Böyle ayrılık olmaz!

13 Mart 2019

Beşiktaş - Konyaspor... Yılın en heyecanlı, en dinamik maçlarından biri. İki takım da skora razı değil, değiştirmek istiyorlar.
Saygı duyulacak çaba, emek ve mücadele...
Futbolseverin kendini kaptırabileceği bir keyif atmosferi oluşuyor.
Ama o atmosferi bozan bir şeyler var.
Tribündeki sesler... Taraftar dediğimiz o “haşmetlu ve öfkelu” (!) tribün ahalisinden bir kısmı maçı bırakıp Hoca’ya takıyor:
“-Güneş istifa !.. Güneş istifa!...”
İlaveten bir de romantik şarkı: “I love you Guti... I love you Guti”

Yazının Devamı

Donk diye vurdu

12 Mart 2019

Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim, takımının iç saha performansına dayanarak iyi bir oyun ve iyi bir skor bekliyordu. Önce skoru buldu. Feghouli’nin golü için (Dk.17) çok beklemedi.
O dakikadan sonra önde olmanın keyfiyle daha yaratıcı daha etkin bir oyun sergilemesi beklenirdi. Ama olmadı. Şampiyonluk yolunda Başakşehir’in görünen en güçlü rakibi, ilk yarı sonuna kadar doğru dürüst gol pozisyonuna giremedi. Buna karşılık kaleci Muslera’nın her iki yarıda toplam dört olağanüstü kurtarışı vardı.
Maçı zor ve sıkıntılı hale getiren olay, oyunun merkezinde Ndiaye-Belhanda ikilisinin merkezde tutuk ve verimsiz oyunu oldu. Doğru koşular ve baskıyla Celustka-Amilton hattından sık sık atağa kalkıp Doukara’yı pozisyona sokmaya çalışan Antalyaspor, iki bek Mariano ve Emre Taşdemir üzerinde de etkinlik sağladı. İlk yarının sonuna kadar oyunun parlayan tarafı konuk ekipti.
Terim, tabloyu değiştirmek için radikal bir değişikliğe karar verdi: Çok istekli olduğu için sahaya sürdüğü Emre Akbaba’yı kenara aldı hoca... İkinci yarıya Donk hamlesiyle başladı. Aslında tek hamlenin de ötesinde etkin oldu bu değişiklik...
NDiaye-Donk ikilisi daha iyi çalışmaya başladı. Orada tutuk kalan

Yazının Devamı

Son söz Kagawa’nın

11 Mart 2019

Şenol Hoca’nın veda turlarında rakip Aykut Kocaman’ın ekibi Atiker Konyaspor… Vodafone Park’ta manalı bir gün… Hem ilk yarıda Konya’da (2-2) biten maçın rövanşı oynanacak, hem de iki hoca bir araya gelip dostluk fotoğrafı sunacaklar. Yıllardır aralarından sık sık kara kediler geçen iki futbol adamı biçimsel de olsa el sıkışıp poz veriyorlar.
Acaba birbirlerine neler söylediler ayak üstü ? Aykut Hoca, Güneş’i Milli Takım’daki yeni görevi için kutladı mı? Şenol Hoca da az sonra başlayacak maç için başarılar diledi mi? Bunları bilmiyoruz. Objektifler samimiyet ölçümü yapamıyor. Yine de en azından zevahiri (görünüşü) kurtardıkları için memnunuz.
Maça dönersek… Beşiktaş iyi başladı. Bol paslı çabuk oyunda, Fenerbahçe önünde kaçırdıkları galibiyetin yarasını sarma niyeti gösterdiler. Perdeyi açtıran adam Burak Yılmaz oldu. Ljajic’e verdiği şahane pas, şahane asiste dönüştü.
Bu zevkli ve keyifli başlangıça Konyaspor da ayak uydurdu... Beşiktaş hücumlarında kazandıkları toplarla çok hızlı oyun kurarak kontralara çıktılar. Ömer Ali’nin golü böyle atıldı. Beşiktaş golü attıktan sonra rakip takımın reaksiyonuna karşı oyunu soğutup topu kaybetmeden devam edebilse rahatlayabilirdi.

