YOKSUN BiR RESTORAN MÜMKÜN MÜ?

26 Şubat 2012

En büyük uçak fobiniz ‘Dikkat! Uçakta bebek var’ anonsu, pazar sendromunuz etrafta veletlerin koşturmasından ağız tadıyla kahvaltı yapamamaksa ABD’den sizin için umut verici bir haber

Çocuklarla aranız iyi değilse, çocuk sesine pek katlanamıyorsanız şehir hayatı sizin için pek kolay değil. Restoranda, uçakta, sinemada çocuk gürültüsüne dayanamayıp avanız çıktığı kadar bağırmayı deneyin. “O daha çocuk”, “Anne, baba olun, siz de anlayın” gibi hisli yanıtlarla empati/sempati yoksunluğundan ayıplanır kalırsınız. Bu bitmeyen ‘herkes kendine göre haklı’ durumu, ABD’nin Atlanta eyaletindeki popüler aile restoranlarından Grant Central Pizza’nın aldığı kararla yakında farklı sonuçlar doğurabilir. Restoran, geçen hafta mönüsüne şöyle bir not düşüyor: “Bazı müşterilerimizin sürekli ağlayan ve zaptedilmekte zorlanan çocuklar tarafından yaşadığı tatsız deneyimlerin tekrar yaşanmaması ve herkesin birbirine saygı duyarak yemeğinin tadını çıkarması adına ağlayan çocukların dışarı çıkartılarak, sakinleşene kadar restoran dışında tutulmasını rica ediyoruz” Karar, Amerika’da ufak çaplı bir tartışma yaratıyor haliyle. Restoran sahibi televizyonda izah ediyor tatlı tatlı: Kendisi de bir baba,

Yazının Devamı

DEMiRKUBUZ, YERLiTAŞ’IN ELiNDEN ‘YIMIRTA’ YER Mi?

21 Şubat 2012

Mehmet Ali Erbil cemaati, Cihangir’de mekan açarsa... Buradan ‘Yalan Dünya’ya çok malzeme çıkar

Cihangir, malum, enteliyle danteliyle, Zeki Demirkubuz’u ve onun peşindeki oyuncularıyla meşhur. White Mill ve Symrna gibi kafelerinden Nejat İşler, Hümeyra, Çağan Irmak, Güven Kıraç gibi isimler eksik olmaz. Şimdi semtteki bu ağır set havasının tam orta yerine allı pullu, rengarenk bir magazin kitlesi düşüyor. Özgür Aras ve Mehmet Ali Erbil ortaklığında geçenlerde açılan Yımırta, magazin çevresinin taze bir Cihangir havası alıp, uzun uzun kahvaltı edebileceği bir yer.
Pazar gecesindeki açılış, yeni Cihangir kitlesine dair ipucu niteliğindeydi: Pınar Aylin, Semra Özal, Hayko...
Yakında, Demet Akalın en boyalı, Nur Yerlitaş en leoparlı haliyle Yımırta’nın mutfağında, yumurta çırpacaklarmış müşterilerine.
Magazin sayfalarına alerjik, ‘Sortaçlama’ meselesine mesafeli Cihangir sakini, semtin yeni sakinleriyle kaynaşma ya da kaynaşmama halinden onlarca ‘Yalan Dünya’ çıkar.
Mekan ismine gelince... Özgür Aras Türkçe’den devşirme, bozuk kelimelerle mekan isimleri sözlüğüne her gün yeni bir kelime katıyor. Neden ‘eğlence’ ve ‘yumurta’ değil de ‘eelence’ ve ‘yımırta’, anlamak zor.

Yazının Devamı

GiZLi FLÖRT VE HENÜZ TANIŞMADIĞINIZ SEVGiLi(LERi)NiZ

19 Şubat 2012

Müzmin bekarlar sorarım size: Gerçekten hayatınızda kimse olmadığını, yalnız bir hayat sürdüğünüzü mü zannediyorsunuz? Siz ‘yalnızım’ diye sayıklarken, bilmediğiniz kaç insanın sevgilisi olabilirsiniz? Belki de usta bir gizli flörtçüsünüz...

Bin yıllık flört türlerinden gizli flört, yabancı basında, blog’larda daha sık yazılıp çizildikçe tekrar gündeme geldi. Taraflar, dönen flört havasının farkında ama birbirine çaktırmıyor. Aleni olmayan, dillendirilmemiş bir flört hikayesinden ibaret. Boy boy, çeşit çeşit. En sık kulüplerde/barlarda ve iş ortamlarında görülüyor, mesela. Barda içki alana, kulüp kapısında sıra bekleyene dikkatlice bakın. Mesaj kaygılı laflar, noktalama işareti niyetine kullanılan göz kırpmalar... Flörtlerin en masumu gibi dursa da aslında sakat bir durum var ortada. Amacınız, sırf kendi işinizi görmek ya da kendinizi daha iyi, daha seksi hissetmek olabilir. Ya da gerçekten hoşlandığınız birine küçük sinyaller yollamak isteyebilirsiniz.
Önemli olan dillendirilmemiş kuralları ve oyunun inceliklerini bilmek. Yoksa, bardan hızlıca içki alayım diye ettiğiniz imalı bir laf, gecenin sonunda barmenin yanınıza gelip “Eee sana mı gidelim, yoksa bana mı?” demesine

Yazının Devamı