Asu Maro

Asu Maro

amaro@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Sosyal medyanın gözdelerinden uydurma ölüm haberlerinin ve sahte yıldız hesaplarının neden bu kadar sevilip kabul gördüğünü anlamak mümkün değil. Birileri bir sabah kalkıyor, o gün falanca ünlüyü öldürmeye karar veriyor, gözü yaşlı emojilerle, nurlu, ışıklı cümlelerle duyuruyor ve öyle bir jet hızıyla yayılıyor ki haber, o kişi canlı yayına çıkıp yalanlasa ulaşamıyor ölüm haberinin etkisine. Bugün mesela, İlyas Salman bir okey masasında oturan sağlık dolu bir fotoğrafını paylaşmış, altına da “Senelik İlyas Salman ölüm haberi yalanlama şenliklerine hoş geldiniz” yazmıştı; “Sevenlerim üzülmesin. Sevmeyenler, elli yıldır grip bile olmadım”. Kendisine uzun ve sağlıklı yıllar diliyorum ben de, belli ki bu konuyla eğlenmeyi seçmiş ki en doğrusu.

Bir de ikinci tür sahteciler var ki onların çabası daha uzun soluklu, sonuçları da daha tehlikeli maalesef. Bunlar, -muhtemelen bir de üstelik sevdikleri- bir ünlüyü seçip onun adına sosyal medya hesabı açıyorlar ve de oymuş gibi paylaşımlar yapıyorlar. Sevdikleri dizi karakterlerine, çiftlerine fan hesapları açan ergenlerden söz etmiyorum. Onlarınki eğlence en azından, ne olduğu belli. Bunlar, büyük bir ciddiyetle o kişiye ait gibi görünen hesabı yönetip birinci tekil şahıs olarak hayata, ülke gündemine dair yorumlarda bulunuyorlar. Üstelik bayağı cesur ve iddialı yorumlar. Herhalde kendi adlarıyla yazmaya çekindikleri şeyler olsa gerek.

Bir dönem birçok kişinin gerçek zannettiği Mehmet Aslantuğ hesabı vardı mesela, mangalda kül bırakmayan. Şimdilerde Twitter’da coşup taşan Şener Şen ve Ferhan Şensoy hesapları var. Yeri geliyor kime oy verdiklerini anlatıyorlar, isim vererek sağa sola saydırıyorlar ve herhalde çok can sıkıyorlar. Kendileri Twitter kullanmadıkları için her ikisinin de yakınları tarafından yalanlamalar geliyor sürekli, en son Cem Yılmaz bile yazdı ama sonuç değişmiyor. Birinin 19 bin, diğerinin 70 binden fazla takipçisi var. Ferhan Şensoy’un kızı Ferhan Şensoy, artık konuyla avukatlarının ilgileneceğini açıkladı.

Bu sırada Şener Şen hesabı yılmayıp temiz bir sayfa açtı ve “Artık ben de Twitter’dayım” diye bir de duyuru yaparak paylaşımlarını sürdürmekte. Duyduğuma göre o cephede de konu savcılığa intikal ettirilmiş durumda.

İnsanın kendi adına açılmış böyle inatçı ve cüretkâr bir sahte hesaba ne kadar sinirlenebileceğini tahmin etmek zor değil. Üzerine “Not Official hesap” yazmak durumu hafifletmiyor. Ben daha çok o 70 bin takipçiyi merak ediyorum ama. Adam yalancı, “Ben Neşet Ertaş ile tanıştığımda” diye tweet yazıyor Şener Şen’miş gibi. Neden izliyoruz hâlâ da sürdürüyoruz bu oyunu? Gerçeğin bu derece mi hükmü kalmadı?

Bu filmi yeni izledik

En çok bundan korkuyordum, gene başladı “Aman gevşemeyin, bizim falanca hastanedeki yakınımız dedi ki...” diye başlayan koronavirüsün tehlikesi konulu mesajlar yağmuru. Yapmayınız, etmeyiniz, felaket senaryolarına gerek var mı, biz bu filmin
kendisini izledik daha yeni. Bitmedi de üstelik, “Arkası yarın” şeklinde devam etmekte.

Lütfen sakin olalım, birbirimizi daha fazla korkutmayalım, kalabalık ortamlar yaratmayalım, onca zaman evde kaldık, şu birkaç ayı daha kendi olağanüstü hal koşullarımızda geçirelim. Bir seferlik “Bu insanoğlu böyledir, anında unutacak başına geleni ve her şey başa dönecek” iddiasını yalancı çıkaralım. Yoksa sahiden bütün sıkıntılarımız, kayıplarımız boşa gitmiş olacak.