Yazının Devamı

Ne jilet, ne çakı… Gitarcı tırnağı

6 Mart 2019

Önce Diyarbakır’a uğrayalım. Biliyorsunuz, Cumartesi günü 2.Türkiye Ligi Beyaz Grup’taki Amedspor- Sakaryaspor (1-1) maçından önce sahada gerginlikler yaşanmış ve Amedporlu Mansur Çalar’ın sol elinde taşıdığı kesici bir aletle Sakaryasporlu dört oyuncuyu yüz, omuz, bacak ve sırtlarından yaraladığı bildirilmişti.


Olayla ilgili görüntüler de televizyon haberlerinde ekrana getirilmişti. Bu haberlerde kesici aletin ne olduğu tam olarak anlaşılamıyordu. Jilet diyen de vardı. Çakı, bıçak ya da çivi olduğunu iddia eden de!
Hayır öyle bir alet yoktu. Amedsporlu Mansur Çalar kesici bir alet taşımıyordu.
Sol elinin yüzük parmağı ile orta parmağındaki tırnakları tıpkı gitaristler gibi ötekilere göre çok daha uzundu. Çizik ve yaralamalar elindeki doğal uzantılarla (!) katıldığı itiş kakışların sonucunda oluşmuştu.
Kimsenin avukatı değilim. Olayın her yanıyla üzücü olduğunu, sporla bağdaşmadığını söylemeliyim. Bu konuda hem TFF, hem de Diyarbakır Savcılığı gerekli soruşturmaları ayrı ayrı yürütüyorlar.
Umarım tekrarlanmaz


Yazının Devamı

Hoca’nın veda turları

3 Mart 2019

Beşiktaş için bol sürprizli veda turları başladı. Fenerbahçe derbisindeki beraberlik (3-3), sonrasında Şenol Güneş’in Milli Takım teknik direktörlüğüne getirilme kararı, ilk etkisini Kayseri’de gösterdi.
Doğrusu, yine güzel bir maç izledik... Oyun iki takım arasında gitti geldi. Sonunda adil bir sonuç ortaya çıktı. Beşiktaş, bol bol gol pozisyonuna girdiği, Burak ve Llajic’in göz doldurduğu maçta önce rakibi üzerinde ağır baskı kurdu. Atiba’nın attığı gol o baskının sonucunda Dorukhan’ın kafayla yaptığı asist sonucu geldi. Yine de hakça konuşalım. Hikmet Karaman ve Kayserispor, gole rağmen geri adım atmadı. Çözülmediler, sinmediler, dağılmadılar. Aksine Deniz, Kravets, Umut Bulut, oynadığı sürece Mensah, Şamil’le oyuna ortak oldular, Beşiktaş olmayacak golleri kaçırıyordu. Özellikle ikinci yarıda!.
Şenol Güneş, Adriano’yu sağda, çoktan gözden çıkarılan Medel’i savunmanın göbeğinde görevlendirirken, Kagawa’yı oyunun dışında tuttu. Kırmızı cezasından sonra takıma dönen Quaresma ise sıkça rastlandığı gibi kafasına göre disiplinsiz bir oyun oynadı. Hele girdiği yüzde yüz bir gol pozisyonu var ki hiç de şaşırtmadan kaçırdı. Bu maçta gol atmamasına rağmen Burak Yılmaz’ın oyununu

Yazının Devamı

Mucize, proje, operasyon

27 Şubat 2019

Beşiktaş-Fenerbahçe (3-3) derbisinin ezeli rekabet tarihimize yeni bir mucize olarak yazılması, futbolumuzda bazı kavramları yeniden tartışmamızı gerektiriyor. Herhangi bir olayın, etkinliğin, girişimin mucize sayılabilmesi için her şeyden önce bilimsel ve doğal yasaların kabul edemeyeceği, tanımlanamayacak biçimde gerçekleşmesi gerekir.
Bu anlamda derbide mucizeden söz edemeyiz. Ancak insanlar genellikle hayran kaldıkları becerilere, buluşlara ve olaylara da mucize yakıştırması yapabilirler. Buna itiraz etmem. Zaman zaman hayranlık ve takdir bağlamında mucize sözcüğünü ben de kullanabilirim.
Ancak bir derbi maçına, futbolda beklenmedik olaylara kolayından mucize sözüyle yaklaşmak, bir hayranlık ifadesi olmakla birlikte, kafa karıştırıcıdır.
Mucize sözcüğü her şeyden önce aklımızı kenara koyup, sonucu tüm ayrıntılarıyla hayranlık ve takdirle kabul etmemize yol açar. Bu konuda destanlar yazılır, türküler yakılır. Futbolda da taraftar tribünlerinde yıllarca unutulmayacak şarkılar söylenir.
Oysa her maçın doğru analizini yapmak, tüm bileşenleri gözden geçirmek, istatistiklere göz atmak, bireysel performansları, takımca ortaya konmuş skorları üreten performansı da tartmak

