Karmakarışık duygularla, çelişkili tablolarla kapandı Şükrü Saracoğlu Stadı... Fenerbahçe’nin hayal kırıklığı ile biten, ama Şampiyonlar Ligi biletiyle ödüllendirilen gayretleri, elbette taraftarı için tatmin edici bir sezon anlamına gelmiyordu. Hele ki, "şaibe" söyleminin sahipleri de kendi yöneticileriyken... Yine de Fenerbahçe yönetimini kutlamalıyız... Aşırı öfkeden yarar çıkmayacağını zamanında görerek işin içine kutlamaları kattılar. Atatürk’ün kulüp ziyaretini onurla yadettiler. Kendi içlerine çekilerek öfkenin acısını dayanışma ile bastırmaya çalıştılar.
Diyarbakırspor maçı da böyle sakinleştirilmiş bir ortamda başladı. Ligin ilk yarısında Mustafa Denizli’nin kellesini uçuran maçın rövanşında her iki takımın hocası rahattı. Futbolcular iyi niyetliydiler.
Bu maçın kahramanı genç Serhat’tı. Elbette kapanış maçında kimseden olağanüstü gayret beklenemezdi, ama Serhat olağanüstü gayretliydi. Neden? Bazı arkadaşlar genç golcünün Bayern Münih teknik ekibinden biri tarafından izlendiğini söylediler. Bu haber doğrulanmadı. Menajerinin pazarlık gücünü artırmak için yapay haberler yaydığını ileri sürenler de oldu. Tevatürü boşverin ama, Serhat inanılmaz tempoyla, gol atma arzusuyla oynuyordu. Bu hırsın, enerjinin, becerili vuruşların ilk golde örneklenen beklenmedik hücum - pres anlayışının temel nedeni, bana göre Şenol Güneş’e mesaj vermekti: "Hocam beni de Kore’ye götür"... Kendi adıma bu mesajı onayladım. Serhat, faulü azaltılmış, koşusu, akıl katkıları ve şut dozajı artırılmış anlayışla baştan sona aslan gibi mücadele etti. Menajerinin stratejisi beni ilgilendirmiyor. Oynadığı oyunun, sahip olduğu heyecanın tanığıyım. Serhat attığı iki golle Kore biletini hak ediyor. Güneş’in onu gölgede bırakmamasını dilerim.
Bir de Andy... İtalya’dan 10 milyon dolarlık maliyetle getirilen ağır ve sempatik İsveçli, dün 13 dakikalık oyunuyla profesyonel kariyerine noktayı koydu. Ofsaytla harcanan son golünün buruk anısını herhalde unutmayacaktır.
Fenerbahçe - Diyarbakırspor maçı 1 - 1’lik geçici eşitlikten sonra tatsız ve çirkin hal aldı. Tribünde, hem de protokol tribünü ve yakınında yaşananlar utanç vericiydi. Dileyelim yeni sezonda böyle ayıplar sergilenmez.
İyi niyetle ve hoşlukla bitirmek istiyorum: Aferim Serhat... Teşekkürler Andersson!
Özay Şendir
‘Diyalektik bir şey’ olarak Lozan tartışması...
16 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Sosyolojik hatalar!
16 Mayıs 2025
Zafer Şahin
Sanatçılar ‘Terörsüz Türkiye’ istemiyor mu?
16 Mayıs 2025
Abdullah Karakuş
Krizler, görüşmeler ve sonuçları
16 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
İttifak’ta görüş ayrılığı çıkmadı
16 Mayıs 2025