Kenan İmirzalıoğlu, GQ dergisinin Men of the Year ödüllerinde Yılın Oyuncusu seçildi. Ödülünü de Kadir İnanır’ın elinden aldı. İkisinin ortak noktaları var: Sert görünümleri ve yumuşak bakışları. Bu bileşimle, Kenan İmirzalıoğlu izleyicinin gönlünde taht kurdu
Şok, şaşkınlık, ne yapabileceğini bilememe durumuna girdim. Yine de tepkimi abartmamaya, seviyeli davranmaya çalıştım. Sadece yumruğumu sıkıp havaya kaldırdım.”
“Cevşen, Ayet el Kürsi ve nazar dualarım vardır. Nazara inanırım. Podyum öncesi besmele çekerim.”
“Köylü çocuğuyum. Biraz maçoluk var. Geleneklerime bağlıyımdır.”
“Babam çiftçidir. Yazları gidip ben de çiftçilik yaparım, babama yardım ederim.”
“Ağabeyimin otomobilini, cep telefonunu kullanıyorum. Kendime otomobil alacağım. Yatırım yapmayı düşünüyorum. Bu işte parayı çarçur ederseniz, hiçbir yere gelemezsiniz.”
“Hamburger, dürüm seviyorum. Arkadaşlarım sosyetenin geldiği yerlerde yememi istiyorlar. Ama ben öyle yerlerde rahat edemiyorum.”
“Önceden Arko krem alıyordum, şimdi Shiseido alıyorum. Daha kaliteli giyinmeyi, yemeyi herkes ister. Ama aileme, yakın çevreme tuhaf triplere girersem, köylü olduğumu inkar edersem, kötü bir yabancılaşma olur.”
Eğer üniversiteyi kazanamasaydı babası ona traktör alacaktı
Bu açıklamalar, 1997 yılında Hürriyet gazetesinden Gülden Aydın’ın yaptığı bir röportajdan... Cümlelerin sahibi, Türkiye’nin ilk Best Model of The World’ü seçilen 23 yaşındaki Kenan İmirzalıoğlu... Daha oyunculuk filan yok hesabında... Sadece “yakışıklı bir çocuk”... Aradan
16 yıl geçti, Kadir İnanır’ın elinden GQ Men of the Year (Yılın Adamı) ödülünü aldı bu delikanlı. Türkiye’nin en ünlü yıldızlarından biri oldu ama dediği gibi, geldiği yeri inkar etmedi hiç. Onu anketlerde en güvenilir ünlüler arasına sokan da buydu belki, erkeklerin kıskanmadan “Karım sizi çok seviyor, beraber fotoğraf çektirir misiniz?” diye yanına gelebilmesini sağlayan da...
Hâlâ her fırsatta gidip nefes aldığı köy, Ankara’nın Bala ilçesine bağlı Üçem. Ailenin köklerinde Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan var, soyadları da “bey” anlamına gelen “mirza” sözcüğünden türemiş. Çiftçi Münir Mustafa İmirzalıoğlu ile “Anadolu bilgesi” diye tanımladığı Yıldız Hanım’ın üçüncü çocuğu olarak
18 Haziran 1974’te doğdu Kenan. Abisi Derviş, ablası Zübeyde.
“Yeşilçam filmlerindeki huzurlu aile” diye tanımlıyor evlerindeki havayı: “Ortada soba, üzerinde patlatılan mısır, kestane...” Tarla sürmeyi, koyun sağmayı, ağaç budamayı bilerek büyüdü. İlkokulu bitirdiğinde okumak için Ankara’ya, teyzesinin yanına gönderildi. Önceleri başarılı bir öğrenciydi, basket takımındaydı bir yandan. Ama Deneme Lisesi’nde değişti işler. Gözü kızları görmeye başladı ve üniversiteyi kazanamadı. Halbuki biliyordu, başkaları üniversiteyi kazanınca babası araba alacaksa onunki kazanamazsa traktör alacaktı ona. Nitekim, Mustafa Bey köyde oğlunu en zor işlere koştu ki okuyamazsa ne olacağını görsün.
