Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


İlk kez el yordamıyla bulduğu kaleciyle oynayacağını hiç umursamadı... Ahmet Yıldırım'ın yokluğuna, Baya'nın Afrika turuna, Nihat'ın Real Sociedad'a uçup gitmesine kafayı takmadı. Yokları değil, varları koydu önüne... Elindeki oyuncularla aklını, yüreğini ve meslek onurunu birleştirip taktik zekasını Avni Aker'in çimlerine yansıttı. Christoph Daum dün gece, hem kendi kişisel tarihine parlak bir sayfa yazdı, hem de Beşiktaş'ın yerini yeniden şampiyon adayı olarak skor tabelasına kazıdı.
Daum'un aklı öncelikle saha parselasyonuna yansımıştı. Ali Eren, Ronaldo ve Erman ile savunmayı üçledi. Sağ kanada Khlestov, ön liberoya Ümit ve Tayfur, sol kanada İbrahim'i akıllıca yerleştirdi. İleri uçta Ahmet Dursun ve İlhan'ın hemen arkasına Tümer'i yaratıcı hücum planlayıcısı olarak dikti. Belli ki bu dizilişi elindeki olanaklara göre en iyi biçimde seçmiş ve sonra da futbolcularını motive etmek için dil dökmüştü. Onlara korkmamalarını, koşmalarını söylerken golü de çok kolay bulacaklarına inanıyordu. Hele çift santrforla Trabzon'un üstüne çullanması gerçekten akıllı bir tercihin yansımasıydı. Kusursuz oynayan savunmadan çıkan uzun toplar, kanatlardan gelen etkili ataklar Trabzon savunmasının yerleşme planlarını alt üst ederken, ev sahibinin geriden oyun kurarak ileri çıkmasını da engelliyordu. Bir pozisyon hariç Ahmet Dursun - İlhan ikilisi uyum içinde topu üleştiler, paslaşmanın güzel örneklerini verdiler. Ne var ki, Ahmet Dursun'un 3 - 0'dan sonra süratle ceza alanına inerken boş durumdaki İlhan'a pas vermeden rakibine çalım atmayı denemesi, bu güzelliğin dikeni gibi gözlere battı. Daum da hafif tertip çıldırdı. Ama Beşiktaşlılar dün öfkelerini değil becerilerini paylaştılar, neşeyi bölüştüler. Golleri beşlediler. Oyuna rekabetin yarattığı gerginliğin katıldığı her dakikada takımca dayanışma göstererek, sadece futbol oynayarak, sportmence davranarak çirkinlikleri engellediler. Trabzonsporlu futbolcuların da sportmenlikte en az Beşiktaşlı futbolcular kadar örnek olduğunu belirtmeliyiz. Ama bu tribün öfkesini anlayamıyorum. Türkiye'nin iki seçkin takımı sahada mertçe mücadele ederken önce küfür sloganlarını atmak, sonra da sahaya koltuk fırlatmak ne seyirciye, ne sportmenliğe, ne Trabzonluluğa yakışıyor. Skor tabelası dünyanın sonu değil. Ama sporu bitiren, futbolu kemiren felaketlerin başlangıcı olabilir. Aman dikkat. Dünya kupalarına taşıdığımız futbolu pisliklerin içine düşürmeyelim.