İSTANBUL İÇİN 1 DAKİKA SESSİZLİK

1 Temmuz 2016

İyi geliyor sahiden. Batı’da “Aman bize bulaşmasın” diye kapıyı bacayı kapatma eğilimi yükselirken, Damon Albarn gibi bir müzisyenin doğunun sesini dünyaya duyurmaya çalışması insanlığa dair ciddi umut veriyor. Suriye deyince akıllarına kan revan ve deniz ortasında batmış botlar gelen bir dünyaya “Bir de bu var” diyor, “Oranın bir müziği, çok değerli müzisyenleri, uçsuz bucaksız bir kültürü var.”

Sadece Suriye’nin değil kulaklarınızı açarsanız tanımadığınız her ülkenin size kendini anlatacak bir müziği var ve bunlardan bazılarıyla biz tanıştık pazartesi akşamı 23. İstanbul Caz Festivali’nin açılışında. Blur ve Gorillaz’ın beyni Damon Albarn ile şef Issam Rafea yönetimindeki 50 kişilik Suriyeli Müzisyenler Orkestrası bizi aldı, diyar diyar dolaştırdı.

Cezayir, Lübnan, Mali, Moritanya, Senegal, Tunus... Çok farklı ama müzik diliyle sağlam bir ortak paydada buluşan çok iyi müzisyenler.

Tunus asıllı caz ve sufi müzik ustası Mounir Troudi mesela, sesiyle büyüledi hepimizi. Ya da ‘ngoni’ üstadı Malili Bassekou Kouyate... Sonra Noura Mint Seymali; dokuz yaylı arp olarak da bilinen ardine’i ve yine eşsiz bir sesle inletti Açıkhava’yı.

Yanında Arapça hip-hop’un kraliçesi denen Malikah... Daha

Yazının Devamı

Felaket endüstrisi

30 Haziran 2016

Gene çaresizce ekran ve bilgisayar karşısında oturduğumuz bir akşam. Duya duya kanıksadığımız bir cümle dillerde: “Ölü sayısının artmasından endişe ediliyor”. Kaça kadar artarsa endişelerimiz haklı çıkacak,
o belirtilmiyor.

Facebook hal hatır soruyor gene: “Patlama bölgesinde bulunduğun anlaşılıyor,” diyor: “Güvende misin?” Ne diyeceğini bilmiyor insan. Bakıyorum, arkadaşlarım birer birer “güvende” olduklarını bildiriyorlar. Tereddüt ediyorum
elim “Güvendeyim” seçeneğine giderken. “Hayattayım” daha
doğru olurdu belki.

Atatürk Havalimanı’ndaki başına koyacağımız bütün ‘hain, alçak, korkunç, tüyler ürpertici’ sıfatlarıyla beraber zincirleme saldırı, sadece “güvende” olmadığımızı değil, insanlıktan da büsbütün sınıfta kaldığımızı göstermiş oldu.

Daha önce, mesela deprem zamanı kanıtlamadığımız şey değildi, felaketi fırsata çevirebilme yeteneğimiz. Bu kez artık iyice

Yazının Devamı

Turist yok, yangın var

28 Haziran 2016

Turizm sezonu açılamadı ama orman yangını sezonu açıldı, şükür. Antalya gelen giden olmadığı için kan ağlıyor ama insanımızdaki daha fazla otel, işletme, tatil köyü merakında azalma yok. Sanki tesis olmadığı için gelmiyor insanlar. 2014 yılında Adrasan’da 125 hektar orman yanıp kül olmuştu. Üstelik tam da 28 Haziran’da. O zaman da aynı şeyleri söyleyip durmuşuz. Yıllardır imara açılmaya çalışılan Adrasan’da bunun son adım olduğunu. Yetkililer teminat vermiş buraların yeniden ormana dönüştürüleceğine, başka amaçla kullanılamayacağına dair ama o kadar çok yaşadık ki aksini, kimsenin inanası yok.

Her yer imara açıldı

Bodrum’un haline bakın. Olmayacak her yer imara açıldı. Dağ tepe beyaz bir yığın halinde. Çünkü evleri beyaz yapıp pencere kenarlarına da ‘Bodrum mavisi’ şerit çekince, bölgenin dokusuna uyum sağlamış oluyorsun. Yeşil diye bir şeye zaten ihtiyaç yok, duvar dibine begonvil ekersin, neyine yetmez?

