Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Daum’la Briegel arasında sessiz bir yarış var...İki yıl önce Beşiktaş’ın sorumluluğunu üstlenen Briegel, galibiyet serisinde 13. maça kadar ilerlemiş, orada Galatasaray’a takılmıştı. Daum, 9 galibiyeti üst üstte koyarken, zaman zaman zorlandı. Keskin virajları şansıyla, umulmadık becerilerle, takımın kendisini aşan şampiyonluk inancıyla geçti. Ama Diyarbakır’da motor tekledi. Yurttaşı Briegel’in gerisinde kaldı.
Bozuk zemin elbette bu sonuçta etkili oldu. Futbolcuların pas iletişimini kopardı. İkili mücadelelerin kalitesi düştü. Top kontrolü gülünç fiyaskolara dönüştü. Öte yandan seyircisiz oynadıkları Bursaspor maçındaki zoraki galibiyetin gizleyemediği savunma zaafları da Beşiktaş’ta ayrı bir tedirginlik yaratıyordu.
Diyarbakırspor kendi sahasında Trabzonspor ve Fenerbahçe’yi yenmiş olmanın özgüveni ile mücadele etti. Deniz’in orta alandan yönlendirdiği Yeşil - Kırmızılı takım, Kona ve Celaleddin ile gole üç kez yaklaşmasına rağmen kaleci Asper’i geçemedi. Buna karşılık Beşiktaşlı futbolcuların top kullanmasına, pozisyon yaratmasına hiç şans tanımadılar. Alan ve zaman daraltarak Tümer’i, Tayfur’u, Khlestov ve Bayram’ı etkisiz hale getirdiler. Ahmet Dursun - İlhan Mansız ikilisini birbirinden kopardılar. Beşiktaş Tayfur ile şakacıktan rakip kaleyi ilk kez yokladığında dakika 49’du. 57. dakikada Ahmet Dursun uzaktan ilk gol yoklamasını yaptı, kaleci Şenol müthiş bir refleksle topu kornere attı.
MHK, bu maça Metin Tokat gibi FIFA klasmanının en iyi hakemlerinden birini verirken, günün anlam ve önemini kavramıştı. Ama Beşiktaşlı futbolcular maça MHK kadar önem vermediler. Özellikle Tümer, oynadığı oyunla hayal kırıklığı yarattı. Beşiktaş’ın en iyileri kaleci Asper, savunmada Ronaldo ve oyunun büyük ölçüde yükünü taşıyan Bayram’dı.
Bu kötü futbola birer puan bile fazla gelir. Hadi dipten kurtulma savaşı veren Diyarbakır’a sevinci çok görmeyelim. Ama şampiyon adıyının mutlu olmaya hakkı var mı? Hiç sanmıyorum!