Teknik direktör kim olursa olsun, bu sıkıntı ve sancı kolay kolay önlenemiyor...1996’da Fatih Terim, ilk kez katıldığımız Avrupa Futbol şampiyonası için Nottingham’a kadro hazırlarken de yaşandı, Euro 2000’de Mustafa Denizli listeyi yazarken de aynı dram tekrarlandı. Dün de Şenol Güneş, dört futbolcusunu Dünya Kupası dışında bırakırken, aklı ile duyguları arasında gidip geldi.
Organizatörlerin koyduğu kadro sınırlaması, ne yazık ki teknik direktörlerin geniş kadrosunu taşıyamıyor. Dışarıda kalan futbolcular, takım için de hoca için de ciddi bir sorun oluşturuyor.
Şenol Güneş, FIFA’nın 3 kaleci + 20 futbolcuyla sınırlandırdığı kadroya 28 oyuncu çağırdı... İsmail Güldüren’in beklenmedik sakatlığı ve ameliyatı nedeniyle kadro 27’ye indi... Bu satırların yazıldığı saatlerde, Güneş dışarıda bırakacağı dört kişiyi henüz belirlememişti. Ancak sancılarını, sıkıntılarını biliyordum. Antalya’da kafasını meşgul eden zor karar, dün son dakikaya kadar Seul’de de canını sıkmaya devam etti.
Üç adam konusunda hiç zorlanmadı Güneş... Kaleci Metin Aktaş, Fenerbahçeli Serhat Akın ve Kocaelisporlu Cihan Haspolatlı... Dördüncü adam konusunda ise rahat karar veremedi...
Real Sociedadlı Tayfun Korkut ile Nihat Kahveci, Beşiktaş kaptanı Tayfur Havutçu, hocanın "dördüncü " adayı oldular.
Sanılanın aksine, Leicesterli "Muzzy" Mustafa izzet, dışarıda değil, özel görevle "içeride" kalacak oyuncuydu.
Kimi bıraksa içi acıyordu Şenol Güneş’in...
Ama çaresiz, birini çizecekti...
Biz, belli olan üç kişiyle başlayalım.
Metin Aktaş için söyleyecek söz yok. Trabzonspor kalecisi kötü bir sezon geçirdi... Kore’ye kadar uzanıp değişik bir ortamda antrenman yapması bile onun en azından gelecek sezon daha yüksek performans göstermesine yarar. İtiraza yer yok. Cihan Haspolatlı da yerelden evrensele uzanan kariyer çizgisinde beklemeyi bilmelidir.
Serhat Akın’a gelince...
Türk futbolunun yeni yeni kazanmakta olduğu değişik bir santrfor tipi... Koşuyor, pres yapıyor, pozisyon hazırlıyor, asistten geri kalmıyor. Hem geniş seçenekli forvet elemanı, hem de tipik bir santrfor.
Güneş, Serhat’ı dışarıda bırakırken, maçların çoğunu "tek santrforla " oynayacağını hatırlatıyor... Hasan Şaş, Arif ve Yıldıray gibi gol üretebilen etkili forvet oyuncuları da eldeyken, Serhat’a yer kalmıyor.
Hayır, bence Serhat yine de 23’ün içinde olmalıydı. Hocanın sistemine itirazım yok... Ancak Hakan’ın sakatlığı, İlhan’ın devre dışı kalması gibi beklenmedik hallerde Serhat iyi bir alternatif olabilirdi, diye düşünüyorum.
Dördüncü adayları olan üçlüye gelince... Tayfun ve Tayfur, uluslararası tecrübe sahibi, olgun sporculardır... Hiç itirazsız kabul edebilirler. Ama bunu genç Nihat’a anlatmak çok daha zor olacak... Ne var ki, biri bekleyecekse, o adam bence Nihat olmalı!
Siz bu yazıyı okurken, Güneş’in seçimini öğrenmiş olacaksınız...
Çok şey farketmiyor aslında. Bu zor karar verilmiş olacak.
Dışarıda kalanlar, asla küsmemeli... FIFA’nın kabul edebileceği beklenmedik bir sakatlık halinde, derhal görev almak üzere kendilerini hazır tutmalı. Ellerine mesleksel bir gözlem yapma fırsatı geçti. Bunu iyi değerlendirmeliler.
Dünya Kupası’ndan hemen sonra Avrupa Futbol Şampiyonası elemeleri başlayacak. Her an göreve çağırılabilirler. Asla küsmemeliler.
Hele genç Serhat’ın, Cihan’ın, Nihat’ın küsmeye hiç hakkı yok.
Çünkü gelecek zaten onların!
Not: Bu yazı Güneş’in listeyi FIFA’ya bildirmesinden önce yazılmıştır.
Özay Şendir
‘Diyalektik bir şey’ olarak Lozan tartışması...
16 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Sosyolojik hatalar!
16 Mayıs 2025
Zafer Şahin
Sanatçılar ‘Terörsüz Türkiye’ istemiyor mu?
16 Mayıs 2025
Abdullah Karakuş
Krizler, görüşmeler ve sonuçları
16 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
İttifak’ta görüş ayrılığı çıkmadı
16 Mayıs 2025