Doğal güzelliğini ısrarla koruduğu için sürekli topun ağzında olan Adrasan’da da zaten bir süredir yöre halkı daha önce yanan - yakılan hangi eski ormanlık arazinin kime satıldığını konuşuyordu ki, 2014 büyük yangınının yıldönümünde 150 hektar ormanı daha iyi ettik.

‘Asıl yanan

Yazının Devamı

TÜBİTAK bilmezse dünya bilir

27 Haziran 2016

TÜBİTAK’ımız yepyeni bir işlev kazandı son yıllarda. Projen parlak mı değil mi, dünyada kabul görür mü görmez mi, oraya sunarak anlayabiliyorsun. Baktın ki umursamadılar, uluslararası başarılar yakın, önün açık demektir, buradan devam et.

İlayda Şamilgil vardı daha önce, basınımız onu ‘TÜBİTAK mağduru’ sıfatıyla anar. Bana kalsa mağdur olan TÜBİTAK. İlayda, özel MEF okullarında öğrenciyken sıvılardaki su oranını kolay ve ucuz yoldan ölçen mıknatıslı bir sistem yaratmış ve bu fizik projesiyle TÜBİTAK’ın yarışmasında dereceye giremezken 80 ülkenin katıldığı First Step to Nobel Prize in Physics (Nobel Fizik Ödülüne Doğru İlk Adım) yarışmasında dünya birincisi olmuştu.

Eğitimine ABD’de devam ediyor ve NASA’nın Mars’a giden roketlerle ilgili projesinin ekibine seçildi.

Şimdi yeni bir ‘TÜBİTAK mağduru’ proje başarısıyla daha karşı karşıyayız: Habertürk’ten Pervin Kaplan’ın haberiydi; Antalya TED Koleji’nden 10. sınıf öğrencisi Mehmet Can Dursun ile 11. sınıf öğrencisi İrfan Efe Boztepe, şeker hastalarının iyileşmeyen yaraları için yengeç ve karides kabuklarından yara bandı üretmiş.

Kendinizi koyun yerlerine, daha yaşınız 18 bile değil, yaşıtlarınız genel eğilim olarak whatsapp’ta “inş cnm”

Yazının Devamı

ÖLÜ EVİNİN AŞIRI KOMİK HİKAYESİ

24 Haziran 2016

Mahallede kulaktan kulağa dolaşan fısıltılar: Cambaz Rasim dün gece bu dünyadan göç etti. Nasıldı, nedendi, hay Allah, tam da ayaklanmıştı, niye böyle oldu... Ve hemen asıl ‘dünyevi’ meseleye dönüş: Peki şimdi ne olacak?
Cambaz Rasim’in vasiyetiydi, çocuklarını, torunlarını büyüttüğü bahçesine gömülmek. Oğluna yemin ettirmişti, görenler vardı. Bütün mahalleliye de Kuran’a el bastırarak söz verdirmişti, kimse satmayacaktı bahçesini aç gözlü müteahhitlere. Bu meyve ağaçlarının gölgesi daha kaç kuşağı büyütecekti.
Ama işte kendisi artık kalkmayacak gibi göründüğü uykusundayken oğluyla kızı el çabukluğuyla satıvermişlerdi bahçeyi. Beklenmedik şekilde uyanan babalarına çaresizlik içinde bahçeyi satmanın belki de o kadar kötü bir fikir olmayabileceğini gevelerken, hık diye gidivermişti Rasim. Yoksa üzüntüsünden mi ölmüştü?
İkinci Kat’ın, ünü kulaktan kulağa yayılarak büyüyen oyunu ‘Cambazın Cenazesi’ni izleme girişimlerim defalarca bir takım engellere takılmıştı. Nihayet bu hafta mümkün oldu yakalamak. Firuze Engin’in İkinci Kat izleyicilerince belirlenen ‘dönüşüm’ teması, etrafında yazdığı oyunu Berfin Zenderlioğlu meddah ve gölge oyunu geleneklerine yaslanarak sahnelemiş.
Camb

Yazının Devamı

Paleolitik döneme ait eserleri gömmek!