Yazının Devamı

Kaybeden Kartal oldu

26 Şubat 2019

Yazıya 3-3’lük beraberlikle başlıyorum... İki takımın da birbirini dağıttığı birer devrelik müthiş bir maç izledik. Emekleriyle, hünerleriyle hataları ve beceriksizlikleriyle dolu dolu bir maçtı bu...
Hele atılan goller, pozisyonlar ve fauller... Futbolun zevki, heyecanı, stresi hep iç-içeydi.
Teknik direktörler de katkıda bulundu gösteriye...
Şenol Güneş, Q7’yi kulübede bekletirken oyuna Lens’le başladı. Orta alanda Ljajic’in yokluğuna Kagawa’yla alternatif oluşturmuştu. Galiba iyi de etmişti. Japon futbolcu oyunun akışına ve kurgusuna çok ince tınılı dokunuşlar yaptı. O dokunuşların skora da yansıdığını gördük. İlk golde örneğin, Kagawa’nın serbest vuruşunda Vida topla buluşup Gökhan’a asist yaptı. Özellikle ilk yarıda Atiba ve Kagawa oyunun akışında hem kontrol, hem de ofansif katkı yaptılar. Bu maçta yıldızı parlayan iki Beşiktaşlı vardı. Gökhan Gönül ve Burak Yılmaz. Gökhan ilk golü attı, ama sevinmedi. Eski takımı Fenerbahçe’ye karşı saygı suskunluğu... Bir de penaltı kazandırdı takımına. Burak Yılmaz önce Gökhan’ı terse yatırdı, sonra vuruşunu yaptı, gol. Ardından bir Burak golü daha!.
İlk yarıyı 3-0’la kapatınca Beşiktaş, Fenerbahçe’nin farktan hezimete dönüşeceğini

Yazının Devamı

GRİ deyip susma, ne olur

20 Şubat 2019

Sabri Çelik başkanlığındaki Merkez Hakem Kurulu, tartışmalı hakem kararlarının gündeme oturduğu bir haftayı geride bırakarak göreve başladı.
Kuşkusuz sıkıntılı, zor bir süreç... Türk hakemleri formsuz, güvensiz, baskı altında. VAR sistemi ile egoları arasına sıkışmış durumdalar. Dahası, çok yorgunlar. Haftalardır peş peşe görev alıyorlar, maç yönetiyorlar. Görev almadan boş geçirdikleri bir hafta hemen hemen yok gibi. Daha da dramatik olanı, aynı hakemin bir ilde düdüğüyle sahada görev yaparken, ertesi gün bir başka maçın VAR hakemliğini üstlenmesi... VAR hakemlerinin saha içinde düdük çalanlardan seçilmesiyle en büyük arızayı çıkaran sistem, tüm bunların üzerine bir de “personel yetersizliği” nedeniyle sık sık tartışma konusu oluyor.
MHK’nın Süper Lig’de görevlendirdiği hakem sayısı 24. VAR sisteminin ilk yılında bu sayının yetmeyeceği hesaplanmamış. MHK’nın en büyük hedefi, önümüzdeki sezonda hakem sayısını en az 30’a yükseltmek.
En merak edilen soru: Beşiktaş-Fenerbahçe derbisinin hakemi kim olacak?
Bu soruya yanıt vermek zor. Yusuf Namoğlu başkanlığındaki “müstafi” MHK, 22. haftanın hakemlerini atayarak son görevini yaptı. Bu atamada derbiye aday hakemlerin tümüne görev

Yazının Devamı