Asu Maro

Asu Maro

amaro@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Can Özden’in Galata Perform’un Yeni Metin Yeni Tiyatro Atölyeleri kapsamında yazdığı ‘Ailemizin En Güzel Sırrı’, seyirciyi babanın ölümüyle bir araya gelen bir ailenin sırları arasında gezdiren bir kara komedi.

"Burada olmak istemeyen bir ailenin trajikomik hikayesi.” Sanıyorum bu oyunu da en güzel tanımlayan cümle bu, hatta çoğumuzun hayattaki yerini de en güzel tanımlayan cümle bu. Bir düşünün, kaç kere kendinizi tam da olmak istediğiniz şehirde, oturmak istediğiniz evde, hayalinizdeki işi yapar ve yaşamak istediğiniz hayatı yaşarken buldunuz? Hep bir “Şu olsa da...” yok mudur? Ne bileyim okulun bitmesi, emekliliğin gelmesi, ikramiyenin çıkması, bir şey olacaktır ve siz nihayet yaşamaya başlayacaksınızdır.

Haberin Devamı

Herkes için hayat başka yerde

Oyunumuzdaki ailenin üç bireyinin de böyle beklediği bir şey var. Anne, oğul ve kız adeta hayatı beklemeye almışlar, ‘o gün’ gelecek, dertler bitecek yeni bir hayat başlayacak diye diye gün geçiriyorlar. Babanın ölümü onları bir masa etrafında toplayana kadar.

Baba gitti, ne olacak?

Fakat böyle anlattığımızda hayal edeceğiniz gibi bir masa değil bu üçlünün toplandığı. Şarkılarla kurulan neşeli bir kahvaltı sofrasından, pencereden içeri girişini neredeyse elle tutabileceğimiz bahar havasından, nihayet yakalanmış görünen bir mutluluktan söz ediyoruz. Belli ki her birinin içinde gizlenen sırlardan da. Birçok şeye engel gibi görünen baba gitti, ne olacak şimdi? Ayrıca acaba bu gidiş doğal yoldan mı oldu, yoksa içlerinden birinin parmağı var mı? Hepsi birbirinden şüphelenir, olaylar gelişir.

Herkes için hayat başka yerde

Can Özden’in Galata Perform’un Yeni Metin Yeni Tiyatro Atölyeleri kapsamında yazdığı ilk oyunu ‘Ailemizin En Güzel Sırrı’, bu kahvaltı sofrasından başlayarak bizi bu ailenin sırları arasında gezdiren 60 dakikalık bir kara komedi. Seyirci olarak hem babanın ölümüne dair sürekli büyüyen bir merak besliyor hem de bu üç karakterin hayallerine, gerçekleşmemiş hayat planlarına tanık oluyorsunuz. Bir hayli de gülüyorsunuz.

Oyunu oyuncu ve yönetmen Selen Uçer sahneye koymuş. Aralarında şahane bir uyum olan üç oyuncu; Güner Özkul, Pınar Göktaş ve Burak Küçükosman oynuyor anne - oğul - kız üçlüsünü. Hepsi de karakterlerini bütün açmazlarıyla ortaya koymakta gayet başarılı. Ayrıca asla tempoyu düşürmüyorlar. Yalnız ben Münir Özkul ve Suna Selen gibi iki usta oyuncunun genlerini taşıyan Güner Özkul’a ayrı bir parantez açmak isterim; hakikaten tadına doyulmaz bir tatlı kaçık anne oynuyor. Şaşırtıcı olmayan bir ışığı ve komedi damarı var, umarım artık daha sık izleriz kendisini sahnelerde.

Haberin Devamı

Metinle ilgili de birkaç kelam etmek gerekir; gayet sağlam bir fikirden yola çıkıp seyirciyi merakla sürüklerken saptığı yan yollar dikkati dağıtıyor. Açıkçası insan annenin yaşamak isteyip de yaşayamadığı hayatın, içinde kalan hayallerin neler olduğunu gayet net anlayıp o hikâyenin peşinden gitmek istiyor, ona çok ikna oluyor, araya giren oğlanla kızın meseleleriyle o derece ilgilenemiyor, ya da ilgilenmek istemiyor. Tek başına o hikâye yetermiş de artarmış aslında, bütün ailenin ve aralarındaki ilişkilerin durumunu da anlatmaya.

Haberin Devamı

Ama sonuçta 60 dakikayı keyifle geçirdiğin, son derece iyi oyunculuklar izlediğin, her şeyden önemlisi çok ‘bizden’ bir oyun, ‘Ailemizin En Güzel Sırrı’. Yeni Metin Yeni Tiyatro atölyelerinin bu anlamda tiyatromuza katkısı az buz değil, bunun için ayrıca kutluyoruz kendilerini.

‘AİLEMİZİN EN GÜZEL SIRRI’

GALATA PERFORM

- Yazan: Can Özden - Yöneten: Selen Uçer - Işık tasarımı: Utku Kara - Yardımcı yönetmen: Orçun Ucal - Oynayanlar: Güner Özkul, Pınar Göktaş, Burak Küçükosman