23 Haziran 2016

Zaytung hakikaten işlevsiz kaldı ülkemizde. “Yok artık, şaka mı?” diyeceğiniz her şey bire bir yaşanıyor, mizah üretmeye ne hacet?
Yard. Doç. Dr. Güner Coşkunsu, Harvard mezunu bir arkeolog. 2011’de Mardin Artuklu Üniversitesi’nde Arkeoloji Bölüm Başkanı olarak işe başlıyor. Kendisini sit alanlarının yağmalanmasıyla, Mardin Müzesi’ndeki usulsüzlüklerle mücadeleye, kültür varlıklarının
korunmasına adıyor.
Her bu tür çaba gibi de karşılığını mobbingin âlâsı, tehditler ve hakaretler şeklinde alıyor. Biz de bunları 2014 yılında Facebook duvarında isyan ettiği zaman Radikal’den Ömer Erbil’in haberiyle öğreniyoruz.
O zaman aldığı tehdit mesajları arasında “İş akdinin yenilenmesi de yakın” hatırlatmaları vardı, nitekim hakaret ve mobbing davalarını kazanmasına rağmen üniversite yönetimi 2015 Ağustos ayında iş akdini feshetti.
Şimdi de üniversitenin oluşturduğu komisyon Coşkunsu’nun odasında ve depolarda bulunan paleolitik döneme ait eserlerin hesabını soruyor. “İzinsiz yüzey araştırması yaptığı, etütlük ve envanterlik eser topladığı” gerekçesiyle suç duyurusunda bulunuyorlar.
Topladıklarını ne yapmış, evine mi götürmüş? Hayır, üniversitenin depolarında muhafaza ediyor.

Yazının Devamı

SUDA CAZ, TAŞTA KLASİK

21 Haziran 2016

Bu ülkede tam 13 yıldır düzenlenmekte olan ve bence hiç de hak ettiği sesi getiremeyen bir festival var: Gümüşlük Klasik Müzik Festivali. Piyanist Eren Levendoğlu, Gülsin Onay’ın da desteğiyle çıktığı yolculuğu her yıl biraz daha öteye taşıyor.
Bu yıl işin içine caz tınıları da eklemiş ve sahiden çok heyecan verici bir program hazırlamış. Bir kere üç başlığa ayrılmış konserler: Suda Caz, Kumda Gitar, Taşta Klasik. 11 Temmuz’da Norveçli efsane trompetçi Nils Petter Molvaer geliyor,
ENKA Kültür Sanat iş birliğiyle.
Simin Tander, Norveç Büyükelçiliği’nin etkinlik sponsorluğunda davet edilen Hakon Kornstad, Muğla Büyükşehir Belediyesi Caz Orkestrası, Emin Fındıkoğlu + 12 ve de yine Norveç’ten Kristin Asbjornsen ile Olav Torget, bu serinin diğer konukları.
Bridgestone’un desteklediği Kumda Gitar konserleri, gün batımında dünyaca ünlü gitaristleri konuk ediyor. Capetown’lı Derek Gripper, Hasan Meten & Erdem Sökmen ikilisi, İrlandalı gitarist Redmond O’Toole, Polonyalı Marek Pasieczny’i, Golfam Khayam ve klarnetçi Mona Matbou Riahi’den oluşan Naqsh Duo Gümüşlük’ü şenlendirecek isimlerden bazıları.
Taşta Klasik zaten festivalin yıllardır devam eden ana dallarından biri. Açılış

Yazının Devamı

Her başarısızlığın arkasında bir kadın vardır

20 Haziran 2016

2016 Avrupa Şampiyonası D Grubu ilk maçında Hırvatistan’a yenilen Milli Takım, ikinci maçında da İspanya karşısında 3-0 mağlup oldu. Üzüntüyü, kırgınlık, kızgınlık gibi duyguları anlayabiliyorum. Hayal kırıklığını da.

Fatura da bir ya da birden fazla kişiye kesilecektir elbet. Ama bunların arasında Buse Terim olabilir mi? Teknik direktör Fatih Terim’e kızıp acısını kızından, hatta bir de karnındaki bebekten çıkartmaya kalkmak ne derece hastalandığımızın göstergesi değilse ne?

Nasıl bir kadın düşmanlığı, nasıl bir ürkütücü öfke. Buse Terim’e hitaben twitter’da yazılanları burada tekrar etmeye kalkışsam yayınlanması mümkün değil. Neredeyse her kelimesini sansürleyerek aktarmaya çalışırsam, mealen “Doğmamış çocuğun ölsün ki sen de bizim çektiğimiz acıyı anla” gibi abuk subuk noktalara gidiyor.
Evet, tepeden tırnağa her unsuru erkek olan bir mekanizmanın yenilgi ayağında karşımıza kadın çıkıyor. Babasının kızı olmak dışında nasıl bir sorumluluğu olduğunu bilmiyoruz ama ceza çekmesi gerektiği konusunda hemfikiriz, ne güzel. İşte sana toplumsal konsensus.

Yazının Devamı