Böylece Kenan İmirzalıoğlu, Yıldız Teknik Üniversitesi Matematik Bölümü’nü kazandı sonraki yıl. Podyumları adımlarken de, dünyanın “Best Model”liği payesini göğüslerken de, eninde sonunda üniversiteyi bitireceğini biliyordu. Evet, habire aynanın karşısına geçtiği için “Çekilsene oğlum şu aynanın karşısından, artist mi olacaksın?” diye soran annesinin dediği oldu sonunda ama diplomasını da aldı.
Best Model ödülünün ardından sıralandı film, dizi teklifleri... Acemiydi ama temkinliydi... Sonunda Osman Sınav ile kesişti yolları. “Deli Yürek” dizisi vardı Sınav’ın elinde. Baktı ki ilk kez bir teklifte yakışıklılıktan daha fazlasına ihtiyaç var, hem istedi hem korktu. “Sende bu potansiyel var, yeter ki bu işe kelleni koy” diyen Sınav’a o çok bilinen cevabını verdi: “Kellem sizindir.”
Belki onun çapında bir başka yıldızın kabul etmeyeceği bir işi yaptı
1998’de başlayıp dört sezon süren “Deli Yürek”, onu bir yıldız yaparken, önüne de aşılması gereken yüksek bir duvar ördü. 2010 yılında Ayşe Arman’a o dönemi şöyle anlatacaktı: “Deli Yürek’teki o ilgi beni rahatsız ediyordu. İnsanlar Miroğlu’nu seviyorlardı, benim ismimi bile bilmiyorlardı. O zaman anladım ki, ‘star’ olmak, gazetelerde adının geçiyor olması palavra, kendini sürekli geliştirmen gerekiyor.”
“Deli Yürek Bumerang Cehennemi” filminde de oynadıktan sonra Miroğlu’ndan uzaklara, Amerika’ya kaçtı.
Kimlerle çalışmak istiyor?
Katıldığı bir televizyon programında “Babam ve Oğlum” filminde oynama fırsatını kaçırdığını açıklayan Kenan İmirzalıoğlu, Türkiye’den Nuri Bilge Ceylan, Zeki Demirkubuz, Çağan Irmak, Yavuz Turgul, Ferzan Özpetek ve Reha Erdem ile çalışmak istediğini söylüyor. Her zaman isimden önce projeye bakan oyuncunun filmi beğenmese bile mutlaka çalışmak isteyeceği kişiler ise Martin Scorsese ve David Lynch.
Gezi Parkı ve “Ustanın Hikayesi”
Hem Emek Sineması protestolarında hem Gezi Parkı’nda ön saflarda gördüğümüz Kenan İmirzalıoğlu, ağustos ayında uyuşturucu operasyonunda içeri alındıktan sonra nedamet getirerek sadece birkaç kez kullandığı bu beladan kurtulacağını söylemişti. Eylül ayında ise Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın hayatını anlatan “Ustanın Hikayesi” belgeselinde izledik İmirzalıoğlu’nu. Başbakan ile ilgili şu anısını anlatıyordu: “Başbakanlığa taziye için telefon açmıştım, başbakanımızın teyzesi rahmetli olduktan sonra. Aradan birkaç gün geçti, ‘Başbakanlıktan aranıyorsunuz’ diye bir not geldi bana. Başbakanımız telefondaydı ve bana teşekkür ediyordu, taziyede bulunduğum için. Dört-beş dakika sohbet ettik, ailemden konuştu, Ankaralı olduğumu biliyordu, Bala’dan, benim memleketten konuştuk. Telefonu kapattıktan sonra bir durup düşündüm açıkçası. Çünkü dizilerde çalışırken çok yoğun oluyoruz ve eşimize, dostumuza, ailemize ‘Çok yoğunuz, çok çalışıyoruz, o yüzden dönemiyoruz size’ gibi açıklamalarımız oluyor sitemler karşısında. Açıkçası Türkiye Cumhuriyeti’nin başbakanı bana geri dönüş yaptıysa ki herhalde binlerce
kişi aramıştır, bir durup düşündüm, bir utandım, oradan kendime bir ders çıkardım.”