Kir ve leke... Eksiklik, kusur ve ayıp. Adı "süper" leştirilmiş ligimizin, futbolumuzun temel özellikleri oldu bu sözcükler.
TDK sözlüğünde, hepsini kapsayacak biçimde eski bir sözcüğe yer veriliyor:
Şaibe’ye...
Kiri, lekeyi, ayıbı, eksiği ve kusuru ezbere kullananlar, şaibe sözcüğüne sarılarak rakiplerinin başarısına kulp takıyorlar. Bir anlamda vicdanları baskı altına alarak Galatasaray’ın şampiyonluğunu gölgelemeye, gözden düşürmeye çalışıyorlar.
Herkesin parmağının başkasını gösterdiği, her parmağın suçlu diye başkasını işaret ettiği eksikli, kusurlu, lekeli ve kirli bir ligde, en büyük ayıp payını da şampiyona ayırmak biraz ayıp olmuyor mu?
Türk Futbolu’na yön verenlerin, öncelikle de kulüp yöneticilerinin, biraz kendilerini de aşarak bir özeleştiri yapma zamanı gelmedi mi?
Bu kiri, lekeyi; ayıp, eksiklik ve kusuru temizlemenin, gidermenin yolu sadece başkalarını suçlamak mı?
Bu lig geçerli değilse, vicdanlarınızda onaylanmadıysa, önümüzdeki yıl katılacağımız Avrupa Kupaları’nda hangi ligi temsil edeceksiniz? Sizi uluslararası alanlara taşıyan kriterleri başarı ölçüsünü açıklarken, Türkiye Ligi dışında hangi referansları vereceksiniz?
Şapkaları önünüze koyup düşünmenin zamanı değil mi?
Tanrı aşkına söyleyin... Bu ligde kim kime rahat ve huzur verdi? Kim kime inandı? Herkes kendi dışındaki kurum, kulüp ve kişilerin rahat çalışmaması, ya da kendi çıkarına uygun çalışması için elinden geleni yapmadı mı?
Ortalığı karıştırıp gerginlik yaratanlar, her kurumu, her kişiyi baskı altına alıp suçlayanlar ve dışlayanlar sonunda yalnız kalmadılar mı?
Kirlilik, leke, ayıp, eksik ve kusur varsa hepimize aittir.
Bu kirlenmeyi, bu ayıbı, bu eksiklik ve kusuru gidermek de hepimize ait bir görevdir.
Sadece karşınızdakini suçlayarak bir yere varılamayacağını, ortak değerimiz olan spor ve futbolun, ancak ortak çabalarla temizlenerek, barış ortamı içinde gelişip yükseleceğini asla unutmayalım.
O nedenle bir "bahar temizliği" kaçınılmazdır. Zaman geçirilmeden yapılmalıdır. Önce kendi iç vicdanlarında, sonra kulüplerimizde ve kurumlarımızda... Federasyonumuzda ve federasyon kurullarında karşılıklı saygı ve hoşgörüye dayalı, kurallara uyma kararlılığı göstererek gerekli yenilenmeyi yapmalıyız... Daha da ötesi barışmalıyız.
Unutmayalım... Hiçbir savaşın galibi yoktur!
Uzlaşmalıyız, anlaşmalıyız!
Özay Şendir
‘Diyalektik bir şey’ olarak Lozan tartışması...
16 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Sosyolojik hatalar!
16 Mayıs 2025
Zafer Şahin
Sanatçılar ‘Terörsüz Türkiye’ istemiyor mu?
16 Mayıs 2025
Abdullah Karakuş
Krizler, görüşmeler ve sonuçları
16 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
İttifak’ta görüş ayrılığı çıkmadı
16 Mayıs 2025